Futbol, günümüzde kapitalist üretim modelini destekleyen ve sermaye birikimini gerçekleştiren bir kültür endüstrisi ürünü haline gelmiştir. Bu bağlamda futbol, kapitalizmin ekonomik, siyasal, ideolojik ve kültürel hedeflerini hayata geçiren sistematik bir etkinlikler dizisi olarak karşımıza çıkmaktadır.
Kültür endüstrisi ürünleri, bireylere alternatif yaşam deneyimleri sunar. İnsanların ihtiyaç duymayacakları ürünlere yönelik oluşturulan manipülasyonlarla, bireyler iktidar ile bir araya getirilir ve bu durum, kapitalist tahakkümün yeniden üretimine katkı sağlar.
Ayrıca futbol, popüler kültürün önemli bir unsuru olarak kabul edilir. Geniş kitleler tarafından paylaşılan bu olgu, futbolun işlevini net bir biçimde tanımlamaktadır: İnsanları tahakküm altında tutmak.
Son 25 yılda bir sömürü mekanizması içinde şekillenen Beşiktaş Jimnastik Kulübü, varoluş amacını yitirerek popülist kültürün etkisi altına girmiştir. Bu durumun temel nedeni, genel kurul ve seçilen başkanlar olmuştur.
Başlangıçta yapılan konuşmalar, oldukça masum bir üslupla dile getirilmişti ve bu sözlere inanmak oldukça kolaydı.
Serdar Bilgili, 26 Mart 2000 tarihinde başkanlık için ilk kez aday olduğunda, kongre üyelerine “Tek dayanağım sizlersiniz” ve “Bize destek verirseniz Beşiktaş’ı Avrupa kulübü yaparız” gibi ifadelerle hitap etti.
2002 yılında yeniden aday olduğunda ise, “İki yıl daha verin, bu başarıları taçlandıralım. Daha önceki seçimde verdiğim sözleri yerine getirmenin huzuruyla yanınızdayım. Beşiktaş’ı Avrupa’nın ilk 15-20 kulübü arasına sokmak için yeniden görev istiyorum” dedi.
Yıldırım Demirören ise, “Acil olarak tüm Beşiktaşlılar çözüm üretmeli, kara bulutları dağıtmalıyız. Beşiktaş’ın gücü başkanıdır. Beşiktaş’ı delegenin seçtiği başkan ve yönetim kurulu yönetir” şeklinde açıklamalarda bulundu.
Fikret Orman, “Size söz veriyorum. Doğruları duyacaksınız. Sizleri kandırmayacağız. Şeffaf olacağız. Az laf, çok icraat yapacağız. Paylaşımcı bir yönetim kurulu oluşturacağız” ifadelerini kullandı.
Ahmet Nur Çebi, “Menajerlerle savaşacağım, açık ve şeffaf olacağım, tüzüğü yenileyeceğim, amatör şubelere gerekli yardımı yapacağım, altyapı tesislerimizi geliştireceğim, gerçeklerle yüzleşeceğim” dedi.
Hasan Arat ise, “Futbolu artık Beşiktaşlılar yönetecek. Feyyaz Uçar ve Samet Aybaba yönetecek. Biz gönülleri kazanarak buraya geldik. Bu karar çok önemli. Sizler büyük ve itibarlı Beşiktaş istiyorsunuz. Onur duyacağınız Beşiktaş’ı size hissettirmeye başlayacağız” ifadeleriyle destek aradı.
Serdal Adalı, “Beşiktaş’ı geçici zaferlerden uzaklaştırarak istikrarlı ve uzun soluklu başarılarla taçlandıracak bir futbol takımı inşa edeceğiz. Bu vizyon, kulübün tüm futbol yapılanmasını kapsayacak” şeklinde konuştu.
“Beşiktaş’ın sadece futbolda değil, tüm branşlarda söz sahibi olması için denk bütçelerle büyüyen amatör şubeler hedefliyoruz. Finansal bağımsızlığa kavuşmuş, borçsuz bir mali yapı ve gelir-gider dengesi sağlanarak Beşiktaş’ın ekonomik anlamda nefes almasını planlıyoruz” dedi.
“Kulübün ekonomik geleceğini güvence altına almalı, yeni gayrimenkul yatırımları ve projelerle büyüyen bir ekonomi hedefleyip, kulüp hem bugünün ihtiyaçlarını karşılayacak hem de uzun vadede gelir elde edecek projelere sahip olacaktır” şeklinde ekledi.
“Altyapı sistemimizi kurarak, Beşiktaş’ın geleceğin yıldızlarını Avrupa standartlarında tesislerde yetiştireceğiz. Beşiktaş altyapısını hem Türkiye’ye hem de Avrupa futboluna yetenek kazandıracak seviyeye ulaştıracağız” ifadeleri dikkat çekti.
“Yönetim anlayışında profesyonellik ve kurumsal vizyon ile yönetilen bir idari organizasyon kurarak, kulübün her alanında şeffaf, etkili ve planlı bir işleyiş sağlamayı hedefliyoruz” diyerek sözlerini tamamladı.
Bunları söyleyen başkanların dönemlerine bakıldığında ise sonuçlar iç açıcı değildir.
Serdar Bilgili döneminde toplam zarar: 70 milyon 655 bin Avro.
Yıldırım Demirören döneminde toplam zarar: 199 milyon 780 bin Avro.
Fikret Orman döneminde toplam zarar: 143 milyon 935 bin Avro.
Ahmet Nur Çebi döneminde toplam zarar: 192 milyon 34 bin Avro.
Hasan Arat döneminde toplam zarar: 98 milyon 725 bin Avro.
Serdal Adalı döneminde toplam zarar: şimdilik 11 milyon 110 bin Avro.
Son 25 yılda kulübün toplam zararı: 716 milyon 545 bin Avro. Kazanılan başarılar ise: 5 Lig Şampiyonluğu, 6 Türkiye Kupası, 3 Süper Kupa olarak kaydedilmiştir.
Gelişen bu süreçte, futbolun kitle kültürü haline gelmesi ve kültür endüstrisi içinde bir meta olarak kapitalizme hizmet etmesi neticesinde, Beşiktaş’ın çıkar grupları tarafından kurulan ittifaklar, popülist propaganda araçlarını etkili bir şekilde kullanarak hedeflerine ulaşmayı başarmıştır.
25 yıl boyunca tekrarlanan söylemler, istikrarlı bir şekilde devam etmektedir. Burada kazanan, sadece mutlu azınlıktır.