Türkiye’de yaklaşık 700.000 kişi Alzheimer ve çeşitli demans türleriyle yaşam mücadelesi veriyor. Alzheimer ve bunama gibi bilişsel hastalıkların erken teşhisi, tedavi süreçlerinin etkinliği ve yaşam kalitesinin artırılması açısından son derece kritik bir öneme sahip. 2023 yılında yayımlanan dikkat çekici bir bilimsel araştırma, bu hastalığın başlangıcını işaret eden bazı belirtilerin karmaşık tıbbi testlerde değil, günlük konuşma alışkanlıklarımızda gizli olabileceğini öne sürüyor.
Toronto Üniversitesi’nde yürütülen araştırmalar, konuşma ritmindeki değişikliklerin ya da doğru kelimeyi bulmada yaşanan yaygın zorlukların, bilişsel gerilemenin erken ve belirgin göstergeleri olabileceği fikrini destekliyor.
Herkesin zaman zaman yaşadığı, aranan kelimenin hafızadan çıkmakta zorlandığı “dilimin ucunda” hissi, 60 yaşından sonra daha sık karşılaşılan bir durum haline gelebiliyor.
Nörobilimci Jed Meltzer, bu durumu şu sözlerle ifade ediyor: “Bu bulgu, doktorların bilişsel gerilemeyi daha hızlı tespit etmelerini ve yaşlı bireylerin yaşlandıkça beyin sağlıklarına daha fazla dikkat etmelerini sağlamak için, konuşma hızının standart bilişsel değerlendirmelerin bir parçası olarak göz önünde bulundurulması gerektiğini göstermektedir.”
Araştırmacılar, 18 ile 90 yaşları arasındaki 125 sağlıklı bireyle iki aşamalı bir test gerçekleştirdi. İlk aşamada katılımcılardan belirli bir sahneyi tarif etmeleri istenirken, ikinci aşamada günlük nesnelerin görüntülerini adlandırmaları talep edildi.
Toplanan veriler, ilginç bir ilişkiyi ortaya koydu: Bir kişinin ilk testte ne kadar hızlı konuştuğu, ikinci testte yanıtları bulma hızını da etkiliyordu.
Bu bulgu, “İşlem Hızı Teorisi” ile örtüşmektedir. Teoriye göre, yaşlanma ile birlikte bilişsel gerilemenin temelinde hafıza merkezlerindeki bir yavaşlama değil, genel bilişsel işlemleme hızındaki azalma yatmaktadır.
Toronto Üniversitesi’nden psikolog Hsi T. Wei, bu durumu destekleyerek şunları belirtiyor: “Yaşlı yetişkinler, resimleri adlandırma, soruları yanıtlama veya yazılı kelimeleri okuma gibi kelime üretme görevlerini yerine getirme konusunda genç bireylere oranla belirgin şekilde daha yavaştır.”
Uzmanlar, bu bulguların geçerliliğini artırmak adına daha uzun vadeli çalışmalara ihtiyaç olduğunu vurguluyor. Gelecekte gerçekleştirilecek geniş kapsamlı araştırmalar, hafıza testlerinde daha yavaş performans sergileyen katılımcıların ilerleyen dönemlerde bunama veya bilişsel sorunlar geliştirip geliştirmeyeceğini netleştirecek.
Elde edilen bulgular doğrulandığı takdirde, bir kişinin konuşma hızı ve akıcılığı, basit ve maliyet açısından uygun bir erken teşhis aracı olarak kullanılarak, milyonlarca insanın yaşam kalitesinin artırılmasına katkı sağlayabilir.




