Nihal Candan’ın vefatı, Anoreksiya hastalığını bir kez daha gündeme getirdi.
Anoreksiya, bireylerin kilosuna bakılmaksızın kendilerini kilolu hissetmeleri, kilo alma korkusuyla yemek yemekten kaçınmaları veya beslenmeyi büyük ölçüde kısıtlamaları ile karakterize edilen bir bozukluktur.
Anoreksiyanın kesin nedenleri tam olarak bilinmemekle birlikte, çeşitli faktörlerin etkili olduğu düşünülmektedir:
Toplumsal baskılar, zayıf bedenin idealize edilmesi gibi unsurlar
Aile dinamikleri, aşırı kontrolcü ebeveynlik gibi durumlar
Düşük benlik saygısı ve mükemmeliyetçilik eğilimleri
Genetik yatkınlık faktörleri
Psikolojik travmalar, travmatik deneyimler, istismar ve zorbalık gibi olgular
Anoreksiya hastalığının tedavi yöntemleri nelerdir?
Anoreksiya tedavisi, multidisipliner bir yaklaşım gerektirir. Erken tanı ve müdahale, hayati önem taşır.
Psikoterapi yöntemleri arasında bilişsel davranışçı terapi (CBT) sıklıkla tercih edilmektedir.
Beslenme danışmanlığı ile kademeli olarak sağlıklı kilo artışı hedeflenir.
Tıbbi takip, vücut fonksiyonlarının ve potansiyel komplikasyonların izlenmesi için gereklidir.
Aile terapisi, özellikle ergen hastalarda ailenin sürece dahil edilmesi açısından önem taşır.
Gerekli görüldüğünde, anksiyete ve depresyon gibi durumlar için ilaç tedavisi uygulanabilir.
Anoreksiya, tedavi edilmediği takdirde ciddi sağlık sorunlarına yol açabilen bir hastalıktır. Ancak, erken tanı ve düzgün destek ile iyileşme süreci mümkündür.