Türkiye Halter Federasyonu (THF), uluslararası spor arenasında bir kez daha ciddi bir itibar kaybı yaşadı. Geçtiğimiz yıl, Uluslararası Halter Federasyonu (IWF) tarafından aday gösterme hakkı elinden alınan THF, bu kez Avrupa Halter Federasyonu (EWF) seçimlerinde başarısızlıkla karşılaştı. Bu durum, Uluslararası Spor Tahkim Mahkemesi’ne (CAS) kadar taşınsa da sonuç değişmedi.
EWF, 2023 yılında tüzüğünde yaptığı değişiklikle, son olimpiyat döngüsünde dört ya da daha fazla doping ihlali yaşayan ülkelerin yöneticilerinin adaylık başvurularını kabul etmeme kararı aldı. Bu yeni düzenleme, Türkiye’yi doğrudan etkiledi. Uluslararası Test Ajansı’nın (ITA) raporuna göre, 2022-2024 döneminde en az yedi doping ihlali kaydedilen Türkiye Halter Federasyonu’nun önerdiği isimler, seçim listesine dahil edilmedi.
TEMİZ SPOR VURGUSU
THF’nin aday listesi; Hasan Akkuş (EWF Başkanlığı), Bülent Işık (Sağlık Kurulu), Keziban Özel (Teknik Kurul) ve Kenan Erdağı (Antrenörlük ve Araştırma Kurulu) şeklindeydi. Ancak, bu dört ismin tamamı veto edildi. Türkiye Halter Federasyonu ve aday gösterilen isimler karara itiraz ederek CAS’a başvurdu. Fakat CAS, EWF kararının hukuka uygun olduğu sonucuna vararak başvuruyu reddetti.
CAS’ın kararının tam metni de resmi web sitesinde yayımlandı. Mahkeme, EWF’nin uygulamasının “orantılı, meşru ve hukuki” olduğuna hükmetti. Ayrıca, doping cezalarının işlendiği tarihin değil, yaptırımın kesinleştiği tarihin esas alınması gerektiğini belirterek Türkiye’nin savunmasını geri çevirdi. Söz konusu düzenlemenin bir “ceza” değil, “idari uygunluk kuralı” olduğunu vurgulayan mahkeme, bu nedenle geriye yürütülmesinin hukuka aykırı olmadığını ifade etti. Kararda dikkat çeken bir tespit ise, “Dopingle mücadele politikalarının uygulanması, demokratik temsil ilkesinden önce gelir. Temiz spor, tüm federatif yapıların üzerinde bir ilkedir.” şeklindeydi.
AKKUŞ İSTİFA ETMİŞTİ
Türk halterinde doping skandallarının ortaya çıktığı 2013 yılında federasyon başkanlığından istifa eden Hasan Akkuş, 2021 yılında tekrar başkan seçildi. Ancak, her defasında uluslararası kurullarda yeniden sahneye çıkarılmaya çalışılması, spor camiasında bazı tepkilere yol açtı. Akkuş’un geçmişte CAS kararlarına da yansıyan “resmi belgelerin metaverisini değiştirme” ve “doping cezası almış sporcuları koruma girişimleri” gibi iddialarına rağmen, hem federasyon hem de bakanlık nezdinde hâlâ destek bulmaya devam ettiği gözlemleniyor.



