2011 yılında, 22 yaşındaki Soner Karabay, abisinin uyuşturucu bağımlılığı nedeniyle önleyici bir güç oluşturma amacıyla Osmaniye Karaçay Spor Kulübü’nü kurdu. 2018-2020 yıllarında haber değeri taşıyan bu girişim, 2025 yılına gelindiğinde de kendi çabalarıyla devam etmektedir.
Soner Karabay’ın hikâyesinin ana temasını, uyuşturucuya karşı bir tedbir olarak futbol kulübünün kurulması oluşturmaktadır. Bu süreçte hazırlanan yazılar ve çekilen belgeseller, kulübün popülerlik kazanmasına yardımcı olurken, günümüzde ise kendi iradesiyle ve imkanlarıyla misyonunu sürdürmeye çalışmaktadır.
2025 yılı itibarıyla kulübün kurucusu Soner Karabay 36 yaşına girmiştir. Hikâyenin merkezinde abisi yer almaktadır. Abisinin bağımlılıktan kurtulma çabaları, ailesinin şehir değiştirme isteğiyle birleşince, anne, baba ve abinin başka bir şehre gitmesine yol açmıştır. Abisinin kendi iradesi sayesinde bağımlılıktan kurtulması, aile için yeni bir başlangıç olmuştur.
Soner ise Osmaniye’de kalmayı tercih etmiştir. Kendi yaşam alanını kulüp binası içinde düzenleyen Soner, bu süreçte kütüphane, masa tenisi odası, resim atölyesi ve etüt odaları gibi imkanlar sunarak futbolun ötesinde bir sosyal alan yaratmıştır.
Mahalledeki çocuklara dış dünyayı tanıtmak ve onlara uyum sağlamaları için gerekli donanımları sunmak, Soner için son derece önemlidir. Mahalledeki ailelerin çoğunlukla inşaat işlerinde çalışmasından dolayı yaşanan sıkıntılar, pek çok sorunu beraberinde getirmektedir. Ancak çocuklarına destek olabilecek bir kulübün varlığı, ailelerin süreçteki katkısını artırmaktadır.
2018 yılında Sonat Bahar tarafından yapılan bir değerlendirmeye göre, Karaçay Mahallesi, Türkiye’de uyuşturucunun ilk uğradığı yerlerden biri olarak tanımlanmıştır. Bu mahalledeki gençler, yoksulluk ve düşük eğitim düzeyi nedeniyle uyuşturucuya karşı savunmasız kalmaktadır. Yapılan araştırmalara göre, bu bölgede 12 yaşındaki çocukların uyuşturucu kullanımına maruz kalması sıradan bir hal almıştır.
2025 yılına gelindiğinde, erkeklik algısı artık uyuşturucu kullanımı üzerine değil, yaşamı anlamlandıran etkinlikler üzerine şekillenmeye başlamıştır. Kulüp ve futbol oyunu, bu amaca ulaşmıştır. Soner Karabay ve çalışma arkadaşı Emin Ergen, 300 kişilik bir çocuk grubuna kendilerini adamışlardır.
U12’den A takıma kadar kurulan takımlar, yalnızca sosyalleşme değil, aynı zamanda uyuşturucuya karşı bir önlem işlevi de görmektedir. Soner, “Futbol okulumuz yok. Para kazanmayı düşünmüyoruz. Ailelerin ekonomik durumu gerçekten kötü, bu nedenle ücret talep etmiyoruz.” diyerek kulübün misyonunu vurgulamaktadır.
Soner, kendi geçim sorunlarına rağmen bu durumu çok da dert etmemektedir. Halk Eğitim bünyesinde açılan kurslarla gelir elde etmeye çalışsa da, son dönemlerde bu imkanların azalmasıyla yeni bir geçim kaynağı arayışına girmiştir. İki sponsorları, çocukların malzemelerini temin etmekte ve antrenman ile maça gidip gelmeleri için servis ücretlerini karşılamaktadır.
Soner, kulübün geldiği noktayı değerlendirirken, “Bölgemizde 10 yılda büyük bir dönüşüm yaşandı. Yapılan faaliyetler çok önemli. 10-11 yaşındaki çocuklar bile alenen uyuşturucu kullanırken, şimdi bunu gizli saklı yapıyorlar. Kulüp bu durumu büyük ölçüde değiştirdi.” ifadelerini kullanmaktadır.
Özellikle kulübe katılan 2000 jenerasyonundaki çocuklar, şimdi avukat, öğretmen ve astsubay gibi mesleklerde yer almakta ve hala kulüple bağlantılarını sürdürerek yeni nesillere rol model olmaya devam etmektedirler. Soner, “Hâlâ bir aradayız ve alttan gelen çocuklara katkıda bulunmaya çalışıyoruz.” demektedir.
Son günlerde yaşanan uyuşturucu sorunları ve mıntıka temizliği gibi olaylar, bu anlamlı çalışmanın konuşulmasını engellememelidir. Futbolun, sadece bir oyun olmanın ötesinde, insanlara yardım etme ve dayanışma ahlakını öğretme potansiyeline sahip olduğu unutulmamalıdır.




