Birleşik Kamu-İş Konfederasyonu’na bağlı sendikalar, AKP yönetiminin emekçileri yoksullaştıran ve sermayeyi koruyan ekonomi politikalarına karşı 19 Aralık’ta ülke genelinde 200 bin üyesiyle iş bırakma kararı aldığını duyurdu. Konak SGK binası önünde bir araya gelen emekçiler, insanca yaşam, adil ücret ve hakça paylaşım talepleriyle “Memur darda sorumlusu sarayda”, “Komşular hırsız var”, “Sermayeye değil, emekçiye bütçe”, “İnsanca yaşam istiyoruz” sloganları attı.
Birleşik Kamu-İş İzmir İl Başkanı Barış Düdü, Birleşik Kamu-İş’in Türkiye’nin en büyük üçüncü kamu emekçileri konfederasyonu olduğunu vurgulayarak, “Bugün işyerlerimizde değil meydanlardayız. Çünkü toplu sözleşme adı altında bir tiyatro ile emeğimizin hakkı gasp edildi ve şu anda emekçiyi yok sayan bir bütçe hazırlanıyor. Bu nedenle tükenmiş durumdayız” şeklinde konuştu.
Düdü, Türkiye’nin ağır bir ekonomik krizle karşı karşıya olduğunu ve bunun mevcut iktidarın politikalarının bir sonucu olduğunu ifade etti. Özelleştirmelerle Cumhuriyet’in üretim birikiminin yok edildiğini belirten Düdü, “Ülke, üretmeden tüketen bir yapıya sürüklendi. ‘Dolarla mı maaş alıyorsunuz?’ denilen bir noktadan, toplu iğne almak için bile döviz kuru takip edilen bir noktaya gelindi” dedi.
Yıllardır sürdürülen “Faiz sebep, enflasyon sonuç” anlayışının yoksulluğu derinleştirdiğini dile getiren Düdü, bu süreçte orta sınıfın yok olduğunu, yoksulun daha yoksul, zenginin ise daha zengin hale geldiğini ifade etti. Asgari ücretin fiilen genel ücret haline geldiğini belirten Düdü, asgari ücret ve biraz üzeri maaş alanların kayıtlı istihdamın yaklaşık yüzde 70’ini oluşturduğunu kaydetti. “Üreten yurttaşlar en çok vergiyi ödeyen ama en az ücreti alan kesim haline getirildi” dedi.
Toplu sözleşme sürecine de değinen Düdü, masaya getirilen zam tekliflerinin mevcut ekonomik koşullarla uyumlu olmadığını ve kamu emekçilerine hakaret niteliği taşıdığını söyledi. Hakem heyeti sürecini eleştiren Düdü, “Hakem heyetinin ‘zam’ diye sunduğu utanç verici rakamları tarih yazdı. Biz o masadaki her rezilliği kamuoyuna anlattık” ifadesini kullandı. Birleşik Kamu-İş’in Ar-Ge birimi KAMU-AR’ın verilerine göre, Kasım 2025 itibarıyla açlık sınırının 30 bin 327 lira, yoksulluk sınırının ise 93 bin 697 lira olacağı belirtildi. Bu rakamların, kamu emekçilerinin büyük bir kısmının yoksulluk sınırının altında yaşadığını ortaya koyduğunu ifade eden Düdü, “Alım gücü her geçen gün eriyor, emekçiler açlık sınırına doğru itiliyor” dedi.
“HAK YOK, HALK YOK, VİCDAN YOK”
Bütçe politikalarına yönelik sert eleştirilerde bulunan Düdü, hazırlanan bütçede halkın ve emekçilerin yer almadığını savundu. “Bu bütçede hak yok, halk yok, vicdan yok. Sermaye var, yandaşların çıkarları var” diyen Düdü, dolaylı vergilerle yükün emekçilere ve emeklilere yüklendiğini, kamu kaynaklarının ise sermaye gruplarına aktarıldığını belirtti. Halktan toplanan vergilerin yurttaşların temel ihtiyaçlarına ayrılması gerektiğini vurgulayarak, “Bütçe halkın ortak kaynağıdır. Bu kaynaktan en büyük pay emekçilere, emeklilere, gençlere ve yoksul halka ayrılmalıdır” dedi.
Birleşik Kamu-İş’in taleplerini sıralayan Düdü, yoksulluk sınırının üzerinde maaş, seyyanen zammın tüm emekçi ve emeklileri kapsayacak şekilde verilmesi, yan ödemelerin emekli aylıklarına yansıtılması, gelir vergisinin yüzde 15’e sabitlenmesi, enflasyon farkının aylık ödenmesi, yılda dört ikramiye ve kira yardımı istediklerini belirtti. İş bırakma eyleminin bir uyarı olduğunu dile getiren Düdü, “Kamu emekçisi gasp edilen hakları teslim edilene kadar üretimden gelen gücünü kullanmaya ve demokratik mücadeleyi sürdürmeye devam edecektir. Gerçek dışı enflasyon rakamlarını ve krizin faturasının emekçilere kesilmesini kabul etmiyoruz” şeklinde konuştu.
