Milliyetçi Hareket Partisi (MHP) Genel Başkan Yardımcısı Semih Yalçın, AKP ile birlikte DEM Parti’nin “Terörsüz Türkiye” adı altında yürüttüğü süreç üzerinden muhalefeti, sol siyaseti ve basın yayın organlarını hedef aldı.
Yalçın, MHP Muğla İl Başkanlığı’nın açılışı dolayısıyla yaptığı yazılı açıklamada, “MHP’nin 56 yılı aşkın siyasi geçmişi boyunca istikrar, güven ve çözüm üreten bir siyaset anlayışıyla hareket ettiğini” dile getirdi. Yalçın, “MHP’nin kavga ve çatışma yerine siyasi diyalog ve uzlaşmayı öncelediğini” savundu ve “süreç” hakkında şu ifadeleri kullandı.
“Terörsüz Türkiye adımına, öncelikle ellerindeki istismar araçları bitenler karşı çıkmıştır. MHP’nin siyasetteki etkili ve yapıcı rolünden rahatsız olanlar muhalif olmuştur. Siyaset anlayışlarını karşıtlık, karalama, yalan ve entrika üzerine kuranlar olumsuz tepkiler vermiştir. Terörsüz Türkiye’yi, fitne ve tefrika politikası güdenler reddetmiştir. Ayrıca, Sayın Genel Başkanımız ve partimize yönelik ağır eleştirilerle saldırılar yapılmış, sosyal medya üzerinden aleyhimizde hakaret ve küfür dolu kampanyalar başlatılmıştır. Ancak asıl ihanet, Terörsüz Türkiye’nin karşısında durmaktır. Çünkü bu adım, Türk milliyetçilerinin lideri tarafından sosyal barışı sağlamak ve terörü sona erdirmek amacıyla geliştirilmiş akılcı bir çözümdür.
SDG’YE MESAJ: TEKDİRLE HİZAYA GELMEYENİN HAKKI KÖTEKTİR
Yalçın, terör örgütünün Suriye’deki uzantısı SDG’ye yönelik uyarılarda da bulundu. “İç barışın sağlanması yetmez. Sınırlarımızın ötesindeki tehditlerin de ortadan kaldırılması gerekmektedir” diyen Yalçın, PKK’nın Suriye kolu SDG’nin henüz kontrol altına alınamadığını ifade etti. Güney sınırlarımızdaki güvenlik tehdidinin sürdüğünü belirten Yalçın, “Önce diplomasi yolunu izleyeceğiz. Ancak nasihate başvurmayanlar, tekdirle hizaya getirilecektir. Türkiye, yola gelmeyenlerin hakkından gelme iradesine ve kudretine sahiptir. PKK’nın Suriye kolunu ve diğer terör unsurlarını yok etmek için gerekli güce sahiptir. Türkiye, tüm tehditleri ortadan kaldıracak cesarete ve iradeye sahiptir. Nasihatten anlamayanların sonu elbette yok olmaktır. Burada Türk milleti adına asıl dirayeti göstermesi gereken merci, siyasi iradedir. Siyasi irade gereğini yerine getirmektedir. Siyasi iradeye destek vermek tüm meşru siyasi partilerin görevidir” dedi.
MİLLİYETÇİLERE ‘SOL’ ÜZERİNDEN TEPKİ
Yalçın, sol siyaseti hedef alan sözlerine devam ederek, “Türk milliyetçiliği davasında ümitsizliğe, karamsarlığa ve korkuya yer yoktur. Milletimiz ve devletimiz her türlü iç ve dış tehdidi ortadan kaldıracak güçtedir. Aksi savunmak, bir Türk milliyetçisi için utanç vericidir. ‘Yıkıldık, öldük, bittik’ gibi karamsar söylemler, düşmanlarımızın emellerine hizmet etmekten başka bir işe yaramaz. Türk milliyetçileri, iktidara gelemedikleri için sürekli ülkesini karalayan solcu siyasetçilerin etkisi altında kalamaz. Karalama ve karamsarlık, Türk milliyetçilerinin doğasına aykırıdır. Solun ve özellikle CHP’nin söylemleriyle hareket etmek, Türk milliyetçileri için büyük bir ayıptır” şeklinde konuştu.
YALÇIN, ÜLKE GERÇEKLERİNDEN RAHATSIZ
Yalçın, sözlerini sürdürerek, basın ve yayın organlarını da eleştirdi. “Milliyetçi camiadan ayrışan günümüzdeki tatlı su milliyetçilerinin ve CHP’deki ulusalcıların halk arasında yaymaya çalıştığı karamsarlık, mandacılıktan daha kötü bir yanılgıdır” dedi. Atatürk’ün Türkiye Cumhuriyeti’nin ilelebet payidar kalacağına dair vasiyetinin unutulduğunu belirten Yalçın, “Kötümser söylemler ve riyakâr fakirlik edebiyatı, Türk solunun iflah olmaz politika anlayışının bir sonucudur. Kendi devletini karalayan ve kendi milletine güvensizlik aşılayan bir siyaset anlayışı, sol partilerin geleneğidir. CHP yanlısı medya da bu durumu körüklüyor. Halk TV, Sözcü TV gibi kanallar ve Cumhuriyet gazetesi, destekledikleri partilerin tabanına karamsarlık ve güvensizlik aşılamaktadır. Türkiye’nin bölgesinde ve dünyada yükselişine dair tek kelime edilmiyor. Savunma sanayiindeki başarılarımız ve bağımsızlık hamlelerimiz görmezden geliniyor” dedi.
Yalçın, kamuoyunun bilerek yanıltıldığını savunarak, “Oysa tam tersine Türkiye yükselen bir değerdir. Türkiye artık hem bölgesinde hem de dünyada yeni bir oyun kurucu, yeni bir küresel aktör konumuna yükselmiştir. Terörsüz Türkiye hedefine ulaştığında, ülkemizin gücü daha da artacaktır. Yıllardır emperyalizmin ayağımıza vurduğu prangalar kaldırılacaktır” ifadelerini kullandı.




