1. Haberler
  2. GÜNDEM
  3. Geçim Derdiyle Organ Satışı Gerçeği

Geçim Derdiyle Organ Satışı Gerçeği

featured
service
Paylaş

Bu Yazıyı Paylaş

veya linki kopyala

Kriz derinleştikçe, geçim sıkıntısı daha da içinden çıkılmaz bir hal alıyor. Daha önce yalnızca sinema senaryolarında rastlanan hikâyeler, artık sosyal medya platformlarında, ilan sitelerinde ve Telegram gruplarında açıkça yaşanıyor. “Böbreğimi satmak istiyorum”, “Karaciğerimi vermeye hazırım” gibi ifadelerle organlarını satışa çıkaran birçok kişi bulunuyor.

BİR BÖBREK 750 BİN – 1 MİLYON 300 BİN LİRA

Belirli platformlarda organ satışına yönelen bireylerle iletişim kurduğumuzda, bazıları oldukça istekli yanıtlar veriyor. “750 bin liraya böbreğimi veririm” diyen bir kişi, işlemi nerede gerçekleştirebileceğimizi sorduğumuzda “Türkiye’de çok zor, yurtdışında mümkün” yanıtını veriyor. Bazıları ise sağlık durumlarını belgeleyerek, “Her şeyim temiz, herhangi bir engelim yok” şeklinde yanıtlayarak güven vermeye çalışıyor. Fiyat sorduğumuz bir başka kişi ise, “Benim niyetim ciddi. Maddi nedenlerden dolayı satmak istiyorum. Eğer gerçekten düşünüyorsanız, fiyatı konuşabiliriz; 1 milyon lira” diyerek pazarlık yapma niyetinde olduğunu belirtiyor.

EVİNİN KİRASI NEREDEYSE MAAŞIYLA EŞİT

Bu kişilerden biri, ismini vermek istemeyen H.Ç. Üç çocuk babası olan H.Ç., kimliğimizi açıkladığımızda söyleşi yapmayı kabul ediyor. Hikâyesi İstanbul’da başlıyor. Ticaretle uğraşırken, derinleşen ekonomik krizle birlikte iflas etmiş. Uzun bir süre yaşadığı şehirden uzaklaşan H.Ç., şu anda inşaat sektöründe asgari ücretle çalışarak geçim sağlamaya çalışıyor. Ancak ev kirası 15 bin lira, bu da aldığı maaşa neredeyse denk geliyor.

“KARACİĞERİMİ BİLE VERİRİM”

Sözcü TV’ye konuşan H.Ç., “Beş yıl önce biri bana ‘borçların için organını satacaksın’ dese, güler geçerdim. Ama şimdi 1 milyon 300 bin TL borcum var. Bu nedenle böbreğimi o fiyata vermek istiyorum. Battıktan sonra asgari ücretle çalışmaya başladım. Hem borç ödüyorum hem de ev geçindirmeye çalışıyorum. Evimin kirası 15 bin lira. Sadece borçlarım bitsin, eşime ve çocuklarıma yük olmayayım istiyorum. Sadece böbreğimi değil, karaciğerimi de veririm.” ifadelerini kullanıyor.

 

TCK’YA GÖRE HAPİS CEZASI VAR

Türk Ceza Kanunu’na göre organ satışı, alımı ve aracılığı suç sayılıyor ve 9 yıla kadar hapis cezası öngörülüyor. Ancak birçok kişi, çözümü yasa dışı yollarla arıyor. Diğer bir endişe verici durum ise, bu ihtiyaçlardan yararlanmaya çalışan şebekelerin varlığı. Organ bekleyenler sosyal medyada donör ararken, organ tacirleri ve dolandırıcılar bu durumu fırsata çevirmeye çalışıyor. Geçen ay yaşanan bir olayda, Fransa’dan gelen bir kadın, böbrek nakli için vericiyi “kızım” diyerek tanıttı ve İstanbul’da yakalandı. Olayın arkasında uluslararası bir şebekenin olduğu tespit edildi. H.Ç. ise bu durumu araştırdığını ve “Bir aydır bakıyorum. Karşıma mafya da çıktı. Merdivenaltı yapıyorlar. İnsan ürperiyor. Ne sağlık güvencesi var, ne de etik… Ama insanlar borçlarını ödeyebilmek için bunu göze alıyor.” açıklamasında bulundu.

Uzmanlar, bu durumun yalnızca hukuki değil, aynı zamanda sosyolojik bir facia olduğunu vurguluyor. Derin yoksulluğun artık bireylerin vücut bütünlüğünü tehdit eder hale geldiğini belirten sağlık hukukçuları ve sosyologlar, devletin acilen sosyal destek politikalarını güçlendirmesi gerektiğini ifade ediyor. Psikiyatr ve Yazar Dr. Cemal Dindar, bu davranışların arkasında derin bir suçluluk ve “kefaret ödeme” duygusu olduğuna dikkat çekiyor: “Toplumsal eşitsizliklerin arttığı bu dönemlerde, yoksullukla beraber mucize beklentisi de artıyor. Kumar, madde kullanımı gibi davranışlarla başlayan döngülerde insanlar büyük kayıplar yaşadıklarında suçluluk duygusu gelişiyor. Bu da zamanla kişinin kendini cezalandırmasına dönüşüyor. Organ satışı, bu psikolojik döngünün bir sonucu. Bu kişilere bunun ruhsal bir süreç olduğunu anlatmalı, beden bütünlüklerini bozmak yerine psikolojik destek almaları gerektiğini hatırlatmalıyız.”

Dindar, felaket duygusuna kapılmanın büyük bir tuzak olduğunu vurguluyor: “Ne bir mucize gelecek ne de gerçekten felaketin içindeyiz. Koşullara daha sakin bakarsak, umut ışığı görmemiz mümkün.”

“TOPLUMSAL DESTEK VERİLMELİ”

Uzman Psikolojik Danışman Dr. Ümit Akçakaya, geçim sıkıntısının sadece ekonomik değil, aynı zamanda zihinsel ve duygusal çöküntülere de yol açtığını belirtiyor. “Ekonomik refah, psikolojik sağlığın temelidir.” diyen Akçakaya, şunları ifade ediyor: “Yoksunluğu yoğun yaşayan, geçim derdinde boğulan insanlar kendilerini güvende hissetmez. Bu da tükenmişlik ve çaresizlik duygularını artırır. Eğer bu duygular uzun süre devam ederse, beyin sağlıklı düşünme yetisini yitirir. Sağlıksız davranışlar ve kontrolsüz kararlar ortaya çıkar. Organını satmak isteyen kişiler de bu ruh halindedir. Bu yalnızca bireysel bir çöküş değil, aynı zamanda bir suistimal ortamıdır. İnsanların çaresizliği, bazı gruplar tarafından kötüye kullanılıyor. Bu nedenle, yalnızca bireylere değil, topluma yönelik psikolojik destek politikaları geliştirilmesi gerekmektedir.”

————————————————————————————————————————————————————————

Muhabirden okuyucuya not: Haberde ismi geçen H.Ç., haber kaynağının talebi üzerine takma ad olarak kullanılmıştır.

Geçim Derdiyle Organ Satışı Gerçeği
Yorum Yap

Tamamen Ücretsiz Olarak Bültenimize Abone Olabilirsin

Yeni haberlerden haberdar olmak için fırsatı kaçırma ve ücretsiz e-posta aboneliğini hemen başlat.

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Giriş Yap

Asistantr ayrıcalıklarından yararlanmak için hemen giriş yapın veya hesap oluşturun, üstelik tamamen ücretsiz!