Rüzgâr türbini kanadı üreten Amerikalı TPI Composites’in İzmir’deki Menemen Maltepe Organize Sanayi Bölgesi’nde bulunan T1 ve Çiğli Sasalı’daki T2 fabrikalarında çalışan işçiler, 13 Mayıs’ta toplu iş sözleşmesi üzerinde anlaşma sağlanamaması nedeniyle greve başladı.
Ağustos ayında fabrikanın “borç krizi” nedeniyle ABD’deki iflas mahkemesine başvurduğunu öğrenen işçiler, İzmir’de 2012 yılından bu yana faaliyet gösteren ve 2 bin 800 işçinin istihdam edildiği firmanın Eylül ayında el değiştirdiğini duyurdu. Geçtiğimiz haftalarda ise bazı işçilerin işten çıkarıldığı bildirildi.
Greve devam eden işçiler, Söğütözü Metrosu’ndan ABD’nin Ankara Büyükelçiliği’ne yürüyüş gerçekleştirdi. Bu yürüyüşe EMEP Milletvekili Sevda Karaca, Devrimci Partililer ve Türkiye İşçi Partililer de destek verdi. Yürüyüşün ardından işçiler basın toplantısı düzenledi ve şu ifadeleri kullandı:
“YASAL HAKKIMIZI KULLANDIK, GREVE ÇIKTIK”
“Bizler, tam 6 aydır grevde olan TPI Composites işçileriyiz. Bir Amerikan tekeli olan TPI’da, düşük ücretlerle, kimyasalların ve olumsuz çalışma koşullarının içinde yıllar boyunca çalıştık. Neredeyse her toplu sözleşme sürecinde olduğu gibi, bu toplu sözleşme sürecinde de bize düşük zam dayatıldı. Biz de hakkımız olanı almak için yasal hakkımızı kullandık ve greve çıktık.
Tüm bu süreç boyunca çeşitli eylemler gerçekleştirdik. Daha önce de Ankara’ya geldik ve Meclis ile bakanlık nezdinde girişimlerde bulunduk. Üç bakanlığın bu sorunu çözmek için koordineli olarak çalışacağı söylense de, o günden bu yana hiçbir adım atılmadı. Sesimizi duyurmak ve bir Amerikan tekeline karşı taleplerimizi iletmek amacıyla İzmir Valiliği’ne gitmek istedik, fakat önümüz barikatlarla kapatıldı. Yakın zamanda bir grup arkadaşımız Türk-İş Genel Merkezi ile görüştü. Türk-İş Başkanı ile Çalışma Bakanlığı’ndaki görüşmede bize ‘yapılacak bir şey yok’ denildi. Şimdi buraya, ülkemizde uzun yıllardır bulunan ve bizim emeğimizle büyüyen bu tekelin asıl sahibi olan Amerikan devletinin kapısına geldik.
“BU ÜLKENİN KURUMLARININ İŞÇİLERE SÖYLEYECEĞİ BİR SÖZÜ YOK MU?”
Biz buraya dilenmeye gelmedik; hakkımız olanı talep etmeye ve mücadele etmekten vazgeçmeyeceğimizi haykırmaya geldik. Herkesin takdir edeceği gibi, grevimiz 6. ayına girdi ve bazı oyunlarla haklarımız gasp edilmek isteniyor. Ne yazık ki, üyesi olmaktan onur duyduğumuz sendikanın yöneticileri bu süreçte biz işçileri sahipsiz bıraktı. Yaşanan bu süreç boyunca sendika yöneticileri ya da avukatları, önümüze somut bir eylem programı koymadı. Bugün burada düzenlediğimiz eylem, yıllarca üyesi olduğumuz sendikanın yöneticileri tarafından desteklenmiyor. Oysa bu eylem kararını alan, bizzat sendika şube yöneticilerinin bulunduğu ortamda seçilen komitemizdir. Buraya, bize destek veren işçilerin, emekçilerin, ilerici ve devrimci kuruluşların desteğiyle geldik. Bu desteği sağlayan tüm dostlarımıza bir kez daha teşekkür ediyoruz. Amerikan Büyükelçiliği önünde sendika merkez ve şube yöneticilerine bir kez daha hatırlatıyoruz ki, üyesi neredeyse bir sendika oradadır. Sendikalar siz yöneticilerin değil, biz işçilerin örgütüdür. Göreviniz, haklı mücadelemize sahip çıkmaktır. Eğer bunu yapacak güç ve iradeye sahip değilseniz, bulunduğunuz koltukları derhal terk etmelisiniz. Aksi takdirde, yalnızca bizim mücadelemize değil, tüm işçi sınıfına ve Petrol-İş’in mücadele tarihine leke sürmüş olursunuz. Biz buraya sendikamızı eleştirmek için değil, tam aksine ona sahip çıkmak için geldik.
“BİRLİKTE MÜCADELE EDECEĞİZ, BİRLİKTE KAZANACAĞIZ”
Birlikte mücadele edeceğiz, birlikte kazanacağız. Sefalete, yoksulluk ücretlerine, işten atmalara, sendikal hakların gaspına, sömürüye ve baskıya karşı duracağız. Bugün burada Amerikan Büyükelçiliği önündeyiz. Kendileriyle görüşmek ve haklı mücadelemizi anlatmak istiyoruz. Bir Amerikan tekeline yıllarca emeğimizi sömürtmemek için mücadele edeceğiz. Gelecek eylemlerimiz de sürecek. Bu ülkeyi sermaye için dikensiz gül bahçesi olarak görenler, bizleri posamız çıkıncaya kadar sömürenler, bizim gözümüzün önünde ölüme itenler bilsin ki: Biz işçi sınıfı olarak güçlü ve haklıyız! O yüzden biz kazanacağız. İşçilerin birliği sermayeyi yenecek. Yaşasın TPI direnişimiz, yaşasın işçilerin ve emekçilerin birleşik mücadelesi.
