Gelecek Partisi Genel Başkanı Ahmet Davutoğlu, İsrail’in Somaliland’i tanıma kararıyla ilgili sosyal medya platformu X üzerinden değerlendirmelerde bulundu.
Davutoğlu, bu adımın yalnızca uzak bir coğrafyada gerçekleşen sıradan bir olay olmadığını, İslam ülkelerini bölme ve stratejik olarak önemli ülkeleri etkisiz hale getirme amacını taşıyan daha geniş bir politikanın parçası olduğunu dile getirdi.
İsrail’in bu hamlesinin, yüzde 100 Müslüman bir ülke olan Somali’yi fiilen bölme niyeti taşıdığını belirten Davutoğlu, bu durumun Sudan benzeri büyük katliamların yaşanabileceği bir iç savaşın patlak verme riskini doğurduğunu ifade etti.
Bunun yanı sıra, Kızıldeniz çıkışında yer alan ve Aden Körfezi’nde stratejik öneme sahip Berbera Limanı’na erişim sağlandığını vurgulayan Davutoğlu, bu durumun Mısır ve Suudi Arabistan gibi Kızıldeniz’in önemli aktörlerini ve Türkiye’yi çevrelemek anlamına geldiğini kaydetti.
“TÜRKİYE’Yİ ÇEVRELEMEK ANLAMINA GELMEKTEDİR”
Davutoğlu’nun açıklaması şöyle devam etti:
“İsrail’in İslam ülkelerini bölme çabası ve önemli ülkeleri etkisiz hale getirme stratejisinin bir parçası olarak Somaliland’i tanıması, uzak coğrafyamızda alarm niteliğinde bir gelişmedir. Bu yolla, hem yüzde 100 Müslüman bir ülke olan Somali’yi bölme girişiminde bulunmakta hem de Sudan’daki büyük katliamları andıran bir iç savaşı tetikleme tehlikesi taşımaktadır…
Bu durum, Kızıldeniz’in stratejik güçleri olan Mısır ve Suudi Arabistan’ı, aynı zamanda Somali’de Afrika politikası ve savunma sanayisi açısından kritik bir üsse sahip olan Türkiye’yi çevrelemek anlamına gelmektedir. Gazze soykırımı sürerken böyle bir gelişmenin yaşanması, İslam Dünyası için büyük bir utanç kaynağıdır. Şu ana kadar bu durumu öngörerek harekete geçmemek, kabul edilemez bir ihmaldir.
2012-2013 döneminde bazı Batı ülkelerinin Somaliland’ın bağımsızlığını tanıma çabalarına karşı harekete geçmiş ve Somali Federal Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı Hassan Sheikh Mohamud ile Somaliland Cumhurbaşkanı Ahmed Mohamed Silanyo’yu 11-13 Nisan 2013 tarihlerinde Ankara’da bir araya getirerek bu planı bozmuştuk.”
“GEREKLİ DİPLOMATİK GİRİŞİMLERİN YAPILMASI ÇAĞRISINDA BULUNULMALI”
“Şimdi harekete geçme zamanı gelmiştir. Sayın Cumhurbaşkanını ve hükümeti acilen şu adımları atmaya davet ediyorum:
1. Somali ve Somaliland Cumhurbaşkanları ile doğrudan temas kurulmalı ve kendileri Türkiye’ye davet edilerek konu yüz yüze görüşülmelidir.
2. Bu konuda bir özel temsilci atanarak bölgeye gönderilmelidir. En yetkin isim, bölgedeki bütün aktörleri tanıyan eski Somali Büyükelçimiz Kani Torun’dur.
3. Mısır ve Suudi Arabistan liderleri ile acilen görüşülerek, her iki tarafa da gönderilecek ortak bir heyet oluşturulmalıdır.
4. Bu üç ülke, Berbera Limanı’nın işletmesini elinde bulunduran BAE ile ilişki kurarak İsrail’in bu yıkıcı politikaları ve Somali’de vekalet savaşlarına yol açabilecek gelişmeler hakkında uyarılarda bulunmalıdır.
5. Üç ülke lideri eşzamanlı ve koordineli bir şekilde ABD Başkanı Trump ve İngiltere Başbakanı Starmer ile görüşerek bu ülkelerin Somali’nin bölünmesini tanımalarının önüne geçmelidir.
6. Somaliland nüfusunun yarısını temsil eden ve bu bölünmeyi kabul etmeyerek Mogadishu’ya bağlılığını ilan eden Northeastern State federal yönetimi ile derhal iletişim kurulmalıdır.
7. Gelişmelerin önlenemez bir tırmanışa geçmeden önce, bu üç ülke Afrika Birliği Dönem Başkanı Angola ve İslam İş birliği Teşkilatı Dönem Başkanı Gambiya ile iletişim kurarak, Somali’nin birliğinin korunması için gerekli diplomatik girişimlerin yapılması çağrısında bulunmalıdır.”
“BÜTÜN ÜLKELER VE LİDERLER TARİH ÖNÜNDE BÜYÜK BİR VEBAL ALTINDADIR”
“İsrail, her adımıyla Hazar’dan Aden’e, Doğu Akdeniz’den Körfez’e uzanan bir hegemonik düzen kurma çabasındadır. Bu gelişme, aynı zamanda Abraham Anlaşmaları olarak bilinen emperyalist planın, İslam dünyası ve Afrika’yı daha da küçük parçalara ayırma amacı taşıdığını gözler önüne sermektedir. Bunu engellemek için harekete geçmeyen tüm ülkeler ve liderler, tarih önünde büyük bir vebal altındadır.”




