Türkiye Büyük Millet Meclisi (TBMM) Genel Kurulu, TBMM Başkanvekili Bekir Bozdağ’ın başkanlığında toplandı ve burada Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı ile Cumhurbaşkanlığı’nın 2026 yılı bütçe görüşmeleri başladı. Siyasi partilerin grupları bütçeler üzerine görüş ve önerilerini paylaşmaya devam ediyor.
İYİ Parti Afyonkarahisar Milletvekili Hakan Şeref Olgun, 2018 yılından itibaren uygulamaya konulan Cumhurbaşkanlığı hükümet sisteminin bütçenin ortak akılla hazırlanan bir hükümet belgesi olmaktan çıktığını ifade etti. Olgun, yürütme yetkisini tek başına kullanan Cumhurbaşkanının sunduğu bütçenin artık Meclis tarafından hazırlanmadığını dile getirdi.
Olgun, merkezi yönetim bütçesinin ve kesin hesabın artık bir hükümet tasarısı değil, Cumhurbaşkanlığı teklifi olduğunu belirtti ve bütçeyi hazırlayan, uygulayan ve denetleyen kurumların başını atan iradenin yürütme olduğunu vurguladı. Bütçenin ibra edilmesinin de aynı irade tarafından gerçekleştirildiğini kaydetti. Olgun, şu şekilde konuştu:
“Teknik olarak bütçe yapıyoruz gibi görünüyoruz, fiilen ise harcanmış paranın tahmin cetvelini onaylıyoruz. Büyük ölçekli kamu ihaleleri yapılıyor, ancak bu ihalelerin kimlere ve hangi şartlarla verildiği kamuoyuna açık bir şekilde denetlenemiyor. Depremler ve olağanüstü durumlar sonrası toplanan kaynaklar harcanıyor, fakat bu kaynakların hangi kurumlara ve hangi denetim sürecinden geçirilerek aktarıldığı Meclis’e açık biçimde raporlanmıyor.”
Bu bağlamda Olgun, Cumhurbaşkanı’na bir çağrıda bulunarak, “Bu sistemi denedik, olmuyor. Türkiye, sekiz yıldır ‘uçacak’ denilen bir sistem içinde, sürekli kriz üreten bir düzene hapsetti kendini. Ekonomi, hukuk ve kurumlar krizde. 2001-2002 ekonomik krizi ağırdı, bedelini millet ödedi ama birkaç yıl içinde krizden çıkıldı. Bugünse ülke sekiz yıldır kriz yaşıyor ve hala çıkılamıyor. Devlet, sadece binalardan ve bütçe rakamlarından ibaret değildir. Devlet akıldır, hafızadır, kurumsal dengedir.” dedi.
POYRAZ: BU KADAR ÖLÜM KATİL ÖCALAN’A ÖZGÜRLÜK İÇİN MİYDİ?
İYİ Parti Antalya Milletvekili Uğur Poyraz, AKP’nin 23 yıllık iktidarında “açılım” başlığıyla yürütülen süreçlerin öznesinin Kürtler olduğunu, ancak her seferinde Suriye’deki gelişmelere bağlı olarak bu süreçlerin rafa kaldırıldığını ifade etti. Poyraz, 2011’de Suriye’de iç savaşın başlamasıyla açılım sürecinin başladığını, 2014’te ise Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin’in Esad’ın yanında olduğunu açıklamasının ardından sürecin durduğunu belirtti. 2024’te ise Suriye’deki gelişmelere bağlı olarak yeniden açılım sürecinin gündeme geldiğini vurguladı.
Açılım süreçlerinde eşit ve onurlu yurttaşlar olan Kürtler yerine terör örgütü PKK ve terör hükümlüsü Abdullah Öcalan’ın muhatap alındığını belirten Poyraz, “Bugün milletimizin sinir uçlarına basa basa teröriste ‘özgürlük savaşçısı’ denilmesinden, lehine bu çatı altında slogan attırılmasından mutmain misiniz?” şeklinde sorular yöneltti.
Poyraz, 10 bini kamu görevlisi, 40 bini sivil olmak üzere toplamda 50 bin insanın hayatını kaybettiğini ve etkisiz hale getirilen terörist sayısının da 150 bini bulduğunu ifade ederek, “Bu kadar ölüm anadilde eğitim için miydi? Bu kadar ölüm vatandaşlık tanımı için miydi? Bu kadar ölüm katil Öcalan’a özgürlük için miydi?” diye sordu.
TÜRKOĞLU’NDAN BAKAN IŞIKHAN’A: HUKUK TANIMIYOR BUNLAR, MAHKEME KARARI TANIMIYOR
İYİ Parti Bursa Milletvekili Yüksel Selçuk Türkoğlu, Van ve Diyarbakır belediyelerinde yaşanan işten çıkarmalara ilişkin değerlendirmelerde bulundu. DEM Parti Grup Başkanvekili Sezai Temelli’nin, partilerinin belediyeleri döneminde işten çıkarılanların “31 Mart yerel seçimlerinden önce işe alınmış bankamatik memurları” olduğu yönündeki açıklamasının yanıltıcı olduğunu belirtti. Türkoğlu, “Şimdi Sayın Temelli mahkeme kararıyla haklı çıkan bu insanlar bankamatik memuru mu?” dedi.
Türkoğlu, “Emekçinin alın terine dil uzatmak kolaydır. Bunlar seçimden bir gün önce, bir ay önce alınanlar öyle mi? Allah’tan korkunuz olsa bu kadar emek sömürüsü yapmazsınız.” diyerek, sürecin siyasi değil, ekmek meselesi olduğunu vurguladı. Çalışma Bakanlığı’na seslenen Türkoğlu, “Burada işçilerin hakkı yeniyor. Hukuk tanımıyor bunlar, mahkeme kararı tanımıyor.” ifadelerini kullandı.
TEMELLİ: BİR KÜRT CUMHURBAŞKANI YARDIMCISI VAR DİYE BU KÜRSÜDEN BU IRKÇILIĞA DA TANIKLIK ETTİK
DEM Parti Grup Başkanvekili Sezai Temelli, TBMM Başkanvekili Bekir Bozdağ’dan yanıt talep etti ve İYİ Parti’nin komisyona katılmamasını “merdiven altı komisyon” ifadesiyle hakaret olarak nitelendirdi. Temelli, Cumhurbaşkanı Yardımcısı Cevdet Yılmaz’a yönelik eleştirilerde bulundu ve “Sayın Yılmaz, ya bir Kürt olarak neden Cumhurbaşkanı yardımcısı oldunuz?” dedi.
Temelli, “Kürtlerin bu ülkede eşit vatandaş olmasını içinize sindiremiyorsunuz. Bunun adı dünyanın her yerinde ırkçılıktır.” diyerek, 31 Mart’tan önce Van Büyükşehir Belediyesi’ne ve ilçe belediyelerine alınan çalışanlarla ilgili sorunların soruşturulması gerektiğini belirtti.
KAVUNCU: GRUBUMUZA ‘ŞEBEK, ‘TECAVÜZCÜ’ VE ‘KATİLLER’ DENİLDİ
İYİ Parti Grup Başkanvekili Buğra Kavuncu, DEM Parti milletvekillerinin İYİ Parti grubuna sataşmalarını eleştirerek, “Bir, grubumuza dönüp ‘şebek’ denildi. İki, grubumuza ‘tecavüzcü’ dendi. Grubumuza ‘katiller’ dedi.” şeklinde konuştu. Kavuncu, bu ifadelerin kendileri için ağır olduğunu belirtti.
“DAHA DÜN CUMHUR İTTİFAKI’NA ‘FAŞİST’ DİYORDUNUZ, ONUN İÇİN SÖYLEDİĞİNİZİ HİÇBİR HÜKMÜ YOKTUR”
Kavuncu, İYİ Partili bir milletvekilinin “Bu Terörsüz Türkiye sürecinde bütün Kürtlerle PKK ile Abdullah Öcalan’ı eşitlemekten bir Zaza olarak rahatsız olmuyor musunuz?” sözlerini hatırlatarak, “Bunu alıp da gene her zamanki gibi bir etnik kimliğe oturtmak asıl ırkçılık budur.” dedi. Kavuncu, “Daha dün Cumhur İttifakı’na ‘faşist’ diyordunuz. Onun için söylediğinizin hiçbir hükmü yoktur.” ifadelerini kullandı.
