29 Ekim Cumhuriyet Bayramı kutlamaları sırasında AKP’li Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın yaptığı konuşma dikkat çekti. “Sizi 20-25 yıl geriye götürmek istiyorum. Ülkemizde bir toplu iğne üretebiliyor muyduk? Toplu iğne! Silahtan bahsetmiyorum. Hayır.” ifadeleriyle başladığı konuşmasında, Türkiye’nin ilk toplu iğne fabrikasının 1951’de kurulduğunu unuttuğu anlaşılıyor. AKP döneminde ülkenin toplu iğne ithalatı yaptığını ve 2019’da bu ürünler için 9.3 milyon dolar ödendiğini de hatırlatmak gerekir. Erdoğan’ın 2023 seçimleri öncesinde Karadeniz’de bulunan doğal gaz rezerviyle ilgili yaptığı açıklamalar ise yine tartışma yarattı; rezervin piyasa değerinin 1 trilyon dolar olduğunu belirtmişti. Ancak Türkiye, ABD ile 2045 yılına kadar 43 milyar dolarlık bir doğalgaz anlaşması imzaladı ve Botaş, yıllık 4 milyar metreküp sıvılaştırılmış doğalgaz ithal edecekti. Uzaklardan bakarken iç acıtan ülke halleri ve bu söylemler karşısında pek de şaşırmadığımızı belirtmek gerekiyor. Geçmiş Cumhuriyet Bayramınız kutlu olsun diyerek, futbol dünyasına geçelim.
Kasım ayı itibarıyla Premier Lig’de geride kalan dokuz maçta duran toplardan atılan gollerin sayısı dikkat çekti. Takımların kornerlerden bulduğu gol sayısı 45 olurken, toplam gol sayısının (241) yüzde 18,7’sini oluşturdu. Duran toplardan atılan gollerin sayısı ise 67’ye ulaştı ve bu oran lig tarihinin en yüksek ikinci oranı olarak kaydedildi. Duran topların ustası Arsenal, dört sezon önce duran top antrenörü Nicolas Jover’ı transfer etti ve 2023-24 sezonunun başından bu yana duran toplardan 37 gol buldu. Bu rakam, Avrupa’nın beş büyük ligindeki diğer takımlardan en az 11 gol daha fazla. Borussia Monchengladbach 26 golle, Inter Milan ve Bayer Leverkusen ise 25 golle Arsenal’ı takip ediyor. Tottenham, Cumartesi günü Chelsea ile karşılaştığı maçta duran toplardan 24 gol kaydetti. Ancak, Tottenham’ın Chelsea karşısında oynadığı son 13 lig maçında sadece bir galibiyet alabilmesi dikkat çekici bir durum. Şubat 2023’teki iç saha galibiyetinden bu yana üst üste dört maç kaybetmeleri de önemli bir istatistik.
Ev sahibi Tottenham, 4-2-3-1 dizilişiyle sahaya çıkarken, kalede Vicario, savunmada Porro, Danso, Van de Ven ve Spence, orta sahada Palhinha ve Sarr, ileri uçta Kudus, Bentancur ve Bergvall ile birlikte gol umutları Muani olarak belirlendi. Misafir takım Chelsea de benzer bir dizilişle sahadaydı; kalede Sanchez, savunmada James, Fofana, Chalobah ve Cucurella, orta sahada Gusto ve Caicedo, ileri uçta Neto, Fernandez ve Garnacho ile golcüleri Pedro yer aldı. Maç, beyaz formalı Tottenham’ın iştahlı başlangıcıyla başladı. 4. dakikada Bergvall’ın sakatlığı nedeniyle oyun duraklayarak, yerini Xavi’ye bıraktı. 7. dakikada Chelsea’nin sağdan kullandığı ilk kornerden sonuç alamaması, açılış dakikalarında her iki takımın da pozisyon üretmekte zorlandığını gösterdi. 11. dakikada Chelsea’nin ikinci kornerinde de rakip savunmayı geçememesi dikkat çekti. İlk 15 dakikada Chelsea topa yüzde 57 oranında sahip olurken, rakip ceza sahasında topla bir kez buluşabildi.
19. dakikada Chelsea atağında James uzaklardan kaleyi yoklarken, Garnacho’nun yerden vuruşunu kaleci Vicario kurtardı. 21. dakikada arka arkaya kullandığı iki kornerde Tottenham pozisyon üretemedi ve son olarak 27. dakikada Everton deplasmanında kornerlerden iki gol bulan takım, bu kez rakip savunmayı geçemedi. İlk yarının ortalarında sahayı daha iyi kontrol eden Chelsea, 31. dakikada rakip savunmanın kaptırdığı topta Pedro ile net bir fırsat yakaladı fakat Vicario’yu geçemedi. 34. dakikada Chelsea aradığı golü buldu; Spence ve Van de Ven’den topu kapan Caicedo, Pedro’ya asist yaptı ve Ekvatorlu oyuncu topu yakın mesafeden sol köşeye gönderdi. Bu gol, Caicedo’nun topu kazanma isteği ve enerjisiyle geldi. Joao Pedro, 10 maçlık gol hasretine bu karşılaşmada son verdi. 43. dakikada Chelsea ikinci gole yaklaşsa da Gusto’nun ortasında Pedro’nun sert vuruşunu Vicario kornere çeldi. İlk yarının sonunda Chelsea, topa sahip olma oranında yüzde 51 ile önde olmasına rağmen, Tottenham kaleyi bulamadı ve devreyi 1-0’lık üstünlükle kapattı. İlk yarının uzatma bölümünde Tottenham’dan Bentancur’un James’e yaptığı sert hareket kırmızı kartlık bir pozisyon olarak değerlendirildi; bu sırada itiraz eden James sarı kartla cezalandırıldı.
İkinci devreye takımlar aynı kadrolarla başladı. 47. dakikada Tottenham savunmasında sarı kart gören Danso, gereksiz top kayıpları yaparak rakibin baskısı altında zor anlar yaşadı. 50. dakikada sağdan kullanılan kornerde yine pozisyon üretemeyen beyazlı takım, bu dakikaya kadar duran toplarda etkisiz kaldı. 53. dakikada Chelsea ikinci gole yaklaştı; James’in sağdan ortasında Fernandez’in kafa vuruşu isabetsiz oldu ve bu, maçın muhtemel kırılma anlarından biriydi. 60. dakikaya kadar rakip ceza sahasında 21 kez bulunan Chelsea, 9 kez kaleyi yokladı fakat net pozisyonlardan yararlanamadı. 59. dakikada Tottenham’dan Simons sarı kart gördü. Ardından, Bentancur ve Danso’nun yerini Romero ve Richarlison aldı. 66. dakikada Chelsea’de Garnacho’nun yerine Gittens geçti. 68. dakikada Fernandez sarı kart gördü. 70. dakikadan sonra Tottenham tempoyu arttırdı ancak o zamana kadar rakip kaleyi sadece bir kez bulabilmişlerdi. 72. dakikada Tottenham’da Porro, Muani ve Simons’ın yerini Odobert, Udogie ve Johnson aldı. 74. dakikada Kudus sarı kartla cezalandırıldı, hemen ardından Chelsea’de Gusto’nun yerine Lavia oyuna dahil oldu. 85. dakikada sakatlanan Neto’nun yerine Estevao geçti. Maçta altı dakika uzatma yaşandı ve Chelsea, Gittens ve Pedro ile net fırsatlar yakaladı ancak farkı artırma şanslarını değerlendiremedi. Maçın sonunda 61.202 taraftarın izlediği karşılaşmayı Chelsea, 1-0’lık skorla kazanarak Tottenham deplasmanından üç puanla döndü. Mavili takım, son yedi Tottenham deplasmanının altısından üç puan almayı başardı ve üst üste üçüncü galibiyetlerini elde etti. Önceki iki galibiyette de dört gol atmışlardı; bu gece de rahatlıkla dört gol atabilirlerdi fakat önemli gol fırsatlarını kaçırdılar. Maçın adamı ise Chelsea orta sahasının dinamosu Moses Caicedo oldu.




