23 Mayıs 2025 tarihinde İstanbul’da gerçekleştirilen Uluslararası Aile Forumu’nda Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, aile yapısının “kadın ve erkekten oluştuğunu” vurgulayarak LGBT’yi “faşizan bir zorbalık” ve bir “bela” olarak nitelendirdi.
Bu konuşma vesilesiyle, Ada futbolunda bir milyon sterlinlik sözleşmeye imza atan ilk siyah futbolcu olarak tarihe geçen, ancak yeni nesiller tarafından pek bilinmeyen ‘eşcinsel’ futbolcunun hazin hikayesini hatırlamakta fayda var. İşte onun yaşamına dair detaylar…
19 Şubat 1961 tarihinde, Doğu Londra’nın yoksulluğuyla bilinen Hackney semtinde, avukat bir babanın çocuğu olarak dünyaya geldi. Küçük yaşta anne ve babası ayrılınca, kendisinden bir yaş küçük kardeşiyle birlikte İngiltere’de ‘Barnardo’s Home’ olarak bilinen bir çocuk yurduna yerleşti. Barnardo’s Home Vakfı, 1866 yılında İrlandalı doktor Thomas John Barnardo tarafından kurularak yardıma muhtaç çocuklara destek sağlamasıyla tanınır. Altı yaşına kadar vakfın himayesinde kalan iki kardeş, 1967’de Alf ve Betty Jackson tarafından evlat edinildi. Norfolk bölgesindeki Shropham kasabasına yerleşen kardeşler burada yeni bir hayata adım attı. Zamanla büyük kardeş boks sporuna ilgi duymaya başladı ve güçlü fiziği sayesinde kısa sürede dikkat çekti. Ancak, profesyonel boks kariyerine adım atmak yerine, 1978 yılında futbola yönelmeye karar verdi ve Norwich City’nin genç takımına katıldı. Genç takımda kısa sürede başarılı olduktan sonra, aralık ayında profesyonel takımla sözleşme imzaladı. İlk maçına 13 Ocak 1979’da West Bromwich Albion’a karşı çıktı ve güçlü fiziği ile golleriyle adını duyurdu. 1980 yılında Liverpool’a karşı attığı muazzam gol, BBC’nin Match Of the Day programında sezonun golü olarak seçildi. 1981 yılında, Brian Clough’un çalıştırdığı Nottingham Forest’a 1 milyon sterlin karşılığında transfer oldu. Böylece, futbol literatürüne milyon sterlinlik sözleşme imzalayan ilk siyah futbolcu olarak geçti. Bu transferle Trevor Francis’in boşluğunu doldurması bekleniyordu…
Ancak, işler beklenildiği gibi gitmedi. Sert bir karaktere sahip olan Brian Clough ile arası bir türlü düzelmedi. Clough, gece hayatına düşkünlüğünü ve eşcinsel kulüplere olan ilgisini öğrendiğinde, futbolcunun takımla antrenmanlara çıkmasını yasakladı. Yaşanan gerginliği, futbolcu ile olan diyaloğunda Clough şu sözlerle dile getirdi:
“Bir gün soyunma odasında, diğer futbolcuların içinde ona sordum: ‘Sen bir somun ekmek istersen nereye gidersin?’
‘Fırına’ dedi.
‘Peki, canın pirzola çekerse nereye gidersin?’
‘Kasaba’ dedi.
‘O zaman, neden sürekli o boktan eşcinsel kulüplerine takılıyorsun?’ dediğimde susmuştu.”
Brian Clough ile olan ilişkisini düzeltemeyen futbolcu, 1982 yılında Southampton’a kiralandı. Nottingham Forest’te 32 maçta oynayıp sadece üç gol atabilmişti. O dönemde takımın yıldızı Kevin Keegan ayrılınca, taraftarların hayal kırıklığına uğradığı dönemde, kısa sürede Keegan’ın yerini doldurarak dokuz maçta üç gol attı ve taraftarların gönlünü kazandı. Southampton’un o dönemki teknik direktörü Lawrie McMenemy, onu takımda tutmak istemesine rağmen, bonservis ücretinin yüksekliği nedeniyle bu transfer gerçekleşmedi. Aralık ayında, 150 bin sterlin karşılığında İngiltere’nin en eski takımlarından Notts County’e transfer oldu. Burada 64 maçta 20 gol kaydetti. Üç sezonun ardından, 1985’te Brighton & Hove Albion’a geçti. Ancak dizindeki sakatlık nedeniyle iki sezonda yalnızca 16 kez sahaya çıkabildi. Ameliyat için gittiği Amerika’da Los Angeles Heat ile anlaştı, ardından Kanada’nın Edmonton Brickmen takımında forma giydi. 1989’da İngiltere’ye döndüğünde Manchester City’de antrenmanlara başladı, fakat burada sadece iki maçta görev aldıktan sonra West Ham United’a transfer oldu, ama burada da kalıcı olamadı. Sonrasında alt liglerde Leyton Orient, Southall ve Leatherhead takımlarında şansını denedi. 1991-1993 sezonları arasında alt liglerde Torquay United’da 41 maçta 13 gol atmasına rağmen, takımını üçüncü ligden kurtaramadı.
Tüm bu transfer karmaşasının ortasında, 1990 sonbaharında bulvar gazetelerinden birine verdiği röportajda ‘eşcinsel’ olduğunu açıkladı. Bu belki de en büyük hatasıydı! 22 Ekim 1990 tarihinde, İngiltere’nin en çok satan bulvar gazetesi The Sun’un manşetinde “1 Milyon Sterlinlik Futbol Yıldızından – Ben Eşcinselim!” başlığı büyük puntolarla yer aldı. Futbolcunun, yakın geçmişte bir Muhafazakâr Parti milletvekili ile eşcinsel ilişki yaşadığı ve o ilişkinin en mahrem detaylarının basında yer bulması, futbol dünyasında büyük bir yankı uyandırdı. Eski ve yeni futbol yıldızları, eşcinsel bir futbolcunun sahalarda yeri olmadığını, yeni nesillere kötü örnek teşkil ettiğini dile getirdi. Taraftarların hedefi haline gelirken, ünlü futbolcu olan öz kardeşi bile ona karşı tavır aldı. O haberin ardından, The Sun gazetesinin manşetinde, o ünlü futbolcunun eşcinsel kardeşini görmek istemediğini ve onu hayatından çıkardığını duyurdu. Sürekli ‘eşcinselliği’ ile gündeme gelen futbolcunun kariyerini İngiltere’de sürdürebilmesi zor hale geldi. Hiçbir kulüp onunla sözleşme imzalamak istemiyordu. Bir süre İskoçya’da forma giydikten sonra, 1995-96 yıllarında Avustralya’nın Adelaide City takımında, ardından Yeni Zelanda’nın Miramar Rangers takımında oynadı. 1998 Mart ayında, 17 yaşındaki bir genç, onun kendisini Maryland’deki apartmanında taciz ettiğini iddia ederek polise başvurdu. Hakkında bir tutuklama kararı çıkarken, futbolcu doğup büyüdüğü topraklara geri döndü.
2 Mayıs 1998 sabahı, Doğu Londra’nın yüksek göçmen nüfuslu Shoreditch semtinde terkedilmiş bir garajda cansız bedeni bulundu. Kendini asmıştı. Geride bıraktığı birkaç cümlede intiharının nedenini şöyle açıkladı:
“Suçlu olduğumu sanıyorum. Ailemi ve arkadaşlarımı daha fazla utandırmak istemiyorum. Umut ediyorum ki çok sevdiğim İsa Mesih beni yanına kabul eder, nihayet huzur bulurum…”
Futbolcunun intiharından sonra başlatılan soruşturmada, 9 Eylül 1998 tarihinde Amerikan polisinin dava hakkında yeterli kanıt bulunmadığı için açılan davanın düştüğünü açıkladığına dair haberler çıktı. Eşcinsel futbolcunun ölümü kayıtlara intihar olarak geçti.
Küçük yaşlarda zorluklarla dolu bir hayata adım atan, kimsesiz çocuklar yurduna yerleştirilen, ardından evlat edinilen ve İngiltere futbolunda bir milyon sterlinlik sözleşmeye imza atan ilk siyah futbolcu olarak anılan, İngiltere Genç Milli Takımı’na kadar yükselmiş, Şubat 1980’de Liverpool’a attığı golle sezonun golü seçilmiş, eşcinselliği nedeniyle ailesi tarafından bile dışlanmış, ama futboldan asla kopmamış bir futbolcu, 37 yaşında hayatına son vermişti. Adı Justin Soni Fashanu’ydu…
Yakın dönemde BBC tarafından yayımlanan bir makalede, onun eşcinsel olduğunu açıkladığı 25 yıl içinde sadece çok az sayıda futbolcunun bu durumu kabul ettiği, pek çok eşcinsel futbolcunun gelecek tepkilerden çekinerek cinsel tercihleri konusunda sessiz kalmayı tercih ettiği vurgulandı.