Araştırmalar, sağlıklı bir yaşam tarzı benimseyerek 95 yaşına kadar sağlıklı bir yaşam sürmenin mümkün olduğunu ortaya koyuyor. Bilim insanları, özellikle 30’lu yaşların, ilerleyen dönemlerde sağlıklı kalmak için atılacak adımlar açısından kritik bir dönem olduğunu vurguluyor.
Uzmanlar, yaşlanmanın kaçınılmaz olduğunu kabul etse de, bunun beraberinde getirdiği zayıflık, bilişsel gerileme ve kronik hastalık risklerinin önüne geçmenin mümkün olduğunu belirtiyor. Kaliforniya’daki Buck Yaşlanma Araştırmaları Enstitüsü başkanı Eric Verdin, “Şu an bildiklerimize dayanarak, çoğu insan yaşam tarzlarını iyileştirdikleri takdirde 90 hatta 95 yaşına kadar sağlıklı bir şekilde yaşamayı bekleyebilir,” şeklinde konuştu.
Verdin, olumlu değişiklikler yapmak için asla geç kalınmadığını belirtse de, 30’lu yaşların kas kütlesi, kemik yoğunluğu ve metabolik düzenlemedeki ilk değişikliklerin başladığı dönem olması dolayısıyla önemli bir fırsat sunduğunu ifade ediyor.
30’LARDAKİ FIRSATLAR
Mayo Clinic’ten fizyoloji profesörü João Passos, 30’ların “uzun vadeli dayanıklılık oluşturan davranışları güçlendirmek için önemli bir fırsat” olduğunu dile getiriyor. Araştırmalar, ileri yaşlarda spor yapmaya devam eden usta sporcuların kardiyovasküler fonksiyon ve kas gücünde daha yavaş bir düşüş gösterdiğini ortaya koyuyor.
Manchester Metropolitan Üniversitesi’nden Paul Morgan, 30’lu yaşlarda aerobik kapasite, esneklik ve kas gücünü en üst seviyeye çıkarmanın sağlıklı yaşlanma şansını artırabileceğini belirtiyor. Özellikle ilerleyen yaşlarda düşme riskine karşı alt uzuvlardaki kas gruplarını güçlendirmeye odaklanmanın büyük önem taşıdığını vurguluyor.
HAYAT TARZI DEĞİŞİKLİKLERİ
Tenis veya badminton gibi raket sporlarına katılmanın yaşam süresini uzatabileceği gösterilmiştir.
ABD’deki Pittsburgh Üniversitesi’nden Aditi Gurkar, günde sadece beş dakika orta ila yoğun fiziksel aktivitenin beyin yaşlanmasını yavaşlatabileceğini ifade ediyor. Gurkar, “Yemekten sonra 15 dakikalık hızlı bir yürüyüş bile anlamlı bir fark yaratabilir” dedi.
UYKU VE AĞIZ SAĞLIĞI
30’lu yaşlarda kasların ve kardiyovasküler sistemin korunması önemliyken, beynin “rezervini” oluşturmak da kritik bir rol oynuyor. Sağlıklı dişlerin, bilişsel gerileme riskini azaltabileceği şaşırtıcı bir bulgu olarak öne çıkıyor. Periodontal hastalığın (diş eti rahatsızlığı) ileri yaşlarda bilişsel gerileme ile bağlantılı olduğu tespit edildi; bunun nedeni olarak ise sistemik iltihabın beyin üzerindeki kronik etkileri gösteriliyor.
Alkol, vücuttaki gen ifadesini değiştirerek yaşlanmayı hızlandırabilir ve uyku düzenini bozabilir.
Verdin, yaşa bağlı beyin küçülmesini önlemek ve demans riskini azaltmak için düzenli uyku alışkanlıklarının hayati önem taşıdığını belirtiyor. Her gün aynı saatte yatıp kalkmanın (uyku düzeni), vücudun onarım süreçlerine odaklanmasını sağladığını ifade ediyor.




