Cambridge Üniversitesi’nden Prof. Duncan Astle’ın liderliğindeki bir araştırma, 0 ila 90 yaş arası yaklaşık 3.800 bireyin beyin taramalarını inceleyerek, beynin yaşam boyunca geçirdiği yapısal değişiklikleri haritalamayı başardı. Bu çalışma, öğrenme güçlükleri ve demans gibi beynin belirli dönemlerinde ortaya çıkan sorunların daha iyi anlaşılmasını sağlayabilir.
HIZLI GELİŞİM DÖNEMİ
İlk evre, doğumdan yaklaşık 9 yaşına kadar olan süreci kapsar. Bu dönemde milyarlarca yeni sinir bağlantısı oluşmakta, kullanılmayan bağlantılar ise budanmaktadır. Gri ve beyaz madde bu süreçte hızla gelişim göstermektedir. Gri madde, bilgiyi işlerken, beyaz madde ise bilgiyi sinir sistemi boyunca taşıyarak beynin iletişim ağını oluşturur.
Bu aşamada beyin korteksinde kalınlaşma ve kıvrımlarda artış gözlemlenir. Korteksin bu şekilde gelişimi, beyin sağlığı ve bilişsel yetiler açısından son derece kritik bir rol oynamaktadır.
EN UZUN DÖNEM
İkinci evre, beyaz maddenin büyümeye devam ettiği ve sinir sistemindeki bağlantıların daha verimli hale geldiği ergenlik dönemine denk gelir. Bu süreç, sanıldığı kadar kısa değildir; ortalama 32 yaşına kadar devam etmektedir.
Araştırmacılar, bu evrenin sonunda beynin yapısal olarak en güçlü dönemine ulaşıldığını ifade etmektedir. 32 yaşına varıldığında beyin yapısında bir denge sağlanmakta ve yapısal değişimler yavaşlamaktadır.
YETİŞKİNLİĞİN SABİT DÖNEMİ
Üçüncü evre, beyin yapısının en stabil olduğu yetişkinlik dönemini kapsar. Ortalama 32 yaşında başlayan bu evrede, üç on yıl boyunca beyin yapısal olarak büyük bir değişim geçirmemektedir.
YAŞLANMA EVRESİ
Dördüncü dönem, 66 yaşında belirginleşir. Bu yaşla birlikte beyaz maddede bozulmalar başlamakta ve sinir bağlantıları zayıflamaktadır. Araştırmanın yazarlarından Alexa Mousley, bu evrede hipertansiyon gibi beyin sağlığını etkileyebilecek sağlık sorunlarının da daha sık görülmeye başladığını ifade etmektedir.
SON EVRE
Son evre ise 83 yaşında başlamaktadır. Bu aşamada beyin bağlantıları azalmaya devam etmekte ve bazı bölgeler diğerlerine oranla daha fazla aktif hale gelmektedir. Ancak bu evreye dair veriler henüz sınırlıdır.
Araştırma ekibi, elde ettikleri bulguların dikkat, dil, hafıza ve davranış gibi bilişsel işlevlerin hangi yaşam evrelerinde daha savunmasız olduğunu anlamak açısından önemli bir adım olduğunu vurgulamaktadır.




