“Perception Management” ya da Türkçe karşılığıyla “algı yönetimi”, bireylerin, örgütlerin veya konuların dışarıdan nasıl algılandığını, bilginin nasıl sunulup yorumlandığını kontrol etme amacı güden stratejik bir süreçtir. Bu yönteme sıkça başvuran AKP, 23 yıldır ülkeyi tek parti olarak yönetmektedir. Maliye Bakanı Mehmet Şimşek, “En kötüsü geride kaldı” açıklamasıyla bu algı yönetimini ortaya koymuştur. Ancak ülkenin mevcut durumu, bu ifadeleri sorgulatmaktadır. Türkiye İstatistik Kurumu’nun Ekim ayı verilerine göre, Türkiye sadece bir ayda Avrupa Birliği ülkelerinin bir yılda yaşadığı kadar enflasyon (%2,55) yaşamıştır. Enflasyon Araştırma Grubu (ENAG) verileri de durumu pekiştirmekte, ENAGrup Tüketici Fiyat Endeksi (E-TÜFE) Ağustos ayında bir önceki aya göre %3,23 artış göstermiştir. Yıllık enflasyon artış oranı ise %65,49 olarak hesaplanmıştır. İktidar, yoksulluğa kalıcı bir çözüm bulmak yerine, bu durumu algıyla yönetmeye çalışmaktadır. Ancak bu yaklaşımın ne kadar sürdürülebilir olduğu ise belirsizdir.
Futbol sahalarına dönecek olursak, Cumartesi sabahı erken saatlerde başlayan maçta Tottenham, bu sezon evinde beş maçta yalnızca dört puan elde edebilmişken, son dönemlerde formda olan Manchester United ile karşı karşıya geldi. 2025 yılında ligde iç sahada en çok maç kaybeden takım olma unvanını taşıyan Tottenham, rakibini ligde geçtiğimiz sezon iki maçta yenmeyi başarmıştı. Bu maçı kazanmaları durumunda, 1959-60 sezonundan sonra United karşısında arka arkaya üçüncü galibiyetlerini elde etmiş olacaklardı. United, Tottenham’a karşı son yedi karşılaşmada galibiyet alamadı ve rakiplerine karşı en son 2000-02 arasında Liverpool’un üst üste beş galibiyet aldığını hatırlatmak gerek. Bu sezon ligde Manchester United’dan daha fazla şut çeken tek takım Liverpool iken, isabetli şut oranında da en yüksek başarıyı gösteriyorlar.
Ev sahibi Tottenham, 4-2-3-1 dizilişiyle sahada yer alırken, kalede Vicario, savunmada Porro, Romero, Van de Ven ve Spence, orta sahada Palhinha ve Sarr, ileri uçta ise Muani, Simons ve Johnson ile gol umutları Richarlison’du. Misafir ekip United ise 3-4-2-1 dizilişiyle sahaya çıktı; kalede Lammens, savunmada Maguire, De Ligt ve Shaw, orta sahada Diallo, Casemiro, Fernandes ve Mazraoui, ileri uçta Mbeumo ve Dorgu ile golcüleri Cunha yer aldı. Henüz maçın başında, Tottenham’ın soldan kullandığı ilk kornerden sonuç alamadığını görüyoruz. İlk 15 dakikada iki takım da etkili olamadı ve United, topa %52 oranında sahip olmasına rağmen 3. bölgede etkisiz kaldı.
İlk 20 dakikada Tottenham, ataklarının büyük bir kısmını sağdan Johnson ile geliştirken, gol umutları Richarlison kalabalık savunma arasında kayboldu. 22. dakikada United, Cunha’nın sağ çaprazdan vuruşunda Sarr’ın müdahalesiyle tehlikeyi önledi. İlk 30 dakikada her iki takım da rakip kaleye etkili bir vuruş gerçekleştiremedi. Ancak 32. dakikada United öne geçti. Tottenham savunmasının topu tehlikeli bölgeden uzaklaştıramadığı pozisyonda Diallo, soldan enfes bir ortayla Mbeumo’yu buldu ve Mbeumo, kafayla sol köşeden topu ağlara gönderdi. 34. dakikada Tottenham savunmasında sarı kart gören Romero, 40. dakikaya kadar topa en az dokunan iki oyuncu Richarlison ve Muani, net gol fırsatı yaratmada zorlandı. Devre, United’ın %53 topa sahip olduğu ve üç kez rakip kaleyi yokladığı tek gollü üstünlükle sona erdi.
İkinci devrede Tottenham, ilk yarıda bekleneni veremeyen Muani’nin yerine Odobert’i sahaya sürdü. Takım, yaratıcı oyuncuları Maddison’un yokluğunda 3. bölgede pozisyon üretmekte zorlandı. 54. dakikada Spence’in soldan ortasında Romero’nun gollük dokunuşunu Lammens çizgiden çıkardı. Bu, maçın kırılma anlarından biriydi. 56. dakikada, kaleci Lammens, Palhinha’nın gollük vuruşunu kalabalık savunma arasında uzanarak çıkarttı. Bu formuyla, Altay Bayındır’ın önünde ilk tercih olmayı hak ediyor. 58. dakikada United’da Sesko, Mazraoui’nin yerini aldı. Dört dakika sonra Tottenham, Richarlison’un pasında Johnson’ın sağ çaprazdan uzak köşeden bulduğu gol ofsayt nedeniyle iptal edildi. 60. dakikadan sonra Tottenham, oyunu rakip sahaya yıktı. 67. dakikada savunmada Porro’nun yerini Udogie aldı. 70. dakikada United’da sakatlanan Maguire, Yoro’ya yerini bırakırken, Casemiro’nun yerine Mount sahadaydı. 75. dakikada Palhinha sarı kart gördü ve hemen ardından Bentancur’a yerini bıraktı. Üç dakika sonra, Simons’un yerine Tel sahaya girdi. Ancak Tottenham tribünleri bu değişikliğe tepki gösterdi.
80. dakikada United, Dorgu’nun yerine Dalot’u sahaya sürdü. 84. dakikada Tottenham, Udogie’nin soldan ortaladığı topta Tel’in sol üst köşeye sert vuruşuyla beraberliği yakaladı. 87. dakikada sakatlanan Sesko oyundan çıkarken, United 10 kişi kaldı. Altı dakika uzatılan maçta, 90+2’de Richarlison’ın nefis vuruşuyla ev sahibi 2-1 öne geçti. Ancak, 90+6’da, soldan kullanılan bir kornerde arka direkte demarke pozisyonda De Ligt kafa vuruşuyla eşitliği sağladı. Maç, 61.201 taraftarın önünde 2-2 sona erdi. 10 kişi kalan United, üst üste ikinci maçında da beraberlik golünü bulmuş oldu ve bu sezon geçmiş sezonlara göre daha dirençli bir performans sergilemekte.
