İktisatçı Mahfi Eğilmez, “Dolar Egemenliğini Ne Zaman Yitirir?” başlıklı yazısında, ABD Doları’nın dünya genelindeki değer ve itibar kaybını mercek altına alıyor. Eğilmez, Euro ve Çin Yuanı gibi alternatiflerin neden güçlü birer rakip olamadığını da değerlendiriyor.
DOLARDA İKİ YÖNLÜ KAYIP
Uluslararası rezerv para birimi olan ABD Doları, son yıllarda hem ekonomik hem de itibari açıdan kayıplar yaşamaktadır. Maddi kayıplar, doların diğer para birimleri karşısında değer kaybetmesiyle kendini göstermektedir.
Doların, ABD’nin yoğun ticaret ilişkisi içinde bulunduğu Euro, sterlin, yen, Kanada Doları, İsviçre Frangı ve İsveç Kronu gibi para birimlerine karşı performansını ölçen Dolar Endeksi (DXY), belirgin bir düşüş göstermiştir. Bu durum, doların bu para birimlerine karşı ciddi bir değer kaybı yaşadığını ortaya koymaktadır.
Euro karşısında da benzer bir durum söz konusudur. Euro/dolar paritesindeki değişimler, doların Euro’ya karşı önemli ölçüde değer yitirdiğini göstermektedir. Eğilmez, geçmişte benzer kayıplar yaşandığına işaret ederek, bu tür dalgalanmaların kalıcı olmadığını vurgulamaktadır.
“İTİBAR KAYBI DAHA CİDDİ BİR SORUN”
Eğilmez’e göre, asıl sorun doların itibar kaybıdır. Dolar, iki dünya savaşı arasındaki dönemde ve özellikle İkinci Dünya Savaşı sonrasında pound sterlinin yerini alarak dünya parası konumuna yükselmiştir. Petrol, altın ve diğer stratejik emtiaların dolar üzerinden fiyatlandırılması, uluslararası ticaret ve finansal işlemlerde doların yaygın kullanımı bu durumu pekiştirmiştir.
Merkez bankalarının rezervlerinde dolar tutması ve bankaların uluslararası işlemler için dolara yönelmesi, ABD’ye önemli avantajlar sağlamıştır. Bu talep, ABD Hazinesi’nin küresel ölçekte tahvil ihraç edebilmesini ve düşük maliyetle borçlanmasını mümkün kılmıştır. Böylece doların dünya genelindeki itibarı uzun yıllar boyunca desteklenmiştir.
ABD’YE YÖNELİK RİSKLER ARTIYOR
Sermaye hareketlerinin serbestleşmesiyle birlikte, özellikle gelişmekte olan ülkelerde dolarizasyon yaygınlaşmıştır. Ancak son yıllarda doların itibarında belirgin aşınmalar yaşanmaktadır. Eğilmez, bu sürecin tetikleyicileri arasında ABD’ye yönelik risklerin artışını göstermektedir.
Bu riskler arasında borçlanma tavanı krizleri, hükümet kapanmaları, Donald Trump’ın Fed ve yargı bağımsızlığına yönelik açıklamaları, küresel siyasete yön vermeye çalışan tutarsız politikalar ve kredi derecelendirme kuruluşlarının ABD’nin notunu düşürmesi gibi unsurlar öne çıkmaktadır.
ALTERNATİF ARAYIŞLARI DOLARIN İTİBAR KAYBININ YANSIMASI
ABD’nin küresel ekonomi ve ticaretteki payının azalması, Çin’in yükselen siyasi ve ekonomik gücü, kripto ve dijital paraların hızla yayılması ile altın ve diğer değerli metallere yönelimin artması, doların gücünü zayıflatan faktörler arasında yer almaktadır.
BRICS ülkeleri veya Şanghay İşbirliği Örgütü bünyesinde ortak para oluşturma iddiaları gündeme gelse de, bu girişimler henüz somut bir aşamaya ulaşmamıştır. Ancak alternatif arayışlarının artması, doların yaşadığı itibar kaybının önemli bir göstergesi olarak değerlendirilmektedir.
EURO MEYDAN OKUMAYI BAŞARAMADI
Doların küresel rezervler içindeki payı azalırken, en büyük rakibi olarak görülen Euro da beklentileri karşılayamamıştır. Euro’nun rezervler içindeki payı bir dönem yükselse de sonrasında düşüş göstermiştir. Dolar, Euro ve diğer geleneksel rezerv paraların yanında Çin Yuanı ve bazı farklı para birimlerinin payının yavaş yavaş arttığı gözlemlenmektedir.
DOLAR GÜCÜNÜ KAYBEDİYOR
Mahfi Eğilmez, genel durumu değerlendirirken doların zamanla eski gücünü, itibarını ve dünya ekonomisindeki ağırlığını kaybettiğini belirtmektedir. Ancak doların yerini alacak güçlü bir rezerv paranın henüz ortaya çıkmadığını ifade eden Eğilmez, Euro ve Çin Yuanı’nın bu boşluğu dolduracak düzeyde olmadığını vurgulamaktadır.




