Geçen yıl 30 Ekim’de gözaltına alınarak tutuklanan Esenyurt Belediye Başkanı Ahmet Özer, 1 yıl 10 gün süren tutukluluğunun ardından serbest bırakıldı. Özer, Sözcü TV’de gündeme dair önemli değerlendirmelerde bulundu.
Sözcü TV Genel Yayın Yönetmeni İpek Özbey’in sorularına yanıt veren Özer, yeni bir “çözüm süreci” ile birlikte kayyum uygulamalarının son bulması gerektiğini vurguladı.
Özer, kayyumların 21. yüzyılda, insanlığın uzayda adeta taht kurduğu bir dönemde açık bir demokrasi ayıbı olduğunu belirtti. Bu durumun yalnızca seçilmiş bireylerin değil, onları seçen halkın haklarının da ihlal edilmesi anlamına geldiğini ifade etti.
Anayasa’nın 2. maddesinde Türkiye Cumhuriyeti’nin insan haklarına saygılı, laik, demokratik ve sosyal bir hukuk devleti olduğu vurgulanırken, 5. madde egemenliğin kayıtsız şartsız millete ait olduğunu belirtmektedir. Özer, seçimle göreve gelenlerin yine seçimle işten alınması gerektiğini hatırlattı.
Türkiye Cumhuriyeti’nin yönetim yapısının merkezi ve yerel yönetimlerden oluştuğunu aktaran Özer, yerel yönetimlerin de halk tarafından seçilmesi gerektiğini dile getirdi. Hiç kimsenin halktan almadığı bir yetkiyi kullanamayacağını belirten Özer, kayyumların bir garabet ve demokrasi ayıbı olduğunu savunarak, bu uygulamanın sona ermesi gerektiğini ifade etti.
Özer, Türkiye genelinde şu ana kadar yaklaşık 160 kayyum atandığını ve şu anda 13 kayyumun görevde olduğunu, bunlardan 3’ünün CHP’li, 10’unun ise DEM’li belediyeler olduğunu aktardı.
Kendisi de kayyum uygulamasına karşı dava açtığını söyleyen Özer, 9. İdare Mahkemesi’nin talebini kabul ettiğini, bunun Türkiye’de bir ilk olduğunu kaydetti. Mahkeme heyeti, bu yasanın Anayasa’ya aykırı olduğuna karar vererek konuyu Anayasa Mahkemesi’ne gönderdi. Şu anda dosya Anayasa Mahkemesi’nin önünde bulunuyor.
Ahmet Özer, Anayasa Mahkemesi’nin lehine bir karar vermesi durumunda, bu kararın tüm kayyumlar için emsal teşkil edeceğini ve kayyum sorununu ortadan kaldıracağını belirtti. Bu durumun yalnızca muhalefetin değil, iktidarın da işini kolaylaştıracağını ifade etti.
Özer, barış sürecinin önemli çıktılarından birinin kayyumların kaldırılması ve iade sürecinin başlaması olması gerektiğini belirtti. Ancak bu konuda henüz bir adım atılmadığını vurgulayarak, bu konunun konuşulması gerektiğini ifade etti.
Halkın, layık olduğu biçimde yönetilmesi gerektiğini söyleyen Özer, dünya üzerindeki kötülüklerin yalnızca kötülerin değil, kötülüğe sessiz kalanların da payı olduğunu dile getirdi. Kayyum uygulamasının demokrasiye aykırı olduğunu vurgulayan Özer, halkın kendi haklarını talep etmesi gerektiğini savundu.
Esenyurt halkının, “Başkanımız geri gelsin” talebinde bulunduğunu, Şişli halkının da kendi başkanını beklediğini belirten Özer, Resul Emrah Şahan’ın “kent uzlaşısı” davasının neredeyse 9 ay sürdüğünü, Mehmet Ali Çalışkan ve Ebru Özdemir’in ise hala tutuklu kaldığını aktardı.
Van Büyükşehir Belediyesi ve Mardin’de de benzer durumların yaşandığını ifade eden Özer, bu yerlerde kayyum atamalarının devam ettiğini ve AK Parti’nin bu bölgelerde her seferinde daha büyük kayıplar yaşadığını söyledi. Kayyum uygulamasının halk iradesini hiçe saydığını vurguladı.
Kayyumların bir an önce kaldırılması gerektiğini savunan Ahmet Özer, bu durumun ülkenin demokratik standartlarının yükselmesi açısından büyük önem taşıdığını belirtti. Aynı zamanda bu durumun barış sürecine olan güveni artıracağını da sözlerine ekledi. Zira, güvenin her türlü ilişkide temel bir unsur olduğunu ifade etti.
www.sozcu.com.tr internet sitesinde yayınlanan yazı, haber ve fotoğrafların her türlü telif hakkı Mega Ajans
ve Rek. Tic. A.Ş’ye aittir. İzin alınmadan, kaynak gösterilerek dahi iktibas edilemez.
