Aralık ayında başlayacak asgari ücret müzakereleri öncesinde, işçi ve işveren temsilcilerinden oluşan üçlü danışma kurulu dün ikinci kez bir araya geldi. Toplantıda, Asgari Ücret Tespit Komisyonu’nun yapısı ve işleyişi detaylı bir şekilde ele alındı. TÜRK-İŞ, HAK-İŞ ve DİSK genel başkanları, ücret belirleme sürecindeki sorunlara dair görüşlerini paylaştı.
İşçi tarafını temsil etme yetkisine sahip TÜRK-İŞ, mevcut sistem değişmediği sürece komisyona katılmama kararlılığını sürdürmekte. HAK-İŞ ve DİSK de bu yaklaşımı destekleyerek benzer bir tutum sergiliyor.
DİSK Genel Başkanı Arzu Çerkezoğlu, toplantıda Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı’nın herhangi bir öneri sunmadığını ifade ederek, “Biz bu toplantıya, bir önceki toplantıda dile getirdiğimiz konularla ilgili bakanlığın bir teklif ile gelmesini bekliyorduk. Ancak, bakanlık sadece tarafların önerilerini dinlemekle yetindi. ‘Teknik heyet çalışsın’ deniyor fakat burada teknik bir eksiklik yok. Asıl sorun, bu meselede siyasi bir irade gösterilmesidir,” dedi.
İşçi sendikalarının talebi, oyçokluğu yerine, uyuşmazlık durumunda toplu pazarlık ve grev hakkının bulunduğu bir toplu pazarlık sisteminin oluşturulması yönünde. DİSK başkanı, 2000 yılından beri 28 kez asgari ücret belirlendiğini, bunların yalnızca sekizinde üç tarafın anlaşmaya vardığını, 18’inde ise işçi tarafının itirazına rağmen kararın hükümet ve işveren tarafından alındığını hatırlatarak, “Tüm konfederasyonların temsil edildiği adil bir komisyonun kurulması kaçınılmaz,” şeklinde konuştu.
ÜCRET 6 BİN TL ERİDİ
DİSK’in ücret kayıtları izleme raporuna göre, asgari ücretin alım gücü son dokuz ayda 6 bin lira azalmış durumda. Zaten açlık sınırının altında kalan bu ücret, reel olarak 16 bin liraya gerilemiş. Emeğin milli gelirden aldığı payın da belirgin bir şekilde düştüğünü vurgulayan Çerkezoğlu, “Dünyanın her yerinde asgari ücret, işçinin ailesiyle birlikte geçinebileceği bir düzeyde belirlenir. Bu, uluslararası sözleşmelerin de bir gereğidir,” dedi ve mevcut sorunlara karşı mücadelenin artırılması gerektiğine dikkat çekti.
Öte yandan, işveren çevreleri artan maliyetler karşısında zorlandıklarını sık sık dile getiriyor. “Asgari ücret artarsa işsizlik artar” söylemine karşı çıkan Çerkezoğlu, “Veriler bunun doğru olmadığını göstermekte. Asgari ücretin daha fazla arttığı yıllarda işsizlik artmamış, istihdamda bir düşüş olmamıştır. Bu iddia, ücretleri baskılamak için kullanılan bir bahane,” ifadeleriyle eleştiride bulundu.