23 yıldır iktidarda bulunan AKP, Türkiye’nin hava savunma sistemleri ihtiyaçlarını karşılamada ciddi sorunlarla karşı karşıya. ABD ve Batılı müttefikleriyle sağlıklı bir işbirliği kuramayan Türkiye, ortak projelerden dışlanmış durumda. Bu süreçte, Rusya’dan temin edilen S-400 sistemlerini kullanamayan Türkiye, kendi geliştirmeye çalıştığı sistemlerde ise hem teknoloji eksikliği hem de ekonomik krizle mücadele ediyor.
Türkiye’nin savunma sistemlerinde sıkıntıların başında güç grubu sorunları yer alıyor. AKP iktidarı döneminde motor ve şanzıman sistemleri konusunda kayda değer bir ilerleme sağlanamadı. Altay tankı projesi de siyasi etkiyle el değiştirdi ve projenin güç grubunun başlangıçta Güney Kore’den alınmasına karar verildi. İlerleyen süreçte, geliştirilen motorun entegrasyonu planlanmakta. Hava araçları için de benzer zorluklar söz konusu. Türkiye’nin geliştirdiği motorlardan yalnızca PD170 modeli insansız hava araçlarında kullanılmakta. Diğer motor modellerinin ise kalifikasyon süreçleri henüz tamamlanmadı.
HAVADA NET AÇIK
İkinci Dünya Savaşı’ndan bu yana Türkiye’nin hava savunma ihtiyaçları açıkça ortada. Bu alanda öncelikli araç olarak savaş uçakları öne çıkmakta. Ancak Türkiye’nin 1990’lı yıllarda yaptığı planlamalar, AKP döneminde bozuldu. 1980’lerin ikinci yarısında envantere giren F-16’ların ardından yeni bir saldırı uçağı alınmadı. Planlar doğrultusunda Türkiye, elindeki F-4 uçaklarını İsrail ile modernize ederek 2020’li yıllara kadar kullanmayı hedefledi. Ancak bu dönemde, ortak olunan F-35’lerin envantere girmesi bekleniyordu.
FETÖ darbe girişiminin ardından Türkiye-ABD ilişkileri bozuldu ve AKP, hava savunma sistemleri için Rusya ile müzakerelere başladı. Nihayetinde S-400 sistemleri Türkiye’ye ulaştı. Şu an AKP iktidarı, ABD ile yeniden yakınlaşma çabaları içinde. Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan, Suriye’ye uygulanan ambargoların kaldırılması için aktif bir rol üstlenirken, Türkiye’ye yönelik uygulanan ambargolarla ilgili kamuoyuna yansıyan bir girişim bulunmuyor. Türkiye, bir yandan Rusya’dan aldığı S-400’leri kullanamıyor, diğer yandan F-35 programı için ödediği parayı geri alamıyor. Almanya’nın engellemeleriyle Eurofighter için mücadele sürerken, kendi imkanlarıyla Kaan jetini üretme çabaları devam ediyor. Bu ortamda net bir durum var: Türkiye, hava savunma alanında tehdit algıladığı ülkelerin gerisinde kalmış durumda. İsrail’in İran’a karşı aktif olarak kullandığı gizlilik özellikli F-35’ler, Yunanistan envanterine de girmiş durumda.
TÜRKİYE OYALANDI
Türkiye, hava savunma füze ve radar sistemleri konusunda AKP döneminde ciddi bir oyalama süreci yaşadı. 1990’lı yıllarda hazır alım için ihale açılmasına rağmen, AKP döneminde birçok engelleme yaşandı. Bu süreçte ABD ve Avrupa müttefikleriyle bazı sistemlerle anlaşma sağlanamadı. Öyle bir noktaya gelindi ki, Çin’in sistemleri üzerinde de görüşmeler yapılmış, ancak sonuç alınamamıştır. AKP’nin füze projeleri, mevcut sistemlerle uyum sorunları olan S-400 alımıyla sonuçlandı. Türkiye, ödediği paranın karşılığını alamadığı savaş uçakları ve kullanamadığı füzeler nedeniyle kendi projelerini geliştirme arayışına girmiş durumda. AKP’nin dış politikadaki öngörüsüzlüğü, savunma sistemlerindeki gecikmelerle birleşiyor. Türk savunma sanayisinin, bir an önce sonuç alabilmek için kayıtsız şartsız desteklenmesi gerekmekte.