JAMA Neurology dergisinde yayımlanan yeni bir araştırma, Veteranlar Sağlık İdaresi (VHA) sistemine kayıtlı olan ABD’deki 1 milyon 268 bin 599 yaşlı bireyin verilerini kapsamlı bir şekilde incelemiştir.
Araştırmada yaş, ırk, kalp sağlığı gibi faktörlerin yanı sıra, demansın bölgesel farklılıklarla ilişkisi de göz önüne alınmıştır. ABD Hastalık Kontrol ve Önleme Merkezleri’nin (CDC) ülkeyi 10 farklı bölgeye ayıran sınıflandırmasına dayalı olarak yapılan analiz, bazı bölgelerin demans oranlarına dair önemli bulgular sunmaktadır.
Orta Atlantik bölgesi, özellikle Pennsylvania ve Maryland çevresinde, en düşük demans oranlarına sahipken, güneydoğu bölgesi ise bu rahatsızlığın en yaygın görüldüğü alan olarak dikkat çekmektedir. Araştırma sonuçlarına göre, güneydoğuda demans görülme oranı yüzde 25 iken, kuzeybatıda bu oran yüzde 23, güney bölgelerinde yüzde 18, güneybatıda yüzde 13 ve kuzeydoğuda ise yalnızca yüzde 7 olarak tespit edilmiştir.
Bilim insanları, bu bulguların yaşanan bölgelerin demans riski üzerinde belirleyici bir etkisi olduğuna işaret ettiğini belirtmekte, bölgesel sağlık planlamalarının önemini vurgulamaktadır. Her bölgenin özel sağlık ihtiyaçlarına göre halk sağlığı politikalarının geliştirilmesi gerektiği ifade edilmektedir.
Demans, hafıza kaybı, düşünme becerilerinde azalma ve problem çözme yetilerinde bozulma gibi belirtilerle günlük yaşamı olumsuz etkileyen bir bilişsel bozukluk olarak tanımlanır. En yaygın demans türü ise Alzheimer hastalığıdır.
Yaş, genetik yatkınlık gibi değiştirilemeyen faktörlerin yanı sıra, yaşam tarzı, alkol tüketimi, kardiyovasküler hastalıklar, işitme ve görme kaybı, depresyon, hava kirliliği ve uyku bozuklukları gibi değiştirilebilir riskler de demans gelişiminde rol oynayabilmektedir.
Dünya Sağlık Örgütü (DSÖ) verilerine göre, dünya genelinde 55 milyondan fazla insan demans ile mücadele etmekte ve her yıl yaklaşık 10 milyon yeni demans vakası kaydedilmektedir.
