YouTube kanalında AKP’li Cumhurbaşkanı Erdoğan’ı tehdit ettiği iddiasıyla hakkında soruşturma başlatılan gazeteci Fatih Altaylı, gözaltına alındıktan sonra tutuklandı.
Fatih Altaylı hakkında, 20 Haziran 2025 tarihinde YouTube kanalında Cumhurbaşkanı Erdoğan’a yönelik tehdit içeren ifadeler kullandığı iddiasıyla resen bir soruşturma açılmıştı.
İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından yürütülen soruşturma çerçevesinde önceki gün gözaltına alınan Altaylı, İstanbul Emniyet Müdürlüğü’ndeki işlemlerinin ardından dün Çağlayan’daki İstanbul Adalet Sarayı’na sevk edildi.
SİLİVRİ’YE GÖNDERİLDİ
Altaylı, savcılık ifadesinin ardından tutuklama talebiyle nöbetçi sulh ceza hâkimliğine yönlendirildi. Savcılığın tutuklama talebinin yer aldığı sevk yazısında, Altaylı’nın söz konusu yayında 26:53 ile 29:42 dakikaları arasında yaptığı konuşmaya atıf yapıldı.
Bu konuşmanın ‘Cumhurbaşkanı Erdoğan’a yönelik tehdit suçunu oluşturduğu ve kuvvetli suç şüphesi bulunduğu’ ifade edildi. Altaylı, ‘kuvvetli suç şüphesi, mevcut delil durumu ve cezanın üst sınırı’ dikkate alınarak tutuklanarak Silivri’deki Marmara Cezaevi’ne gönderildi.
YOUTUBE’DAKİ KOLTUĞU BOŞ KALDI
Fatih Altaylı’nın birlikte program yaptığı ekip arkadaşı Emre, bu kez ‘Günaydın Fatih Bey’ diyerek Altaylı’ya seslendi; ancak yanıt alamadı.
Altaylı’nın ‘Fatih Altaylı yorumluyor’ programı, bu defa ‘Fatih Altaylı yorumlayamıyor’ başlığıyla YouTube üzerinden yayınlandı. Altaylı’nın Emniyet’teki ifadesi ekip arkadaşı Emre tarafından okundu.
ALTAYLI’NIN İFADESİ
İşte Altaylı’nın ifadesi:
“Söz konusu yayın ve cümleler bana aittir, ancak Cumhurbaşkanı’nı ne tehdit ne de hakaret amacıyla kullanmadım. Bir araştırma şirketinin yaptığı ankette, vatandaşlara Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın Kaydı Hayat şartıyla Cumhurbaşkanlığı yapmasına onay verip vermeyecekleri sorulmuştu. Vatandaşların yüzde yetmişi böyle bir Anayasa değişikliğine onay verip vermeyeceklerini belirtmişti. Ben de bu konu hakkında Türk halkının tanzimattan bu yana oy kullanarak devlet yönetiminde etkin olmayı sevdiğini ve benimsediğini, herhangi bir kişiye kendi isteği ve denetimi dışında üst düzey görev yapma izni vermekten hoşlanmadığını ifade ettim.
Ayrıca Türk halkının kendini yönetenlere karşı her zaman eleştirel bir tutum sergilediğini, padişahlık döneminde bile Cuma selamlıklarında padişahları eleştirdiğini tarihsel bir perspektifle belirttim. Bu tür örnekleri daha önce Murat Bardakçı ve Erhan ile konuştuğumuzu hatırlıyorum. Açıkçası bu tarihi bilgilerden mevcut Cumhurbaşkanına bir tehdit algısı çıkabileceğini düşünmemiştim.”