Türkiye Ziraat Odaları Birliği (TZOB) Genel Başkanı Şemsi Bayraktar, Türkiye’nin kuraklık tehdidiyle karşı karşıya olduğunu belirterek, “Bu durumu göz ardı etmememiz gerekiyor. Yapılan araştırmalar, önümüzdeki yıllarda Türkiye’nin su fakiri bir ülke olacağına işaret ediyor” dedi.
Bayraktar, Çankırı’da gerçekleştirdiği ziyaretler sırasında, Germece köyünde kuraklıktan etkilenen tarım alanlarını inceledi. Bu ziyarette kendisine Çankırı Ziraat Odası Başkanı Nejat Gamzeli, ilçe oda başkanları ve çiftçiler eşlik etti. Bayraktar, burada yaptığı açıklamada, “Ülkemizde yaşanan doğal afetlerin tarım sektörüne olumsuz etkileri büyük. Kuraklık, don, sel felaketleri gibi olaylar tarımsal üretimi ciddi şekilde tehdit ediyor. Özellikle 65 ilimizde meydana gelen don olayları, birçok ürünümüz üzerinde ciddi zararlara yol açtı. Ancak kuraklık da en az don olayları kadar olumsuz etkiler yaratıyor. Geçtiğimiz günlerde Güneydoğu Anadolu bölgesinde yaptığım incelemelerde, kuraklık nedeniyle hububat üretiminin olumsuz etkilendiğini gözlemledim. Bu bölgede verimlilik ve kalite kayıpları yaşanıyor” ifadelerini kullandı.
‘SULAMA SİSTEMLERİ ACİLEN DEĞİŞMELİ’
Çankırı’daki zararların da büyük olduğunu vurgulayan Bayraktar, “Buradan daha büyük bir tehlikeye dikkat çekmek istiyorum. Türkiye kuraklık tehdidiyle karşı karşıya ve bunu göz ardı edemeyiz. Araştırmalar, önümüzdeki yıllarda kişi başına düşen su tüketiminin 1300 metreküpten 2030’dan itibaren 1000 metreküpün altına düşeceğini gösteriyor. Bu duruma karşı önlemlerimizi şimdiden almak zorundayız. Bu sadece tarımsal üretimi değil, aynı zamanda tarımla uğraşan çiftçilerimizi ve tüm yurttaşlarımızı etkileyen bir durum. Tarımda kullanılan suyun yüzde 77’si göz önüne alındığında, en büyük tedbirleri tarım sektöründe almak şart. Ülkemiz su zengini olmamasına rağmen hala vahşi sulama yöntemleri uygulanan bölgeler var. Tarım alanlarında basınçlı sulama sistemlerine acilen geçmemiz gerekiyor. Basınçlı sulama sistemine geçmeyen çiftçi kalmamalı” dedi.
‘KURAKLIK VERİMİ DÜŞÜRÜYOR’
Sulama kayıplarının oldukça fazla olduğunu ifade eden Bayraktar, “Sulama verimliliği yüzde 52 seviyelerinde. Bu da demek oluyor ki, su kaynağından tarlaya ulaşıncaya kadar suyun yarısını kaybediyoruz. Türkiye’nin bu duruma tahammülü yok. Kanallarımızı kapalı hale getirmeliyiz ve sulama verimliliğini artırmalıyız. Eğer bu önlemleri almazsak, su fakiri bir ülke haline geldiğimizde tarımsal üretim daha fazla olumsuz etkilenecek. Bu durum sadece çiftçileri değil, gıda ürünleriyle beslenen tüm vatandaşları da etkileyecek. Türkiye’nin birçok bölgesinde kuraklık, hububat üretiminde kalite ve verimlilik kaybına yol açıyor” diye konuştu.
‘GENÇLER TARIMDAN VAZGEÇİYOR’
Bayraktar, çiftçi sayısının her geçen gün azaldığını ve gençlerin tarımdan uzaklaştığını vurgulayarak, “Gıda güvenliğimizi sağlama konusunda ciddi bir tehdit ile karşı karşıyayız. Gençlerimizi tarımda tutmakta zorlanıyoruz. Gençlerin tarımdaki oranı yüzde beşlere kadar düştü. Bugün Afgan ve Suriyeli işçilerle bu durumu geçici olarak çözmeye çalışıyoruz, ancak bu kişiler ülkelerine döndüğünde Türkiye’de tarımsal üretimi kim yapacak? Sofralarımızda bir şey eksik değilse ve gıda güvenliğini sağlıyorsak, bunu fedakarca çalışan çiftçilerimize borçluyuz. Herkesin bu çiftçilere teşekkür etmesi gerekiyor. Zaman zaman doğal afetlerle ve yüksek maliyetlerle karşılaşıyoruz. Küçük işletmelerde üretim yapmaya devam ediyoruz, ancak üretimden vazgeçmiyoruz. Eğer sofralarımızda eksiklik istemiyorsak, çiftçilerimize destek çıkmalıyız. Üretim önündeki tüm engelleri kaldırmalıyız. Doğal afetlerin yaşandığı bu dönemde, üreticilerimiz örgütlerinin yanlarında olmasını bekliyor. Tarım sektörü göç veriyor ve sadece gençleri değil, yaşlıları da tutmakta zorlanıyoruz” dedi.
