İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı, bu sabah gerçekleştirdiği kapsamlı operasyonla, ülke futbolundaki uzun süredir devam eden bahis soruşturmasını yeni bir aşamaya taşıdı. Savcılık, soruşturma kapsamında 47 şüpheli hakkında gözaltı kararı çıkarırken, listedeki isimlerin çeşitliliği futbol camiasında büyük yankı uyandırdı.
Gözaltına alınan isimler arasında Fenerbahçeli futbolcu Mert Hakan Yandaş, Galatasaraylı Metehan Baltacı ve eski hakem-yorumcu Ahmet Çakar da yer alıyor. Ayrıca, Adana Demirspor’un mevcut durumuna büyük katkı sağlamış eski başkan Murat Sancak ile birlikte bazı kulüp yöneticileri, teknik ekip üyeleri ve menajerlerin de soruşturmaya dahil olduğu bildirildi.
Önceki aşamalarda hakemlere yönelik başlatılan ilk dalga ve kulüp yöneticilerine yönelik ikinci dalga operasyonların ardından gelen bu yeni adım, savcılığın dosyayı bahis, müsabaka sonuçlarını etkileme ve şüpheli finansal bağlantılar üzerine genişlettiğini gösteriyor.
Soruşturmanın kapsamı, olası cezai sonuçları ve Türkiye Futbol Federasyonu’nun (TFF) bu süreçte nasıl bir tutum sergilemesi gerektiğine dair merak edilenleri spor hukukçusu Anıl Dinçer yanıtladı.
“YENİ İSİMLER GELDİKÇE SÜREÇ DAHA DA BÜYÜYECEK”
Anıl Dinçer, operasyonun sadece “ikinci dalga” olarak adlandırılmasının eksik olduğunu belirterek, “Aslında bu durumu toplamda üçüncü dalga olarak değerlendirmek daha doğru. İlk dalga, TFF’nin hakemler ve gözlemcilerle ilgili bahis soruşturmasıydı. İkinci dalga ise savcılığın bazı kulüp başkanları ve hakemlere yönelik ‘müsabaka sonucunu etkileme’ iddialarıydı. Şimdi ise futbolcuları, hakemleri ve kulüp yöneticilerini kapsayan tamamen farklı bir tablo ortaya çıktı.” ifadelerini kullandı.
Savcılığın açıkladığı listede kulüp başkanları, futbolcular, hakemler ve menajerlerin yer aldığını hatırlatan Dinçer, her bir ismin dosyasında farklı iddialar ve deliller bulunduğunu vurguladı. “Bazı kişilerde banka hareketlerinde anormallik, bazılarında kendi maçına bahis oynama şüphesi, bazılarında ise sonucunu etkilediğine dair ciddi bulgular mevcut. Bu nedenle her dosya ayrı ayrı değerlendirilecek. Ancak genel tablo, bu dalgaların devam edeceğini gösteriyor.” dedi.
Dinçer, ilerleyen zamanda yeni menajerler, yöneticiler ve futbolcuların da soruşturmaya dahil olmasının muhtemel olduğunu belirtti.
“ORGANİZE SUÇ ŞÜPHESİ VAR AMA KANITLANMASI GEREKİR”
Soruşturmanın “organize suç” kapsamına girip girmeyeceği hakkında da değerlendirme yapan Dinçer, bu ihtimalin yüksek olduğunu ancak bunun ciddi bir delillendirme gerektirdiğini ifade etti. “Listedeki bazı isimlerin birbirleriyle yakın ilişkileri zaten biliniyor. Ancak bunun örgütlü suç kapsamına girmesi için aralarındaki bağın, ortak menfaatin ve sistematik işleyişin net şekilde ortaya konması gerekiyor. Bu durum, soruşturmanın ilerleyen aşamalarında daha belirgin hale gelebilir.” şeklinde konuştu.
Dinçer, soruşturmanın aylar hatta yıllar sürebileceğini ve Türk futbol tarihinin en kapsamlı adli incelemelerinden biri olma yolunda ilerlediğini söyledi.
“DELİLLER GELDİKÇE YENİ SEVKLER OLUR”
Federasyonun sonraki tutumuna dair değerlendirmelerde bulunan Dinçer, TFF’nin adli boyuttaki delillere doğrudan erişemeyeceğini, ancak kendi disiplin soruşturmasını savcılık bulgularına göre şekillendireceğini belirtti. “TFF, en fazla bahis oynanıp oynanmadığını tespit edebilir. Banka hareketleri, para trafiği, telefon kayıtları gibi unsurlar savcılığın yetkisinde. Yeni deliller geldikçe TFF de dosyasını genişletebilir. Tanık ifadeleri, itiraflar ve yeni raporlar ortaya çıktıkça başka isimler de gündeme gelecektir.” dedi.
Dinçer, soruşturmada yer alan 300-400 ismin tümünün birbirinden bağımsız hareket ettiğinin düşünülemeyeceğini, bu nedenle federasyonun ilerleyen aşamalarda daha geniş kapsamlı disiplin sevkleri gerçekleştirmesinin muhtemel olduğunu vurguladı.
NAZİLLİ-ANKARASPOR DOSYASI YENİDEN GÜNDEME GELİR Mİ?
Soruşturmanın merkezinde bulunan Nazilli Belediyespor-Ankaraspor maçı, Ümraniyespor ile bağlantılı iddialar ve teknik ekip-futbolcu ilişkileri hakkında değerlendirmelerde bulunan Dinçer, yeni deliller geldikçe bu karşılaşmalara dair dosyaların yeniden açılabileceğini ifade etti. “TFF, bu dosyaları bekletiyordu. Deliller tamamlanmadan karar veremiyor. Eğer savcılıktan yeni bulgular gelirse, hem Nazilli-Ankaraspor hem de diğer ilgili maçlarla ilgili süreç yeniden başlatılabilir.” dedi.
Dinçer, kesinleşmiş bir manipülasyon tespitinin kulüpleri çok ağır yaptırımlarla karşı karşıya bırakabileceğini belirtti. “TFF’nin talimatları oldukça açık. Eğer bir kulüp başkanı, yönetici, teknik adam ya da futbolcu manipülasyon yapmışsa ve bu durum kesinleşirse, kulüplerin küme düşürülmesi gündeme gelebilir. Bu, son derece ağır bir yaptırım ama mevzuat bunu öngörüyor.” diye ekledi.
“FUTBOLCULARIN KARİYERİ BİTEBİLİR”
Dinçer, soruşturma kapsamında daha önce yalnızca “bahis oynadığı” gerekçesiyle ceza alan bazı futbolcuların, yeni delillerle birlikte daha ağır yaptırımlarla karşılaşabileceğini ifade etti. “Kendi maçına bahis oynayan bir futbolcu, ciddi bir ihlal yapmıştır. Eğer bunun yanı sıra müsabaka sonucunu etkileme tespiti yapılırsa, TFF ikinci bir sevk gerçekleştirebilir. Bu durumda süresiz hak mahrumiyeti söz konusu olabilir ve futbolcunun kariyeri ciddi anlamda tehlikeye girebilir.” dedi.
Aynı durumun hakemler ve yöneticiler için de geçerli olduğunu belirten Dinçer, “Hakem lisansı nasıl iptal edildiyse, futbolcuların da kariyerleri sona erebilir.” ifadelerini kullandı.
Anıl Dinçer, Türk futbolundaki bahis ve manipülasyon soruşturmasının henüz başlangıç aşamasında olduğunu ve savcılığın derinleştirdiği dosyanın, hukuki ve sportif açıdan çok daha büyük sonuçlara yol açabileceğini vurguladı. Yüzlerce isim arasında bağlantıların ortaya çıkması durumunda, soruşturmanın futbol tarihinin en ağır yaptırımlarıyla sonuçlanabileceği belirtildi.




