Asıl sorulması gereken soru şu: Aydın’dan Çerçioğlu AKP’ye geçiş yaptı. Bu kavram, Murat Yetkin’e ait ve oldukça dikkat çekici. Önündeki dosya, Stockholm Sendromu ile ilgili olan bilimsel anlatımı zorunlu kılıyor. Bu durum, sıradan insanların “insani” davranışlarını da ortaya koyuyor.
CHP’li Yalova Altınova Belediye Başkanı Yasemin Fazlaca’nın ellerini cumhurbaşkanı havaya kaldırdı. Çerçioğlu hakkında birçok somut bilgi mevcut, ancak Fazlaca’nın niyetinin ne olduğu belirsiz. CHP, ona fazla mı geldi? Ya da başka bir Çerçioğlu olayı mı yaşandı? Altınovalıların bu konuda söyleyecekleri mutlaka vardır.
CHP’den seçilen Şehitkamil Belediye Başkanı Umut Yılmaz da bu duruma dahil olanlardan biri. Saymaz’ın tweetinden anlaşıldığına göre: “20 Ocak’ta ihaleye fesat iddiasıyla Yılmaz ve 14 kişi hakkında soruşturma açıldı. Yılmaz, 8 Nisan’da CHP’den ayrıldı. 23 Mayıs’ta Yılmaz’a takipsizlik verildi.” O da, cumhurbaşkanının ellerini havaya kaldırmasıyla onurlandırıldı.
BAŞARILI BİR ÇALIŞMA!
AKP, kaybettiği belediyelerden 55’inin tekrar kendisine katılmasını sağladı. Bu bilgiyi HaberTürk’ten Esra Toptaş’tan öğrendim. 55 belediyeden 24’ü Yeniden Refah Partisi’ne ait. Görünen o ki, Yeniden Refah, AKP ile bağlantılı olan çok sayıda kişiyi belediye başkanı olarak seçmiş. Bu kişiler, kendilerine oy getirecek tanınmış isimler olarak düşünülmüş. Ancak, oylarını bir torbaya koyup AKP’ye teslim etmişler!
AKP’nin bu konuda gösterdiği çaba gerçekten takdire şayan. Elbette her türlü aracı kullanarak bunu başardılar. Bu durum, kapsamlı bir dosya oluşturmayı gerektiriyor. Başlık önerisi: “Neden geçtiler?” Bu konu, dizi yazı şeklinde ele alınabilir ve oldukça ilgi çekici olabilir. Toplumun bu konuyu bilmeye ihtiyacı var!
AKP, halktan oy alamıyor ama elde edilen oyları da kendi lehine kullanmayı başarıyor.
AHLAKSIZLIK REVAÇTA
Ahlaksızlıkların yaygın olduğu bir ülkede bu tür durumlar sıradan hale geliyor. Belediye başkanlarının partiler arası geçişinin de ahlaki bir sorun olduğunu belirtmek gerekir. CHP ve diğer partilere katılanların da ciddi etik sorunları var.
Partiden ayrılabilirsin, buna saygı duyulur. Ancak bu durumda belediye başkanlığından da feragat etmelisin. Şapkanı tak, istediğin yere git, istersen Kutuplara bile!
TEMEL SORU:
Peki, asıl soruya gelelim: Zayıflayan, gerileyen ve şu anda seçimde kaybetme riski taşıyan bir iktidar partisine bu iltihakın sebebi ne? Aslında siyasetin mantığı gereği, kazanacak bir partiye geçilmesi gerekmez mi? Bu şekilde bir sonraki dönemi de garanti altına alabilirsin.
Halk yoksulluktan inlerken, sen gidip iktidara katılıyorsan, bu çöküşe ortak oluyorsun demektir.
Bu durumun mantıklı bir açıklaması yok. Mantık dışı olan birçok husus var… Vaatler, suçlama dosyalarıyla birlikte defterin kapatılması, suçsuz olsan bile aylarca hapiste kalman gibi durumlar söz konusu.
AKP sürekli bel altı vuruşlarla ilerliyor.
CHP ise batma imajı üzerine çalışıyor.
Özgür Bey ve arkadaşlarını partinin yönetiminden uzaklaştırmaya çalışıyorlar; çünkü AKP için güçlü bir tehdit oluşturuyorlar.
Dedikodular ve troller de iş başında. Başka önemli belediye başkanlarının da AKP’ye katılacağı söyleniyor; başta Mansur Yavaş olmak üzere. Ancak hepsi, bu alçakça saldırılara karşı gereken yanıtları verdiler.
Yine de bazıları, vaatlere ve şantajlara boyun eğebilir.
***
Cumhurbaşkanı, kaybettiklerini geri alma mesajıyla yalancı bir bahar yaşadığını biliyor. Aslında ilk seçimde daha büyük kayıplar yaşayacaklarını da biliyorlar.
Kendilerine herhangi bir hayır getirmeyeceğini de farkındalar…
