Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Vedat Işıkhan tarafından 23 Aralık 2025 tarihinde yapılan açıklamada, 2026 asgari ücretinin yüzde 27 artışla 28 bin 75 TL olarak belirlendiği duyuruldu. Ancak DİSK, bu sürecin işçi temsilinin bulunmadığı bir ortamda hükümet ve işverenler tarafından yürütüldüğünü ve uluslararası normlar ile toplu pazarlık ilkelerine aykırı olduğunu vurguladı.
DİSK’in açıklamasında, asgari ücret artışının bu yıl da enflasyonun gerisinde kaldığı ifade edildi. 2025 yılı itibarıyla asgari ücretin, yılın 11. ayında 6 bin 574 TL’lik bir reel kayıpla 15 bin 531 TL seviyesine düştüğü hatırlatıldı. Bu kayıpların, 2026 asgari ücretinin belirlenmesinde göz önünde bulundurulmadığı kaydedildi.
Konfederasyon, yoksulluk ve açlık sınırları konusuna da dikkat çekti. Açıklamada, asgari ücretin 2024 yılının Ocak ayından itibaren yalnızca dört ay boyunca açlık sınırının üzerinde kalabildiği belirtildi. Ayrıca, 2026 için belirlenen asgari ücretin açlık sınırının altına düştüğü iddia edildi. Kasım 2025 itibarıyla belirlenen yoksulluk sınırının, 2026 asgari ücretinin 3,4 katı olduğunun altı çizildi.
DİSK, asgari ücret ile milli gelir arasındaki ilişkiye dair yaptığı değerlendirmede, 2026 asgari ücretinin planlanan kişi başına milli gelirin yüzde 45,7’si seviyesinde belirlendiğini açıkladı. 1980 yılında bu oranın yüzde 80,6 olduğu hatırlatılarak, aynı oranın korunması durumunda 2026 asgari ücretinin brüt 58 bin 273 TL olması gerektiği ifade edildi.
Açıklamada, mevcut asgari ücretin gelir dağılımını daha da bozacağı iddia edilerek, “Asgari ücret belirlenirken işçiler olmasa da olur anlayışıyla hareket edilmiştir” denildi. DİSK, hükümetin tercihinin işçilerden yana değil, sermayeden yana olduğunu vurguladı.
DİSK, tüm işçilere örgütlenme ve sendikalaşma çağrısı yaparak, “Gelirde, vergide ve ülkede adalet sağlanana kadar mücadelemiz sürecek” ifadesinde bulundu.
