1. Haberler
  2. EKONOMİ
  3. Yapay Zeka: Türkiye’nin Geleceği Tehlikede mi?

Yapay Zeka: Türkiye’nin Geleceği Tehlikede mi?

featured
service
Paylaş

Bu Yazıyı Paylaş

veya linki kopyala

Yeni bir dönüşüm sürecinin eşiğindeyiz.

Bu durum, internetin hayatımıza girdiği dönemdeki heyecana ya da önceki yapısal değişimlerin etkilerine benzemiyor.

Sanayi Devrimi’nden bu yana belki de en köklü ve tüm ekonomik değerleri ile toplumsal yaşamı derinden etkileyen bir değişim sürecindeyiz.

Herkesin üzerinde tartıştığı ve yorumlar yaptığı konu yapay zekâ ve bunun yaşamımız üzerindeki etkileri. Yapay zekâ, yalnızca bir teknolojik ürün ya da yeni bir teknoloji olmanın ötesinde; üretim yapısını değiştirecek, emek piyasalarını, verimlilik dinamiklerini ve devletin ekonomideki rolünü yeniden tanımlayacak bir paradigma değişikliği sunuyor.

Yapay zekâ, firmalar için maliyetleri düşüren bir araç olmanın yanı sıra, rekabet avantajı, ölçek ekonomisi ve küresel değer zincirinde yukarı sıçrama fırsatı sunan stratejik bir faktör olarak öne çıkıyor. Yani ekonomik yapıda pozitif bir kırılma yaratarak, karşılaştırmalı üstünlüğü ve yeni oluşacak endüstriyel yapının uluslararası ticaretteki avantajını yeniden şekillendirecek bir unsur olarak değerlendiriliyor.

Çin, bu yeniden yapılanma sürecini teknolojik bir yarış olarak değil, bir ekonomik yapının yeniden inşası olarak görmekte. ABD’nin de bu görüşü benimsediği, yeni bir ekonomik düzenin oluşturulması sırasında rollerin paylaşımında farklı bir rekabetin ortaya çıkacağını gösteriyor.

Avrupa Birliği ise daha sosyoekonomik bir yaklaşımla, düzenlemeler ve kamu yatırımlarını birlikte tasarlamaya çabalıyor.

Türkiye ise hâlâ yapay zekâyı birkaç pilot proje, birkaç konferans sunumu ve birkaç soyut “strateji belgesi” ile geçiştiriyor.

Yapay zekâ, doğal olarak işgücü, reel üretim, sermaye ve para piyasasını derinden etkileyecek. Ancak bu, tüm olumlu sonuçları doğurmayacak. Emek piyasasında yeni iş alanları yaratılabileceği gibi, birçok meslek ve süreç, teknolojik gelişmeler nedeniyle tamamen otomasyona geçecektir.

Bu durum, hizmet sektörü ve reel üretim üzerinde de benzer etkiler yaratacaktır.

Sanayi politikasının sınırları yeniden şekillenecek ve yatırımda uzun vadede yapısal kırılmalar kendini gösterecektir. Yapay zekâyı anlamadan, yapay zekâ destekli üretimi teşvik eden sanayi politikaları ve ulusal veri stratejileri oluşturmak, emeği boşa çıkaracaktır.

Özellikle aktif işgücü politikalarının yapay zekâ ile uyumlu bir şekilde entegre edilmesi ve bunun orta vadede yaygınlaştırılması büyük önem taşımaktadır.

Ekonomi yönetimi, hâlâ enflasyonu yalnızca para politikasıyla, büyümeyi yalnızca kredi genişlemesiyle ve verimliliği ise soyut reform söylemleriyle ele almaya çalışıyor. Ancak yapay zekâ çağında bu araçlar tek başına yeterli olmayacak; teknolojik dönüşüm yaşamayan ekonomi politikaları, kısa vadede günü kurtarabilir, fakat orta vadede ülkeyi küresel rekabetin dışına itecektir.

Bu bağlamda, Türkiye bu dönüşümün öznesi mi olacak, yoksa sadece alıcısı mı? Tablo ne yazık ki birinci olma yolunda umut vermiyor.

Yapay Zeka: Türkiye’nin Geleceği Tehlikede mi?
Yorum Yap

Tamamen Ücretsiz Olarak Bültenimize Abone Olabilirsin

Yeni haberlerden haberdar olmak için fırsatı kaçırma ve ücretsiz e-posta aboneliğini hemen başlat.

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Giriş Yap

Asistantr ayrıcalıklarından yararlanmak için hemen giriş yapın veya hesap oluşturun, üstelik tamamen ücretsiz!

KAI ile Haber Hakkında Sohbet
Sohbet sistemi şu anda aktif değil. Lütfen daha sonra tekrar deneyin.