Stanford Üniversitesi’nde gerçekleştirilen dikkat çekici bir ikiz deneyi, vegan beslenmenin uzun ömür üzerindeki etkilerini araştırmak amacıyla yapıldı.
Geleneksel yaşlanma araştırmalarında sıkça karşılaşılan genetik değişkenlik sorununu aşmak için bilim insanları, özdeş ikizlerden yararlandı.
Çalışmaya katılan 21 çift sağlıklı özdeş ikizden birine dengeli bir hepçil diyet, diğerine ise katı bir vegan diyet uygulandı.
Deney süreci 8 hafta boyunca devam etti ve her iki grubun biyolojik yaşı, genlerin ‘açılıp kapanması’ ile ilgili DNA metilasyonunu ölçen algoritmik araçlar kullanılarak takip edildi.
Deneyin bulguları oldukça dikkat çekiciydi:
Vegan diyet uygulayan grup, kısa bir süre içinde tahmini biyolojik yaşlarında önemli bir azalma yaşadı.
Bu durum, inflamasyon ve metabolizma ile ilgili yollardaki DNA metilasyonundaki azalmanın yanı sıra, açlık insülin seviyesindeki iyileşme ve kötü kolesterol (LDL) düşüşü ile desteklendi.
Ancak uzmanlar, bu olumlu bulguların sebebi konusunda dikkatli olunması gerektiğini belirtiyor. Vegan grup katılımcılarının et tüketimini bırakmalarının yanı sıra, düşük kalori yoğunluğuna sahip bir diyetle daha az kalori almış olmalarının bu sonuçlara katkı sağladığı düşünülüyor. Eleştirmenler, hızlı kilo kaybının, besin kaynağından bağımsız olarak epigenetik belirteçleri değiştirebileceğine dikkat çekiyor.
Yaşlanmayı hızlandıran bir başka etken olarak, genellikle göz ardı edilen ek şekerin etkisi vurgulandı. 2024 yılında yapılan bir çalışma, orta yaşlı 242 kadının katılımıyla yürütüldü ve hücresel hasarın şeker alımı ile ilişkisini incelemek için epigenetik saatler kullanıldı.
Her eklenen gram şekerin, epigenetik yaşta bir artışla ilişkilendirildiği belirlendi.
Araştırmacılar, günde yalnızca 10 gram eklenen şekeri kesmenin bile biyolojik saati yaklaşık 2,4 ay geri çevirebileceğini ortaya koydu.




