Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Vedat Işıkhan, 2026 yılı için net asgari ücreti 28 bin 75 TL olarak belirledi. Bu yeni ücret, 1 Ocak 2026 tarihinden itibaren yürürlüğe girecek.
Türk İş Genel Başkanı Ergün Atalay, açıklanan asgari ücretle ilgili şu ifadeleri kullandı:
“Türk-İş’in talebini ileten metni saat 14:50’de değil, 13:50’de Sayın Ramazan Ağar, Bakan Bey’e teslim etti. Teslimat sırasında Bakan’ın odası ile toplantı odası arasında bir yerdeydik. Yani burası Asgari Ücret Tespit Komisyonu’nun toplantı salonu değildi.
Ramazan Bey ile toplantı öncesinde yaptığımız konuşma şöyleydi: ‘Ramazan Bey, yazıyı Bakan Bey’e teslim ettikten sonra saat ikiye beş kala basın mensuplarının önünde ol, elindeki metni neye katılmadığımızla ilgili açıklamayı orada yap.’ Ramazan Bey, Bakan Bey’in yanına geçti ve o sırada Bakan Yardımcısı, TİSK’in Başkanı ve Çalışma Genel Müdürü de odadaydı. Yazıyı teslim ettikten sonra Ramazan Bey, saat iki de sizin huzurlarınıza geldi. Burada, neye katılmadığımızın gerekçelerini açıkladı. Arkadaşlar, yarın ayın 24’ü, 2024’ün 24 Aralık’ında biz bir açıklama yaptık ve ‘Bu Asgari Ücret Tespit Komisyonu toplantısına bir daha katılmayacağız’ dedik. Aradan tam bir yıl geçti. Gerekçelerimizi de ifade ettik; belirttik ki, ‘Bu komisyon adil bir komisyon değil.’ İşte bu komisyona biz 50 yıldır katılıyoruz. 2000 yılından bugüne kadar 30 kez katıldık, 29 kez yer aldık, sadece üç kez ‘Evet’ dedik. Kalan 26 toplantıda ya katılmadık ya da muhalefet şerhi koyduk. İlk seferde bir işçi, ikinci seferde bir taşeron işçisi temsil ettik. Son iki dönemde ise komisyonun tamamı, beş kişilik komisyonu işçilerden oluşturduk.
Geçen yıl bir gazeteci, bir kuaför, bir enerji işçisi ve bir de Karayolları işçisi, son iki dönemde 20 gün boyunca Türk-İş’te toplantılar yaptı. Bu arkadaşlarımıza eğitim verildi ve biz, herhangi bir rakam bilmeden 40 kişinin önünde, Başkanlar Kurulu önünde zarfı açıp sonuçları açıkladılar. Ancak sonunda şöyle bir tablo oluştu: Ne hükümeti ne işvereni kamuoyunda konuşmuyor. ‘Türk-İş almadı’ deniyor. Böyle bir algı yaratıldı.
Geçen yıl aldığımız karara uygun olarak, bu üçüncü toplantıya katılmadık. Bugünkü rakamı gördükten sonra, katılmamamız gerektiğini ve doğru bir karar verdiğimizi düşünüyoruz. Talebimiz, bu komisyonun 15 kişiden oluşması; 5 işçi, 5 işveren ve 5 hükümet temsilcisi ile çalışmasıydı. Ancak burada genellikle işverenle hükümetin birlikte hareket ederek bir rakam açıkladığını gözlemliyoruz. Hiçbir sendikada, ne Hak-İş’te ne DİSK’te ne de bizde 22 bin lira ücret alan kimse yok.
Bakkal, kasap, garson gibi meslek gruplarındaki arkadaşlarımızı masada temsil etmemek, sıkıntıya sokmak gibi bir amacımız yok. Bizim talebimiz, bu ücretlerin artık geçim ücreti haline geldiği ve insanların bu ücretlerle geçinmekte zorlandığıdır. Bu nedenle, komisyon yapısının ötesinde bir talebimiz var: Geçen sene gıda fiyatları, eğitim masrafları, kiralar ve ulaşım fiyatlarındaki artışlar göz önünde bulundurulsun.”
