Kıbrıs’a dair düşüncelerim her zaman derin olmuştur.
Babam, o dönemde Tümgeneral rütbesiyle, Barış Harekatı sırasında 28’inci Tümen Komutanı olarak yer alırken, ben genç bir gazeteci olarak TRT’nin ünlü ‘Kıbrıs’ın Sesi Radyosu’nda Kıbrıs Türkü’nün özgürlük mücadelesine katkıda bulunmaya çalıştım. Harekatı yerinde takip etme fırsatı buldum.
Bu nedenle Kıbrıs’taki gelişmeleri uzun yıllardır titizlikle izliyorum. Ayrıca, harp belgeleri ve anılardan oluşan bir kitabım da mevcut; adı ise “Barış İçin Oradaydılar. Parola Kıbrıs”.
Son günlerde Kıbrıs’ı ziyaret etme fırsatı buldum. KKTC’nin önemli yerlerini gezerek halkla konuştum, Şehitliği ve Gaziler Derneği’ni ziyaret ettim ve kapalı Maraş’ın açık bölümünü keşfettim.
Halkın ruh halini gözlemlemek dikkat çekiciydi.
KKTC halkı genel olarak mutsuz ve geleceği konusunda kaygılı. İnsanlar dertlerini açıkça dile getirirken, gençler gelecek kaygısı taşıyor. Siyasetçilere olan güven azalmış durumda.
AKP Yönetimi’nin KKTC üzerindeki olumsuz etkilerine dair eleştiriler oldukça yaygın.
Görüşmelerimde, insanların AKP’nin siyasetteki etkisini açıkça ifade ettiklerini ve eleştirilerinin sert olduğunu gözlemledim.
Yeni yapılan Cumhurbaşkanlığı Sarayı ise herkesin dilinde. Dışarıdan bakıldığında, eleştirilen noktaların haklı olduğu görülüyor.
Eğitim alanında da kaygılar mevcut. Okullarda Kıbrıs Türkü’nün ‘Özgürlük Savaşı’ olan Barış Harekatı’yla ilgili kapsamlı bir ders kitabının bulunmaması, halkın şikayet ettiği önemli bir konu. ‘Neden bizim de kapsamlı bir ‘Kurtuluş Savaşı’nı anlatan ders kitabımız yok?’ sorusu sıkça dile getiriliyor.
KKTC topraklarının yabancılar tarafından satın alınması da endişelendiriyor.
Özellikle İsrail’li bir şirketin ‘Dip Karpaz’ bölgesinde inşa ettiği stratejik öneme sahip bir marina, oldukça dikkat çekiyor.
Bölgeye gittiğimde, bu marinanın bir şirkete kiralandığı ve mal sahibinin İsrail şirketi olduğu bilgisi verildi. Bu durum önemli bir ayrıntı olarak öne çıkıyor.
Ayrıca, ‘Falyalı Olayı’ hala gündemde. Sahil bölgelerinde çok sayıda gayrimenkulü olduğu biliniyor. ‘Kıbrıs’ta O’ndan daha çok var’ diyenlerin sayısı da az değil.
KKTC genelinde dikkatimi çeken çok sayıda inşaat var. Meserya Ovası gibi tarım arazilerinin bile yapılaşmaya girmesi kaygı verici.
Tarihi eserlerin bakımsızlığı ise göz ardı edilemeyecek bir sorun. Yok olma tehlikesiyle karşı karşıyalar.
Barış Harekatı sırasında en yoğun çatışmaların yaşandığı Beşparmak Dağları üzerindeki St Hilarion Kalesi’nden Lapta-Karava’ya kadar olan dar yolda saatlerce yol aldık.
Savaş zamanında Rum-Yunan birlikleri tarafından yapılan sığınak ve koruganlar bakımsızlıktan harabe durumunda.
Geçmişin izlerinin korunmaması, gelecek nesillere ne aktarılacağını düşündürüyor. Bu durumu görmek insanı derinden etkiliyor. Askerlerin bu konulara el atması gerektiği kanaatindeyim. Çünkü orada şehit ve gazi olan silah arkadaşları, bize bir vatan bıraktılar.
KKTC’de bulunan Silahlı Kuvvetlerin, bu değerlere sahip çıkması büyük bir sorumluluktur.
KAPALI MARAŞ
Maraş Bölgesi, KKTC’nin tarihinde önemli bir yer tutmakta.
Harekat sırasında bölgenin durumunu çok iyi biliyorum. Yasak olmayan kısımlarını gezme şansım oldu.
Ünlü İtalyan sinema oyuncusu Sofia Loren’in Maraş’taki evi de dikkat çekiyor.
Barış Harekatı’yla ilgisi olmayan Kenan Evren’in ‘pazarlık konusu yapmak için aldık’ sözleri ise tarihi çarpıttığı için eleştirilmekte.
Kapalı Maraş, iç ve dış emlakçıların ilgisini çeken bir alan haline geldi.
Bu konuda sıkça gündeme gelen iddialar ve spekülasyonlar var.
Son derece ciddi olabilecek bu iddiaların ciddiye alınmamasını umuyoruz.
KKTC’nin ‘Ulusal Güvenliği ve Toprak Bütünlüğü’ açısından Maraş Bölgesi’nin önemi büyük.