Hipertansiyon, yani yüksek kan basıncı, Türkiye’de yaygın bir sağlık sorunu olarak karşımıza çıkıyor. Ancak, tansiyon hastalarının yaklaşık yarısı bu durumdan habersiz. Bunun nedeni, hipertansiyonun genellikle belirti vermemesi ve bu yüzden ‘sessiz katil’ olarak anılması. Kontrol altına alınmadığında, ciddi sağlık sorunlarına yol açabilir ve hatta hayati riskler taşıyabilir.
Kardiyoloji Uzmanı Prof. Dr. Olcay Özveren, hipertansiyonun ciddiyetine dikkat çekerek, farkındalığın artırılması gerektiğini vurguluyor ve bu konudaki hayati bilgileri paylaşıyor.
Prof. Dr. Olcay Özveren
RİSK FAKTÖRLERİ
Hipertansiyon oluşumunda hem değiştirilebilir hem de değiştirilemez risk faktörleri bulunmaktadır.
Değiştirilemez risk faktörleri:
– Yaş: Hipertansiyon riski, yaş ilerledikçe artış göstermektedir. Özellikle 40 yaşın üzerindeki bireyler için bu risk daha da yüksektir.
– Cinsiyet: İstatistikler, genç yaş grubu erkeklerde hipertansiyonun daha sık görüldüğünü, menopoz sonrası ise kadınlarda riskin arttığını ortaya koymaktadır.
– Bazı hastalıkların varlığı: Diyabet, yüksek kolesterol, uyku apnesi, tiroid hastalıkları ve böbrek hastalıkları hipertansiyon ile doğrudan ilişkilidir.
Değiştirilebilir risk faktörleri ise yaşam tarzıyla ilişkilidir. Aşırı tuz alımı, işlenmiş ve liften fakir gıdalarla beslenme, hareketsiz yaşam, sigara ve alkol kullanımı, obezite ve stres, hipertansiyon için risk faktörleri arasında yer almaktadır.
Ne zaman belirti verir?
Hipertansiyon genellikle belirti göstermez. Ancak, uzun süre kontrolsüz kalması ya da kan basıncının aşırı yükselmesi durumunda belirtiler ortaya çıkabilir. Yaygın belirtiler şunlardır:
– Özellikle sabahları ense bölgesinde hissedilen baş ağrısı.
– Artan kan basıncı nedeniyle kalpte çarpıntı hissi.
– Yüksek tansiyon, akciğerlerde sıvı birikmesine neden olabileceği için zamanla nefes darlığına yol açabilir.
– Baş dönmesi ve kulak çınlaması gibi belirtiler de görülebilir.
– Hipertansiyon hastalarının sıkça şikayet ettikleri bir diğer durum ise halsizlik ve yorgunluk hissidir. Hastalar, kendilerini enerjisiz hissetme eğilimindedirler.
Nasıl takip edilmeli?
Tansiyon takibi, ölçüm sıklığı ve yöntemi, kişinin sağlık durumu, yaşı ve risk faktörlerine göre değişiklik gösterir…
– Hipertansiyon hastaları: Bu hastalar, durumlarına ve doktorlarının önerilerine göre tansiyonlarını günlük veya haftalık olarak ölçmeli ve kayıt altına almalıdır.
– Hipertansiyon riski taşıyanlar: Obezite, diyabet, böbrek hastalığı öyküsü bulunan ve ailesinde hipertansiyon bulunan bireyler, en az ayda bir ya da doktorun tavsiyesi doğrultusunda daha sık olarak tansiyonlarını ölçmelidir.
– Sağlıklı bireyler: 18-39 yaş arasındaki sağlıklı bireyler, hipertansiyon riski düşük olsa da her 3-5 yılda bir; 40 yaş ve üzerindekiler ise yılda en az bir kez tansiyon ölçümü yaptırmalıdır.
– 65 yaş üzerindekiler: Bu yaş grubundaki bireylerin tansiyon ölçümü daha da önemlidir. Eğer doktor farklı bir öneride bulunmadıysa, haftalık veya aylık ölçümler yeterli olacaktır.
Doğru ölçüm nasıl yapılır?
– Ölçümden 30 dakika önce kafein, sigara içmeyin ve ağır egzersiz yapmayın.
– Tansiyon ölçümü için rahat bir ortamda oturarak dinlenin.
– Evde ölçüm yapılıyorsa, kullanılan cihazların önceden kalibre edildiğinden emin olun.
– Her iki koldan da ölçüm yaparak arada fark olmadığını kontrol edin.
HiPERTANSİYON-1
GİZLİ BİR TEHDİT!
Hipertansiyon, genellikle belirti vermeyen bir hastalık olarak bilinir. Bu durum, birçok kişinin hastalığının farkında olmadan yaşamını sürdürmesine neden olmaktadır.
Yapılan araştırmalar, Türkiye’deki hipertansiyon hastalarının yaklaşık yüzde 50’sinin hastalığının bilincinde olmadığını göstermektedir. Bu sebeple düzenli kan basıncı ölçümünün önemi büyüktür. Erken teşhis, kontrol altına alınmadığı takdirde komplikasyonları önlemek için kritik bir rol oynamaktadır.
NORMAL DEĞERLERİ
Hipertansiyon, kan basıncı seviyesinin normal kabul edilen değerlerin üzerine çıkmasıyla tanımlanır. Kalp kasıldığında damarlarda oluşan basınç, sistolik kan basıncı (büyük tansiyon); kalp gevşediğinde oluşan basınç ise diyastolik kan basıncı (küçük tansiyon) olarak adlandırılır. Kan basıncı değerleri, bu iki ölçüm birlikte değerlendirilerek belirlenir.
Normal kan basıncı değerleri: Büyük tansiyon 120 mmHg’den düşük, küçük tansiyon ise 80 mmHg’den düşük (yani 120/80 mmHg ve altı) olarak kabul edilir.
Kontrol altına alınmazsa hangi sorunlara yol açar?
Hipertansiyon, genellikle belirti vermeden ilerlediği için “sessiz katil” olarak tanımlanır. Uzun vadede kalp, beyin, böbrekler ve gözler gibi hayati organlara zarar verebilir. Bu süreçte belirtiler ortaya çıkmadan birçok organda kalıcı hasar meydana gelebilir. Hastaların yaşadığı çarpıntı ve nefes darlığı gibi semptomlar, günlük yaşamı olumsuz etkiler. Kontrol altına alınmayan hipertansiyon, kalp durması, organ yetmezliği ve ani ölümler gibi ciddi sonuçlara yol açabilir. Hipertansiyon tedavisi, genellikle ömür boyu sürdürülmesi gereken bir süreçtir ve bu nedenle ilaçların sürekli kullanılması gerekmektedir.




