FIFA Başkanı Gianni Infantino ve UEFA Başkanı Aleksander Ceferin, Gazze’de meydana gelen savaş suçlarına katkıda bulundukları iddialarıyla Uluslararası Ceza Mahkemesi’ne (UCM) başvuru yapma hazırlıkları içerisinde.
Bu girişimin arkasında, İrlanda merkezli “Irish Sport for Palestine” (Filistin İçin İrlanda Sporu) adlı bir kuruluş bulunuyor.
Gazze’ye yönelik saldırıların ardından 2023 yılında 300’den fazla tanınmış İrlandalı sporcunun imzaladığı açık mektubun hazırlanmasında da önemli bir rol üstlenen bu organizasyon, şimdi FIFA ve UEFA’nın üst düzey yöneticilerini savaş suçları ve insanlığa karşı suçlara destek vermekle suçluyor.
Eğer başvuru gerçekleşirse, bu durum spor yöneticilerinin uluslararası ceza hukukunda yargılanmasını sağlayan bir süreç başlatabilir.
Kuruluş adına konuşan Rebecca O’Keeffe, bu girişimin yalnızca sembolik değil, aynı zamanda hukuki açıdan tarihi bir dönüm noktası olduğuna dikkat çekerek, “Bu süreç, sporun en güçlü iki kurumunun liderlerinin cezasızlık zırhının sorgulanması anlamına geliyor” şeklinde ifade etti.
“YERLEŞİM KULÜPLERİNE İZİN, SAVAŞ SUÇUNA ORTAKLIKTIR”
O’Keeffe, UCM’ye sunulacak dosyanın iki ana başlık etrafında şekillendiğini belirtti. İlk suçlama, FIFA ve UEFA’nın uluslararası hukuka göre yasadışı olan İsrail yerleşimlerinde faaliyet gösteren futbol kulüplerine müsabakalara katılma izni vermesi. O’Keeffe, “Bu kulüplerin liglerde yer alması, işgal altındaki bölgelerde kurulan yerleşimlerin normalleşmesine katkı sağlıyor. Bu da sivillerin zorla yer değiştirmesine ve işgalin kalıcı hale gelmesine destek oluyor” dedi.
İkinci suçlama ise bu kulüplerin Filistinli sporculara karşı uyguladığı ayrımcı politikalar. O’Keeffe’ye göre, Filistinlilerin maçlara katılımının, kulüplerde oynamasının veya yönetimde yer almasının engellenmesi, “apartheid” başta olmak üzere insanlığa karşı suçlar kapsamına giriyor.
“YÖNETİCİLER SORUMLUDUR”
O’Keeffe, FIFA ve UEFA’nın hukuki statüsü nedeniyle bu kurumların doğrudan yargılanmasının mümkün olmadığını, ancak bu yapıların politikalarından sorumlu başkanların bireysel olarak UCM’ye götürülebileceğini ifade etti. “İsrailli kulüpler ihraç edilmediği sürece, Filistin’in sömürgeleştirilmesine fiilen katkı sağlanmaya devam edecek” diyen O’Keeffe, üst düzey yöneticilerin bu duruma doğrudan sorumlu olduğunu vurguladı.
Dosyada, insan hakları örgütleri tarafından hazırlanan raporlar, tanık beyanları, FIFA iç yazışmaları ve sivil toplum kuruluşlarının belgeleri yer alacak. Ancak O’Keeffe, sürecin hassasiyeti nedeniyle ayrıntılar hakkında bilgi veremeyeceklerini de ekledi.
O’Keeffe’nin en dikkat çekici eleştirilerinden biri, FIFA ve UEFA’nın çifte standart uygulaması oldu. Rusya’nın Ukrayna’yı işgalinin ardından futbol organizasyonlarından men edildiğini hatırlatan O’Keeffe, buna karşın İsrail’e yönelik herhangi bir yaptırım uygulanmamasını “ikiyüzlülük” olarak nitelendirdi.
“Bu sessizliğin siyasetle doğrudan bağlantılı olduğu aşikar” diyen O’Keeffe, ABD ve İsrail hükümetleri ile FIFA-UEFA yönetimi arasındaki yakın ilişkilerin yaptırım süreçlerini engellediğini savundu. “Kurallar herkese eşit uygulanmış olsaydı, İsrail çoktan futbol dışına itilmişti” ifadelerini kullandı.
“FUTBOL, İŞGALİ MEŞRULAŞTIRAN BİR ARACA DÖNÜŞTÜRÜLDÜ”
Infantino ve Ceferin yönetimindeki uluslararası futbolun, İsrail’in işgal politikalarını görünmez kılmak amacıyla kullanıldığını belirten O’Keeffe, “Futbol, çalınmış Filistin topraklarında kurulan yerleşimleri meşrulaştıran bir vitrine dönüştürüldü. İnsan haklarının ihlal edildiğini biliyorlar, raporları da okuyorlar. Ancak bilinçli bir şekilde göz ardı ediyorlar” dedi.
Filistin Futbol Federasyonu’nun yaklaşık 15 yıldır FIFA’ya “yerleşim yeri kulüplerinin” liglerden çıkarılması için resmi başvurular yaptığını hatırlatan O’Keeffe, bu taleplerin sistematik bir şekilde yanıtsız bırakıldığını vurguladı.
O’Keeffe, girişimlerine yalnızca spor dünyasından değil, uluslararası sivil toplumdan da ciddi bir destek aldıklarını ifade etti. İrlanda toplumunun Filistin’e yönelik güçlü dayanışmasının tarihi bir arka planı olduğuna dikkat çeken O’Keeffe, “Kendi sömürge geçmişi nedeniyle İrlanda, Filistin özgürlüğünün en kararlı destekçilerinden biri olmuştur” dedi.
Son olarak, Infantino ve Ceferin’in bu süreçten “dokunulmazlıkla” çıkamayacaklarını savunan O’Keeffe, davanın yalnızca kişisel bir yargılama değil, aynı zamanda İsrail Futbol Federasyonu’na yönelik yaptırımların da önünü açacak bir emsal teşkil etmesini umduklarını belirtti.




