Cumhurbaşkanı Yardımcısı Cevdet Yılmaz, Manisa’da düzenlenen ‘Manisa İş Dünyası Buluşması’ toplantısında önemli açıklamalarda bulundu.
Toplantıya Cumhurbaşkanlığı Genel Sekreteri Hakkı Susmaz, Manisa Valisi Vahdettin Özkan, TBMM AKP Grup Başkanvekili ve Manisa Milletvekili Bahadır Yenişehirlioğlu ile birlikte AKP Manisa Milletvekilleri Murat Baybatur, Ahmet Mücahit Arınç, Tamer Akkal, Manisa Büyükşehir Belediye Başkanı Besim Dutlulu ve iş dünyası temsilcileri katıldı.
Açılış konuşmasında Yılmaz, hükümetin ekonomi politikalarını belirlerken iş dünyası ile sürekli bir diyalog içinde olduklarını vurguladı. “Ortak akıl ile sorunları en doğru şekilde tespit edebiliriz ve geleceğe yönelik politikalar geliştirebiliriz” ifadesini kullandı. Ekonomik belirsizliklere dikkat çeken Yılmaz, “Artık eski kurallara dayalı, istikrarlı bir dünya yok. Yeni bir paradigmada yaşıyoruz. ABD ile Çin arasındaki ticaret müzakereleri bunun yalnızca bir yansıması. Üretim merkezleri farklı coğrafyalara kayarken, bu durum belirsizlikleri artırıyor. Jeopolitik gerilimler de yükseldi ve bizler çatışmaların arttığı bir dönemdeyiz. Türkiye olarak istikrarlı bir şekilde yolumuza devam ediyoruz. Yeni yönetim sistemimizle siyasi istikrarımızı garanti altına aldık. Orta Vadeli Program ile belirsizlikleri minimize ettik” dedi.
“YENİ EŞİKTEYİZ, ORTA GELİR TUZAĞINDAN ÇIKMAMIZ GEREKİYOR”
Yılmaz, son 20 yılda dünya ekonomisinin ortalama %3,5 büyüdüğünü, Türkiye’nin ise bu dönemde %5,4 büyüme kaydettiğini belirtti. “Bu, Türkiye’yi önemli bir eşik noktasına getirmiştir. 2002’de Avrupa Birliği’nin kişi başına gelirini 100 olarak kabul ettiğimizde, Türkiye 38 seviyesindeydi. Bugün ise bu rakam 70’in üzerine çıkmıştır. OECD verilerine göre, kişi başına gelirimiz 3’te 1 seviyesinden 3’te 2 seviyesine ulaşmıştır” dedi. Türkiye’nin önemli bir gelişim kaydettiğini söyleyen Yılmaz, Dünya Bankası’nın sınıflandırmasıyla Türkiye’nin alt orta gelir grubundan üst orta gelir grubuna terfi ettiğini duyurdu. “Artık yeni bir eşiğe geldik ve yüksek gelirli ülkeler liginde kalıcı olmak için gerekli dönüşümleri sürdürmemiz gerekiyor” ifadelerini kullandı.
“İLK DEFA İTALYA’YI GEÇMİŞ OLACAĞIZ”
Yılmaz, 2002 yılında Türkiye’nin ekonomisinin 238 milyar dolar olduğunu, bu yıl itibarıyla 1,5 trilyon dolara yaklaşmasının beklendiğini belirtti. “Kişi başına gelirimiz 3 bin 600 dolarken, bu yıl 17 bin doları aşmayı bekliyoruz. IMF’nin dünya ekonomik görünümü raporuna göre, tahminler gerçekleşirse Türkiye, nominal dolar bazında 16’ncı büyük ekonomi olacak” dedi. Bu durumun Türkiye’nin ekonomik sıralamasında önemli bir artış sağlayacağını vurguladı.
‘YIL SONUNDA ENFLASYON HEDEFİMİZ YÜZDE 30’UN ALTINI GÖRMEK’
Yılmaz, enflasyonun toplumun en büyük meselelerinden biri olduğunu belirterek, “Cumhurbaşkanımızın da ifade ettiği gibi, milletimizin sorunlarına odaklanıyoruz. Şu anda halkımızın en büyük sorunu enflasyondur. Bu nedenle enflasyonu önceliklendirmiş durumdayız. Mayıs 2024’te enflasyon %75,5 seviyesine ulaşmıştı; o tarihten bu yana bir dezenflasyon süreci devam ediyor ve Eylül ayında %33,3 seviyesine geriledi. Yıl sonunda enflasyon hedefimiz %30’un altını görmek. Gelecek yıl %20’nin altına, 2027’de ise tek haneli rakamlara ulaşmayı hedefliyoruz” şeklinde konuştu.
Yılmaz, enflasyonun sadece para politikalarıyla düşmeyeceğini belirterek, bütüncül bir politika izlediklerini ve arz yönlü politikaların önemine değindi. Özellikle gıda ve konut gibi alanlarda arzı artırma çalışmalarına devam ettiklerini vurguladı. Cumhurbaşkanı’nın açıkladığı 500 bin sosyal konut projesinin önemine de değinen Yılmaz, enerji maliyetlerini düşürmek için sanayinin enerji üretiminde daha aktif olmasını sağlamak amacıyla çalışmalar yürüttüklerini ifade etti. Ayrıca, lojistik alanında OSB ile limanlar arasındaki demir yolu bağlantılarını önceliklendirdiklerini belirtti.
