İktidar ortakları, 47 yıllık PKK sorununu çözme çabaları içerisinde bulunurken, Kürt sorununa dair herhangi bir adım atmaktan kaçınıyor. Bununla birlikte, yerel seçimlerin bile gereksiz hale getirilmesine yol açacak girişimlerin peşindeler. Yeni rejimin inşasına dair bu önemli adımın sonuçlarını değerlendirelim.
Tarih 1 Ekim 2024. MHP lideri Devlet Bahçeli, Meclis Genel Kurulu’nda DEM Parti grup sıralarına giderek DEM’li vekillerle el sıkıştığı tarihteyiz.
Bir gün öncesine baktığımızda, Türkiye’nin durumu oldukça çarpıcıydı.
Yerel seçimlerde kalelerini kaybetmiş bir iktidar, İBB’yi daha büyük bir farkla kaybetmişti. Bursa, Manisa gibi büyükşehirler AKP’den kopmuştu. CHP’nin yeni liderliği ise “erken seçim” söylemlerine başlamıştı. Bunun yanı sıra, enflasyon ve ekonomik sıkıntılar halkı zorlamaya devam ediyordu.
O dönemde yapılan analizler, Erdoğan’ın “şartlar olgunlaşıncaya kadar” sandıktan uzak duracağını gösteriyordu.
Bahçeli’nin el sıkışmasının ardından başlayan belirsiz süreç ise dikkatleri üzerine çekti.
Erdoğan’ın bu süreçteki samimiyeti sorgulanmaya başlandı; yeniden seçilmekten başka bir şansı kalmamış gibiydi.
Geçmişteki olayları saymaya gerek yok. Şu anda PKK, silah bırakma ve kendini feshetme kararını açıkladı. Öcalan’ın çerçevesinde “Demokratik Cumhuriyet” ekseninde atılacak adımlar merak ediliyor.
Bahçeli, sürecin nasıl ilerlemesi gerektiğine dair detaylı bir yol haritası çizmişti. Meclis’te bir komisyon kurulacak, tüm partilerden birer temsilci artı meclis aritmetiğine göre belirli sayıda üye ile bu komisyon salt çoğunlukla karar alacak ve alınan kararlar kanun teklifi haline getirilip Meclis’e sunulacaktı.
Herkes, sürecin meclis ayağından adım beklerken, Erdoğan’ın “yerel yönetimler düzenlemesi” ile nasıl bir plan içinde olduğuna dair ipuçları ortaya çıkmaya başladı.
Bu yazılar yazılırken, 5’inci kez düzenlenen İBB operasyonları devam ederken, Erdoğan’ın yerel yönetimleri valilerin ve kaymakamların memurları haline getirecek tasarısının ayrıntıları da gün yüzüne çıkıyordu. Bu tasarıya göre, belediyelerin bütçe yapma yetkisi elinden alınacak, vali ve kaymakamların yetkileri artırılacaktı.
Bu hamle, Erdoğan’ın yeniden cumhurbaşkanı seçilmek için Anayasa değişikliği dahil belirli bir plan çerçevesinde hareket ettiğini düşündürüyor. Ayrıca, yerel seçimlerin sembolik hale getirilmesine yönelik bir hazırlık içinde olduğunu gösteriyor. Ancak, bir Cumhurbaşkanlığı seçiminin bu koşullarda yapılmasının planlandığına dair hiçbir belirti yok. Macaristan dönüşü uçakta “Benim aday olmam veya seçilmem önemli değil” diyen Erdoğan, “adaylık gibi seçim unsurlarına artık pek gerek yok” mu demeye çalıştı?
