CHP’li Bakırlıoğlu, yakın zamanda yayımlanan yasa dışı bahisle mücadele genelgesinin yetersiz olduğunu ifade etti. Bakırlıoğlu, “Sanal ortamda yasa dışı bahisle mücadele önemli, ancak hem yasal hem de yasa dışı kumar toplumu olumsuz etkiliyor. Devlet, burada yalnızca gelir değil, toplumsal fayda gözetmelidir” şeklinde konuştu.
MİLYONLARCA KİŞİ YÖNLENDİRİLİYOR
Bakırlıoğlu, Türkiye’de “güvenli” olduğu iddia edilen yasal şans oyunlarına yönlendirilen milyonlarca kişiye dikkat çekti. “Reklamlar ve pazarlama stratejileriyle insanları şans oyunlarına çekiyorlar. E-ticaret platformlarında dahi bu oyunların oynanması mümkün” dedi. Ayrıca Milli Piyango’nun özelleştirilme sürecine de değinerek, şu ifadeleri kullandı:
“Milli Piyango, beş yıl önce Demirören Grubu’na devredildi ve 2030 yılına kadar lisans verilmiş durumda. 2020 için 9 milyar 320 milyon TL taahhüt edilmişken, sonraki yıllarda TÜFE + yüzde 20 artış öngörülüyor. 2024’ten itibaren enflasyon oranında bir artış söz konusu. Yani sistem, her yıl hasılatı artırmak üzerine inşa edilmiş.”
ETKİN DENETİM YOK
Bakırlıoğlu, özelleştirmeden bu yana etkin bir denetim yapılmadığını vurguladı. “Özelleştirme sonrası bu yapıyı kimse denetlemiyor. Bugün televizyonlarda alkol reklamlarının gösterilmesi yasakken, yasal şans oyunlarının reklamları her alanda karşımıza çıkıyor. Spor müsabakalarında bile sanal bahis reklamlarına rastlıyoruz. İktidar, kumarı görünür hale getirmiş durumda” açıklamasında bulundu.
Yayımlanan genelgenin yasa dışı bahisle mücadelede olumlu bir adım olduğunu ancak sorunun köklü bir şekilde ele alınmadığını belirten Bakırlıoğlu, “Varsayalım yasa dışı bahisle mücadelede başarılı olundu. Peki, bu insanlar kumarı bırakacak mı? ‘Milli Piyango güvencesiyle’ oynamaya devam etmeyecekler mi? Eğer bu konuda da önlem alınmazsa, akla şu soru geliyor: Asıl amaç yasa dışı kumarı sona erdirmek mi, yoksa sadece bu mu?” dedi.
Ekonomik kriz dönemlerinde şans oyunlarının artış göstermesine de değinen Bakırlıoğlu, “İnsanlar geçim sıkıntısı çekiyor ve umutlarını şans oyunlarına bağlıyor. Bu bir sosyal çürümedir. Devletin görevi ise bu çürümeyi izlemek değil, durdurmaktır” diyerek sözlerini tamamladı.

							


