1. Haberler
  2. SAĞLIK
  3. Antibiyotiklerin Tarihi ve Direnç Sorunu

Antibiyotiklerin Tarihi ve Direnç Sorunu

featured
service
Paylaş

Bu Yazıyı Paylaş

veya linki kopyala

İstanbul Aile Hekimliği Derneği (İSTAHED) Bilim Komisyonu Üyesi Uzm. Dr. Gülşah Keçebaş, “Dünya Antibiyotik Farkındalık Haftası” vesilesiyle önemli bir açıklama yaptı. Bu açıklamada, antibiyotiklerin tarihsel gelişimi, modern tıbba katkıları ve günümüzde karşılaştığımız direnç sorunlarına değindi.

İstanbul Aile Hekimliği Derneği (İSTAHED) Bilim Komisyonu Üyesi Uzm. Dr. Gülşah Keçebaş

Uzm. Dr. Keçebaş, 19. yüzyılın sonuna kadar enfeksiyon hastalıklarının insanlık için büyük bir tehdit oluşturduğunu vurguladı. “Basit bir zatürre veya boğaz enfeksiyonu bile ölümcül olabiliyordu. 19. yüzyılın sonlarında, mikrop teorisi yeni yeni kabul görmeye başlamışken, cerrahlar eldivensiz ameliyat yapıyor ve doğum yapan kadınların yarısı enfeksiyonlar nedeniyle hayatını kaybediyordu. O dönemde mikropları durduracak bir yöntem henüz yoktu.” şeklinde konuştu.

“PENİSİLİNİN KEŞFİ”

Açıklamasında Alexander Fleming’in keşfine de atıfta bulunan Keçebaş, “1928 yılında Londra’daki St. Mary’s Hastanesi laboratuvarında çalışan Fleming, bir Petri kabında mantar bulaşmış kültür etrafındaki bakterilerin öldüğünü fark etti. Bu olay, ‘Penicillium notatum’ adlı mantarın bakterilere karşı etkisini ortaya koydu. Penisilin ismi verilen bu madde, tıp tarihini köklü bir şekilde değiştirdi. Klinikte kullanılabilmesi yıllar aldı ancak 1940’larda Florey ve Chain’in katkılarıyla II. Dünya Savaşı sırasında büyük bir etki yarattı. O dönemde ‘Penisilin, mermiden daha fazla hayat kurtardı’ sözü bu durumu özetliyor.” dedi.

“ANTİBİYOTİKLERİN ALTIN ÇAĞI”

Keçebaş, 1940-1970 yıllarının antibiyotiklerin altın çağı olarak adlandırıldığını belirtti. Antibiyotiklerin tıpta devrim yarattığını ifade eden Keçebaş, “Streptomisin, tetrasiklin, eritromisin ve sefalosporinler gibi antibiyotikler, birçok hastalığın üstesinden gelinmesine yardımcı oldu. Pnömoni, menenjit, frengi ve tüberküloz gibi hastalıklar artık ölümcül bir tehdit olmaktan çıkmıştı. Cerrahi işlemler daha güvenli hale geldi. Dünya Sağlık Örgütü’nün verilerine göre, antibiyotiklerin kullanıma girmesiyle enfeksiyon ölümleri %80 oranında azaldı ve yaşam süresi önemli ölçüde uzadı.” şeklinde konuştu.

“KEHANET GERÇEK OLDU”

Direncin beklenen ancak önlenebilir bir tehdit olduğunu belirten Uzm. Dr. Keçebaş, Fleming’in 1945’teki Nobel konuşmasını hatırlattı: “Fleming, antibiyotiklerin yanlış kullanımı durumunda bakterilerin direnç kazanacağını söylemişti. Ne yazık ki bu kehanet gerçekleşti. Antibiyotiklerin aşırı ve yanlış kullanımı, dirençli bakterilerin ortaya çıkmasına yol açtı ve basit enfeksiyonlar yeniden ölümcül hale gelmeye başladı. Günümüzde antimikrobiyal direnç, yılda 1,2 milyondan fazla insanın doğrudan ölümüne sebep oluyor.” dedi.

“DİRENÇ GENLERİNİ BAŞKA BAKTERİLERE AKTARABİLİR”

Uzm. Dr. Keçebaş, bakterilerin direnç geliştirme sürecini şu şekilde açıkladı: “Bakteriler, genetik bilgilerini ustalıkla koruyarak direnç genlerini diğer bakterilere aktarabilirler. Tarım ve hayvancılıkta antibiyotiklerin kontrolsüz kullanımı bu süreci hızlandırmaktadır.”

“YENİ ANTİBİYOTİKLER GELİŞTİRİLMEZSE…”

“Günümüzde basit bir idrar yolu enfeksiyonu bile çok ilaca dirençli bakteriler yüzünden haftalarca sürebilir. Kanser hastaları, organ nakli geçirenler, yeni doğanlar ve yaşlılar için bu enfeksiyonlar ölümcül hale gelebilir. Eğer yeni antibiyotikler geliştirilmez ve bilinçli kullanım yaygınlaşmazsa, 2050 yılına gelindiğinde her yıl 10 milyon insanın direnç nedeniyle hayatını kaybedebileceği uyarısında bulundu.

AKILCI İLAÇ POLİTİKALARI

Türkiye’nin bu mücadeledeki rolüne de değinen Keçebaş, ülkenin son yıllardaki gelişimini şöyle özetledi: “2003 yılında Sağlık Bakanlığı’nın Akılcı İlaç Kullanımı politikası ile reçetesiz antibiyotik satışları sınırlandırıldı. 2011 yılında Türkiye, OECD ülkeleri arasında en yüksek antibiyotik tüketim oranlarından birine sahipken, 2022’de bu oran %24’ün altına geriledi.”

Ayrıca ULUSAL AMR Sürveyans Programı ile bakteriyel direnç verilerinin düzenli olarak takip edildiğini belirten Keçebaş, “E. coli ve Klebsiella pneumoniae gibi bakterilerde karbapenem direncinin bazı merkezlerde %5’in altına düştüğü, alınan önlemlerin etkinliğini göstermektedir.” dedi.

“ANTİBİYOTİK YANLIŞ KULLANILDIĞINDA MUCİZESİ TÜKENİR”

Açıklamasının sonunda toplumun tüm kesimlerine çağrıda bulunan Uzm. Dr. Gülşah Keçebaş, şu ifadeleri kullandı:

“Antibiyotikler, insanlığın en önemli keşiflerinden biridir, ancak yanlış kullanıldıklarında mucizeleri tükenir. Tarih bize şunu öğretiyor: Her mucize, akılla korunmadıkça sonsuza dek sürmez. Bu nedenle her reçete bir sorumluluk, her ilaç bir karardır. Antibiyotik Farkındalık Haftası, sadece bir hatırlatma değil; tıbbın bu sessiz kahramanlarını koruma çağrısıdır.”

Antibiyotiklerin Tarihi ve Direnç Sorunu
Yorum Yap

Tamamen Ücretsiz Olarak Bültenimize Abone Olabilirsin

Yeni haberlerden haberdar olmak için fırsatı kaçırma ve ücretsiz e-posta aboneliğini hemen başlat.

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Giriş Yap

Asistantr ayrıcalıklarından yararlanmak için hemen giriş yapın veya hesap oluşturun, üstelik tamamen ücretsiz!

KAI ile Haber Hakkında Sohbet
Sohbet sistemi şu anda aktif değil. Lütfen daha sonra tekrar deneyin.