1. Haberler
  2. SPOR
  3. Beşiktaş’ta Borç ve İhanet: 25 Yılda Ne Oldu?

Beşiktaş’ta Borç ve İhanet: 25 Yılda Ne Oldu?

featured
service
Paylaş

Bu Yazıyı Paylaş

veya linki kopyala

Beşiktaş’ın kültürel değerleri, kulübün kurumsal hafızasını oluşturarak bir üretim mekanizması oluşturmuştu. Ancak, dünyadaki gelişmelere ve ülkenin politikalarına bağlı olarak şekillenen tutumlar, sporu ve özellikle futbolu bir kısır döngüye sokmuş, bu da ‘mutlu azınlık’ sendromunu besleyerek kulübün varlıklarının dışarıya servet transferi olarak aktarılmasına yol açmıştır. Süleyman Seba sonrasındaki yönetim zafiyetleri, kulübü 16,5 milyar TL borç yüküyle karşı karşıya bırakmıştır.

Kendi kendini tüketecek bir noktaya gelen kulüp, mal varlıklarına yönelerek çözüm üretmeye çalışmış, ancak bu yaklaşım durumu daha da kötüleştirmiştir.

Bu nedenle, kurumsal hafızanın kaybolması ve son 25 yılda başkanların gayrimenkul projelerini öncelikli hale getirmesi, sportif performansı üretim mekanizması olarak görmemelerine neden olmuş ve kulübü yönetme çabaları sonuçsuz kalmıştır. Tüm bu çabalar, kulübe rahatlama sağlamanın aksine zararları daha da büyütmüştür. Üstelik bu projelerden Beşiktaş’a herhangi bir fayda sağlanamamış; kulüp finansal ve sportif açıdan gerilemiş, her geçen yıl önceki yılları aratacak şekilde zararlarını artırmıştır.

Geçen hafta kaleme aldığım konuyu tekrar ele almak gerekirse, son 25 yıl içinde 307 transfer gerçekleştirilmiş; bonservis ve maaş tutarı olarak toplamda 871 milyon 405 bin Euro harcanmış, buna karşın sadece 154 milyon 860 bin Euro transfer geliri elde edilmiştir. Bu durumun bilanço üzerindeki yansıması ise 716 milyon 545 bin Euro transfer zararı olmuştur.

2000-2025 yılları arasında yıllık ortalama 28 milyon 661 bin Euro transfer zararı oluşmuş; bu zararlar zamanla kulübün mali dengesinin kaybolmasına ve sportif performansının düşmesine yol açmıştır.

Doğru bir yönetim anlayışının getireceği sonuçları ifade etmek üzere, sevgili Tuğrul Akşar’ın Athletic Bilbao analizinden bazı noktaları alıntılamak faydalı olacaktır. “Lezama” adını verdikleri akademiden yetişen oyuncularla oluşturdukları sistem ve mücadele ruhu, kulübe sürdürülebilir bir büyüme sağlamaktadır. Altyapılarından çıkan birçok ünlü oyuncuyu satarak, Real Madrid, Barcelona gibi devlerle rekabet eden, yerel değerlerle dolu sıra dışı bir kulüptür.

Rekabet gücünü yalnızca sahalarda değil, ekonomik ve finansal açıdan da sürdürebilen bir futbol kulübü olarak, 1971’de kurulan “Lezama”dan yetişen oyuncuları yüksek bedellerle satma geleneğine sahiptir. Bu sayede, her yıl ciddi transfer gelirleri elde eden bir yapı oluşturmuşlardır. Kepa Arrizabalaga’yı Chelsea’ye 80 milyon Euro, Aymeric Laporte’yi Manchester City’ye 65 milyon Euro, Ander Herrera’yı Manchester United’a 36 milyon Euro ve Javi Martinez’i Bayern Münih’e 40 milyon Euro’ya satma başarısını göstermişlerdir. Yerel kalmayı başaran, fakat dünya markası olmayı da başaran bir futbol kulübüdür.

Athletic Bilbao, Serdal Adalı’nın Beşiktaş’ın varlıklarını satarak elde edeceği geliri, altyapıdan yetiştirdiği üç oyuncunun bonservis satışından elde etmiştir. Bu durum, futbol kulübü doğru yönetildiğinde ahlaki ve dürüst bir yaklaşımın sonuç vermemesi mümkün değildir.

Burada öne çıkan temel değer, yerel kalıp kendi kültürel prensiplerinden ödün vermeden küresel rekabete girmek ve doğru stratejilerle yer edinmek suretiyle sportif ve finansal başarıyı elde etmektir. Son 25 yıl içinde Beşiktaş’a yönelik en büyük ihanet, ‘Öz Kaynak Düzeni’ olarak bilinen altyapı sisteminin ortadan kaldırılmasıdır. Bu durum, bilhassa Yıldırım Demirören ve Serdal Adalı dönemlerinde dile getirilen bir eylem planı olarak dikkat çekmektedir.

Athletic Bilbao’nun bir diğer önemli özelliği, dünya devleri olan Real Madrid ve Barcelona ile rekabet ederken yerel kalabilme başarısıdır. Bu kulüpler, dünya genelinde yetenekleri keşfederken, Bask bölgesinde tespit ettikleri yetenekli oyuncularla La Liga’da mücadele etme kararlılığını sergilemektedir. Neo-liberal küresel politikalara karşı durarak, mali yapısını sağlıklı ve dengeli bir şekilde tesis edebilmesi, yönetsel politikalarını cesaretle hayata geçirebilmesiyle mümkündür.

Athletic Bilbao’nun 24 kişilik kadrosunun 14 oyuncusu altyapıdan yetişmiştir. Takımın toplam bonservis değeri 365,40 milyon Euro iken, sıfır maliyetle yetişen altyapı oyuncularının değeri 324 milyon Euro’dur. Bu, Serdal Adalı’nın projesinin 2,5 katı büyüklüğündedir.

Beşiktaş’ta Borç ve İhanet: 25 Yılda Ne Oldu?
Yorum Yap

Tamamen Ücretsiz Olarak Bültenimize Abone Olabilirsin

Yeni haberlerden haberdar olmak için fırsatı kaçırma ve ücretsiz e-posta aboneliğini hemen başlat.

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Giriş Yap

Asistantr ayrıcalıklarından yararlanmak için hemen giriş yapın veya hesap oluşturun, üstelik tamamen ücretsiz!