Cumhurbaşkanı Yardımcısı Cevdet Yılmaz, Türkiye Büyük Millet Meclisi Genel Kurulu’nda 2026 Yılı Merkezi Yönetim Bütçe Kanunu Teklifi ve 2024 Yılı Merkezi Yönetim Kesin Hesap Kanunu Teklifi ile ilgili sunumunu gerçekleştirdi.
Yılmaz, bütçenin, Adalet ve Kalkınma Partisi (AKP) hükümetleri tarafından hazırlanan toplam 24’üncü, Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi çerçevesinde ise 8’inci bütçe olduğunu vurgulayarak, 2026 yılı bütçesinin Türkiye Yüzyılı hedefleri doğrultusunda oluşturulan 3’üncü bütçe olduğunu ifade etti.
Cevdet Yılmaz, “İstikrarın sürdüğü bir ortamda, vatandaş ve hizmet odaklı bir yaklaşımla hazırlanan 2026 Yılı Merkezi Yönetim Bütçe Kanunu Teklifi, bir ‘istikrar ve refah’ bütçesi olarak tanımlanabilir” diyerek, Türkiye’nin uluslararası gelişmişlik sınıflandırmasında alt-orta gelir grubundan üst-orta gelir grubuna kalıcı bir geçiş sağladığını belirtti.
Yılmaz’ın konuşmasında öne çıkan başlıklar arasında, “Bu yolculuk, Türkiye Yüzyılı vizyonunda büyük bir dönüşüm sürecidir. 2026 yılı, Orta Vadeli Programımızın en kritik yılıdır. Bu yıl, attığımız adımların sonuçlarının görünür hale geleceği ve reformlarımızın meyve vereceği bir eşik yılı olacaktır. Bütçemiz bu anlayışla hazırlanmıştır. 2026 bütçesi, yapısal dönüşümü hızlandırmayı ve yüksek gelir hedefini desteklemeyi amaçlamaktadır. Yeşil ve dijital ekonomiye geçişte teknolojik dönüşüm adımlarını hızlandıracak politikalar, gıda ve enerji arz güvenliğini artıracak önlemler ve yeni sosyal konut projeleri bütçede kendine yer bulmuştur.” şeklindeki ifadeleri dikkat çekti.
6 ŞUBAT DEPREMLERİNE İLİŞKİN BEYANLAR
Yılmaz, 6 Şubat 2023’te gerçekleşen Kahramanmaraş merkezli depremlerin yaralarının sarılması, şehirlerin daha dirençli hale getirilmesi ve yeni bir yaşam güvenliği standardının oluşturulmasının bu bütçe döneminde öncelik taşıyacağını belirtti. Yılmaz, aradan geçen 3 yıla rağmen depremin yaralarının hala tam anlamıyla sarılamadığına da dikkat çekti.
Yılmaz, “Dış politikada, milli hak ve menfaatlerimizi öncelikli kılmaya, Türkiye’nin küresel etkinliğini artırmaya ve savunma ile güvenlik alanlarında caydırıcı kapasitemizi geliştirmeye kararlılıkla devam edeceğiz” diyerek, dünya genelinde köklü bir dönüşüm sürecinin yaşandığını, ekonomik, ticari ve teknolojik alanlarda büyük değişimlerin gözlemlendiğini ifade etti.
Bunun yanı sıra, “Dünyanın bu yeni koşullarında 2026 yılı bütçemiz, güven ve istikrar sağlayan, ekonominin dış şoklara karşı dayanıklılığını artıran temel politika araçlarından biri olarak öne çıkmaktadır” dedi.
‘Avrupa’nın 4’üncü büyük ekonomisi olmayı hedefliyoruz’
Cumhurbaşkanı Yardımcısı Yılmaz, 2020-2024 döneminde dünya ekonomisinin yüzde 15,1 oranında büyüdüğünü, Türkiye ekonomisinin ise yüzde 30,3’lük bir büyüme sergilediğini ifade etti. Bu süreçte, yıllık ortalama büyüme hızının dünya genelinde yüzde 2,9, Türkiye ekonomisinde ise yüzde 5,4 olarak gerçekleştiğini belirtti.
2023 itibarıyla milli gelirin ilk kez 1 trilyon dolar eşiğini aştığını ve 1 trilyon 130 milyar dolara ulaştığını söyleyen Yılmaz, kişi başına düşen milli gelirin ise 13 bin dolar civarında olduğunu hatırlattı. 2024 yılına gelindiğinde bu rakamın 15 bin doları aşmasının beklendiğini belirtti.
Yılmaz, “2025 yılı üçüncü çeyreği itibarıyla Gayri Safi Yurt İçi Hasıla’nın (GSYH) dolar cinsinden yıllıklandırılmış büyüklüğü 1 trilyon 538 milyar dolara yükselebilir. Aynı dönemde, yıllıklandırılmış kişi başına milli gelirin yaklaşık 17 bin dolar seviyesine çıkması öngörülmektedir. Yıl sonu tahminimiz ise kişi başına gelirde 17 bin 748 dolardır. 2025 yılı itibarıyla kişi başına düşen milli gelirimizin bu seviyelere ulaşması, ülkemizin Dünya Bankası’nın Atlas Yöntemi ile belirlediği eşik değerleri aşarak yüksek gelir grubundaki ülkeler arasında yer alması beklenmektedir.” dedi.
Yılmaz, Türkiye’nin küresel ekonomiyle entegrasyonunu ve gelişmiş ekonomilere yakınsama hedefini kararlılıkla sürdüreceğini vurguladı. 2024 yılı itibarıyla nominal dolar bazında Türkiye’nin 17’nci büyük ekonomi, Satın Alma Gücü Paritesinde ise 12’nci büyük ekonomi konumunda olacağını belirtti. 2025 yılı tahminlerinin gerçekleşmesi durumunda nominal dolar bazında Türkiye ekonomisinin dünyanın 16’ncı, Satın Alma Gücü Paritesine göre ise 11’inci büyük ekonomisi olacağını ifade etti. Böylece İtalya’nın ekonomik hacmini geçerek Avrupa’nın 4’üncü büyük ekonomisi olma hedefi öne çıkmaktadır.
Yılmaz, Türkiye ekonomisinde 2025 yılının üçüncü çeyreğinde yıllık bazda yüzde 3,7 oranında büyüme kaydedildiğine dikkat çekerek, “Küresel ve bölgesel olumsuz koşullara rağmen, siyasi istikrar ve öngörülebilir politikalar sayesinde büyüme performansımızı 21 çeyrektir kesintisiz sürdürüyoruz.” dedi.
TEK HANELİ ENFLASYON HEDEFİ
Enflasyon konusuna da değinen Yılmaz, “Kasım 2025 itibarıyla yıllık tüketici enflasyonunun yüzde 31,1 seviyesine gerilediğini, temel mal enflasyonunun ise yüzde 18,6 düzeyine düştüğünü belirtti. Aralık ayına yönelik enflasyon görünümünün olumlu seyrettiğini de sözlerine ekledi. Önceliğimiz net; bütüncül bir yaklaşım ile para, maliye, gelir politikaları ve yapısal dönüşüm adımları ile dezenflasyonu kararlılıkla sürdüreceğiz. 2026 yılında enflasyonun yüzde 20’nin altına inmesini, fiyatlama davranışlarında yapışkanlığın kalıcı olarak kırılmasını ve 2027 yılından itibaren enflasyonun tekrar tek haneli seviyelere düşürülmesini hedefliyoruz.” şeklinde konuştu.
Yılmaz, sosyal konut ve gıda gibi arz yönlü politikalarla da enflasyonla mücadeleyi sürdüreceklerini ifade etti ve “Enflasyonla mücadele yalnızca makro göstergeleri düzeltmek anlamına gelmiyor. Enflasyonun düşmesi, artan öngörülebilirlik ile yatırım ortamını iyileştirerek sürdürülebilir büyümemize katkı sağlayacaktır. Tüm bu çabaların nihai amacı ise vatandaşlarımızın satın alma gücünü ve refahını kalıcı olarak artırmaktır.” dedi.
MERKEZ BANKASI REZERVLERİ
Cumhurbaşkanı Yardımcısı Yılmaz, 2025 yılında cari işlemler açığının milli gelire oranının yaklaşık yüzde 1,4 düzeyinde gerçekleşmesinin beklenildiğini aktardı. Merkez Bankası rezervlerinin 28 Kasım itibarıyla 183,2 milyar dolara ulaştığını ve geçen yıla göre 25,5 milyar dolarlık bir artış kaydedildiğini belirtti.
‘2 TRİLYON 208 MİLYAR LİRA AÇIK’
Bu yıl merkezi yönetim bütçe giderlerinin 14 trilyon 674 milyar lira, merkezi yönetim bütçe gelirlerinin 12 trilyon 466 milyar lira, bütçe açığının 2 trilyon 208 milyar lira ve faiz dışı açığın 156 milyar lira olmasının öngörüldüğünü aktaran




