Basketbol Süper Ligi’nde Beşiktaş, bu sezon yalnızca maç sonuçlarıyla değil, aynı zamanda gösterdiği süreklilikle gündeme geliyor. Siyah-beyazlı ekip, deplasmanda Bahçeşehir Koleji’ni 95-88’lik skorla mağlup ederek ligdeki 11. galibiyetini elde etti ve kulüp tarihinin en parlak başlangıç serisini daha da ileri taşıdı.
Karşılaşmanın ilk periyodunda rakip üzerinde kontrolü sağlayan Beşiktaş, 23-17’lik skorla hem oyun temposunu hem de sertliği belirledi. Bahçeşehir gibi ofansif gücü yüksek bir takıma karşı elde edilen bu erken üstünlük, Alimpijevic’in ekibinin maça ne denli hazır çıktığını gösterdi. Devre arasına 46-36 önde giren siyah-beyazlılar, üçüncü çeyrekte tempoyu artırarak skoru 76-59’a taşıdı ve maçın gidişatını belirleme noktasına ulaştı.
Son periyotta ev sahibi takımın farkı azaltma çabalarına rağmen Beşiktaş, sakin kalarak ve oyunu iyi okuyarak 95-88’lik galibiyete uzandı. Bu sonuç, siyah-beyazlıların ligdeki serisini 11’de 11 yaparak sürdürmesini sağladı ve zirvedeki konumunu güçlendirdi.
FLYNN 8 SAYIDA KALDI
Galibiyetin en çarpıcı unsurlarından biri, skor yükünün bir tek oyuncunun omuzlarında olmamasıydı. Altı farklı oyuncunun çift haneli skor ürettiği bu maçta Beşiktaş, hücumda top paylaşımını üst seviyeye taşımanın yanı sıra savunmada da dikkatini kaybetmedi. Bu kolektif savunmanın en belirgin örneği, Bahçeşehir’in yıldızı Malachi Flynn üzerinde görüldü. Sezonu 20 sayı ortalamasıyla tamamlayan Flynn, Beşiktaş savunması karşısında 12’de 3 isabetle yalnızca 8 sayıda kaldı.
Genel görünüm, tek bir deplasman galibiyetinin çok ötesinde bir anlam taşıyor. Dusan Alimpijevic yönetimindeki Beşiktaş, artık kazanmanın yollarını bilen, oyunun temposunu istediği gibi yönlendiren ve zor anlarda dağılmayan bir takım kimliğine büründü. Öne geçtiğinde oyunu soğutabilen, geriye düştüğünde ise sabırla çözüm üretebilen bir yapıdan bahsediyoruz.
Alimpijevic’in Beşiktaş’a kattığı en büyük değer, belki de bu istikrar. Fikstür yoğunluğu, deplasman zorlukları veya rakiplerin gücü fark etmeksizin, sahaya yansıyan karakter değişmiyor. Bu nedenle 11’de 11’lik seri, yalnızca bir istatistik değil, uzun bir süre boyunca aranan basketbol aklının sahada somutlaşmış hali olarak değerlendirilmeli.
Beşiktaş basketbolundaki bu yükseliş, yönetim açısından da büyük bir sorumluluk oluşturuyor. Dusan Alimpijevic’in yarattığı bu yapıyı korumak ve geliştirmek artık bir tercih değil, kulübün geleceği için bir zorunluluk haline geldi. Siyah-beyazlılar, yalnızca maç kazanarak değil, aynı zamanda bir basketbol kimliğini yeniden inşa ederek ilerliyor.
Şu anda Beşiktaş, ligde yalnızca yenilgisiz değil. 11’de 11’lik bu seri, yıllardır özlenen bir sürekliliği ve güven duygusunu camiaya yeniden hatırlatıyor.
