Türkiye Büyük Millet Meclisi (TBMM) Genel Kurulu’nda 11. Yargı Paketi’nin görüşmeleri dün itibarıyla başladı. Görüşmelerde Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) milletvekillerinin yapmış olduğu konuşmalar dikkat çekti. CHP İstanbul Milletvekili Turan Taşkın Özer, torba yasa uygulamasına dair yaptığı değerlendirmede; “Milattan önce 98’de torba kanun yapmak Roma’da yasaklanmış. Konunun tekliği ilkesi gereğince yasak. Yani, ne demek? Birbiriyle ilgisi olmayan kanunların aynı anda, aynı yasayla Meclis ve senatodan geçmesi yasak. Bu, şu demek: İnsanlık konuyu milattan önce 98’de çözmüş; siz bırakın torbayı, çuvallara doldurup doldurup kanun tekliflerini buraya getiriyorsunuz” ifadelerini kullandı.
Özer, teklif kapsamında avukatların disiplin cezalarına yönelik düzenlemelere de değinerek; “Mesleği hakkıyla yapan bir hukukçuyu, salt savcının hayal dünyasında ürettiği, çekememezliğinden türettiği iddialarla kuyu tipi hücrelere kapatan bu düzen, bugün bize avukatlık etiğinden, avukatlık mesleğinin disiplininden bahsedemez. Hakkında ifade veren iftiracı beyanlarının yalan olduğunun ispatlanmasına rağmen hâlâ tutukluluk hâlinin devam etmesi, iddianamede kendisine ait bölümün özellikle kırmızı renkle yazılarak hedef gösterilmesi hiçbir yargı paketiyle düzeltemezsiniz” diye konuştu.
İstanbul Büyükşehir Belediyesi (İBB) iddianamesine ilişkin de yorum yapan Özer; “Âdeta her noktası milyon dolarlık bir senfoniyi hep birlikte dinliyoruz, izliyoruz. Bu kadar gizli tanık bir anda nasıl türedi? İBB iddianamesi çıktı, bir anda bir gizli tanık patlaması oldu, yazık. Meclis’in Genel Kurulu’nda kanunlar tartışılırken dışarıda hukuk katlediliyor” şeklinde görüş bildirdi.
TBMM Genel Kurulu’nda söz alan CHP Aydın Milletvekili Süleyman Bülbül de, “Yirmi üç yıllık AKP iktidarında bizler, yirmi üç yıl sonra, 59 bin kişinin cezaevinde bulunduğu bir ülkeden şu anda 428 bin kişinin cezaevinde bulunduğu bir ülke hâline geldik. Bunun nedenlerini ortaya koymak lazım. Bunun birinci nedeni, Türkiye’de ‘reform, reform’ diye ortaya çıkıp ‘yargı strateji belgeleri’ adı altında 2009’da, 2015’te, 2019’da; dördüncüsü 2025’te çıkarılan yargı strateji belgesiyle, iki insan hakları eylem planlarıyla Türkiye’de demek ki adalet sağlanmamış” açıklamasında bulundu.
Bülbül, “Bu paket de reform paketi olarak getirildi” diyerek; “Reform ne demek? ‘Düzeltme’ demek. Demek ki yirmi üç yılda Türkiye’de adalet konusunda, hukuk devleti konusunda yapılanlar düzeltme noktasına gelmiş durumda. 2017’deki Anayasa değişikliğiyle getirilen Cumhurbaşkanlığı hükümet sisteminde bu düzeltmenin yapılabileceği mümkün mü? Mümkün değil çünkü yasama niteliğini, etkin niteliğini bitirmiş durumda, yargı bağımsızlığı da ortadan kalkmış durumda” şeklinde konuştu.




