DEM Parti Eş Genel Başkanı Tülay Hatimoğulları, “Barış ve Demokratik Toplum Çalışmaları Kapsamında KHK’lılarla Buluşma” toplantısına katıldı. Toplantının açılışında KHK’lıların işsizlik ve yoksullukla tehdit edildiğini vurgulayan Hatimoğulları, “Boyun eğdirilmek istendi. Aileler aç ve susuz kaldı, bu süreçte birçok insan büyük psikolojik çöküntüler yaşadı. Ne yazık ki, KHK’lı bireylerden bazıları intihar etti. Kendi mesleklerine geri dönemeyen birçok kişi, güvencesiz işlerde çalışmak zorunda kaldı ve bu iş yerlerinde iş kazaları nedeniyle yaşamlarını kaybedenler oldu” ifadelerini kullandı.
“İNSANLAR İDARİ DEĞİL, OTORİTER KARARNAMELERLE GÖREVLERİNDEN UZAKLAŞTIRILDI”
Hatimoğulları, birçok KHK’lı kadının işsiz kaldığını belirterek, “Kadınlar, yaşanan sorunların bedelini her daim iki katı ödemek zorunda kalıyor. Kadına yönelik şiddet, özellikle KHK’lı kadınların üzerinde artarak devam ediyor. Evdeki bakım yükü de kadınlara yüklendi. OHAL kapsamında çıkarılan KHK’larla birlikte Türkiye’de anayasa adeta askıya alındı. Komisyona 130 bin KHK’lı başvuruda bulundu ancak savunma hakları tanınmadı. İnsanlar, idari değil, otoriter kararlarla görevlerinden uzaklaştırıldı. Kurulan halk komisyonu, mahkeme işlevi gören bir bürokratik yapı olarak on binlerce dosyayı sonuçlandırmamış durumda. Bugün, hukuk dışı bir cezalandırma rejimi uygulanıyor. Türkiye’nin taraf olduğu uluslararası sözleşmeler ve insan hakları belgeleri açıkça ihlal edilmiştir. BM, ILO ve AİHM kararları, bu sürecin kitlesel bir hak ihlali olduğunu net bir şekilde göstermektedir” dedi.
“BU SÜREÇ BİR ŞEKİLDE ŞİMDİLİK İLERLİYOR”
Hatimoğulları, Kürt sorununun çözüm sürecinin ilerleyişi konusunda kamuoyunun merakını dile getirerek, “Farklı görüşler var; kimisi sürecin tıkandığını, kimisi yavaş ilerlediğini, kimisi ise barış ve demokrasiyle sonuçlanıp sonuçlanmayacağını soruyor. Kısaca belirtmek gerekirse, bu süreç bir şekilde ilerliyor. DEM Parti olarak ve diğer toplumsal ve siyasal dinamiklerle bu sürecin başarıya ulaşması için güçlü katkılar sunmaya devam edeceğiz” şeklinde konuştu.
“ACİL ADIMLAR KONUSUNDA DEVLET VE İKTİDAR ÇOK YAVAŞ İLERLİYOR”
Hatimoğulları, acil adımlar atılması gerektiğini vurgulayarak, “Devletin ve iktidarın bu konularda çok yavaş ilerlediğini belirtmek istiyorum. Acil bir şekilde yasal düzenlemelerin yapılması ve adil bir yargı sistemine kavuşulması Türkiye’nin en acil ihtiyaçlarındandır. Cezaevlerinde infaz uygulamaları ve terörle mücadele yasasının değiştirilmesi gibi önemli adımlar atılmalıdır” ifadelerini kullandı.
Hatimoğulları, AİHM kararlarını hatırlatarak “Can Atalay, Hatay Milletvekili olarak görevine devam etmeli; AİHM kararları doğrultusunda Kobani kumpas davasından yargılanan Figen Yüksekdağ, Selahattin Demirtaş ve tüm Kobani tutukluları ile Gezi direnişi nedeniyle tutuklanan Osman Kavala serbest bırakılmalıdır. AİHM kararlarının hayata geçirilmesi büyük önem taşımaktadır” dedi.
“TÜRKİYE’DEKİ BÜTÜN MAĞDURİYETLERLE İLİŞKİ KURMALI”
Parlamento çatısı altında oluşacak komisyonun önemine dikkat çeken Hatimoğulları, “Bu komisyonun kurulması için somut adımlar atıldı ama henüz tamamlanmadı. Komisyonun yasayla kurulması, karar alma yetkisine sahip olması ve Türkiye’deki tüm mağduriyetlerle ilişkisini kurması gerekmektedir. KHK’lıların sorunlarının çözümü için acil adımlar atılmalıdır. Bu taleplerimiz DEM Parti olarak devam edecektir. Barış, hiç kimse tarafından altın tepsiyle sunulmayacak, mücadelemiz ve örgütlü duruşumuzla elde edilecektir” diye belirtti.
“CHP’NİN ÜZERİNDE ÇOK FARKLI VERSİYONLARLA OPERASYON GERÇEKLEŞİYOR”
Hatimoğulları, barış sürecinin muhalefetsiz ilerleyemeyeceğini belirterek, CHP’nin kurultayına yönelik yürütülen davaya dair de konuştu. “Muhalefet, barış sürecinde etkin bir rol üstlenmelidir. CHP’nin üzerinde farklı operasyonlar yapıldığını biliyoruz. İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu şu an hapiste ve bunu kabul edemeyiz. Demokratikleşmenin yolu, düşüncelerinden dolayı haksız yere tutulan herkesin serbest kalmasıyla mümkündür. Yerel yönetimlere ve parlamenterlere saygı gösterilmelidir. Muhtemel baskıların kalkması ve Türkiye’nin demokrasi ve barış yolunda ilerlemesi gerektiğini buradan bir kez daha vurgulamak istiyorum” dedi.
