1. Haberler
  2. SİYASET
  3. Karadeniz’de Artan Riskler ve Türkiye’nin Stratejisi

Karadeniz’de Artan Riskler ve Türkiye’nin Stratejisi

featured
service
Paylaş

Bu Yazıyı Paylaş

veya linki kopyala

CHP Genel Başkan Yardımcısı Emekli Tümamiral Yankı Bağcıoğlu, Cumhuriyet’in sorularını yanıtladı.

– Yakın zamanda, Rusya’nın gölge filosu Ukrayna tarafından hedef alındı. Ardından, Ukrayna’daki limanlarımızda bulunan ticari gemilerimiz Rusya tarafından vuruldu. Karadeniz’deki risk durumu artıyor mu? Türkiye bu süreçte hangi konumda?

Rusya-Ukrayna Savaşı’nda kara harekâtından elde edilen ilerlemeler duraklama aşamasına geldi. Kara cephesi sabitlenince, her iki taraf da hava harekâtına yöneldi. Ukrayna, Rusya’nın petrol rafinerilerini hedef alırken, Rusya, Ukrayna’nın enerji ve ısıtma tesislerini vuruyor. Her iki tarafın amacı, rakiplerinin savaş iradesini kırmak. Rusya’nın gölge filosunun üç tankerinin vurulması, bizim münhasır ekonomik bölgemizde gerçekleşti; ancak bu durum, devletlerin güvenliği sağlama yükümlülüğünü doğurmuyor. Arama kurtarma faaliyetleri zorunlu hale geliyor. Bizim ekiplerimiz de saldırıya uğrayanları kurtardı. Ukrayna limanında vurulan gemimizle ilgili farklı söylentiler var. Gıda taşıdığı ama içinde jeneratörler de bulunduğu iddia ediliyor. Rusya’nın enerji ve ısıtma sistemlerini hedef alması nedeniyle jeneratörlerin bu sistemleri ikame edeceği ifade ediliyor.

– Savaş sırasında jeneratör taşımak sorun teşkil eder mi?

Jeneratör, harp malzemesi olarak kabul edilmez. Hem askeri hem de hukuksal açıdan jeneratör taşımanın bir sakıncası yok.

– Tam bu konuları tartışırken, bir İHA Ankara sınırına kadar geldi ve düşürüldü. İHA’nın başkente ulaşması nasıl mümkün oldu?

Bence, tespit edildi, takip edildi ve vuruldu.

‘30 YIL GEÇ KALDIK’

– Takip edilmiş olsa bile, Ankara sınırına kadar girmesi, Türkiye’nin hava savunma sisteminin yetersizliğini göstermiyor mu?

Savunma sanayinde bu konuya yeterince önem verilmediğini eleştirmek mümkün, ancak Türk Silahlı Kuvvetleri’ni ayrı tutmalıyız. Görevdeki personelin moral ve motivasyonunu düşürmemek gerekir. Bu durumdan ders almalı ve zafiyetleri gidermeliyiz. Hava tehdidi uzun yıllardır devam ediyor. Körfez krizi döneminde, entegre hava savunma sistemimiz, tıpkı İsrail’deki gibi, oluşturulmalıydı ama bu fırsat kaçırıldı. 30 yıllık gecikmeyle 2024’te Çelik Kubbe projesine başlandı. Sadece birkaç F-16’nın envantere girmesi de başka bir sorun. Kaan önemli bir kazanım, ancak uçuşa geçmesi 2035’i bulacak. Savunma sanayisinde gelişen tehditlere karşı önlemler alınmalı. Günümüzde savunma sanayisinde 3 binden fazla proje var. Bu projeler milli güvenlik ön planda tutularak önceliklendirilmelidir. Kaynaklar kısıtlı, tehdit büyük. Bürokratların kariyer hesapları ya da iç politikaya yönelik seçim yatırımları için kaynak ayıracak durumda değiliz.

– Öncelik verilmemesi gereken projelere mi kaynak aktarılıyor?

Örnek vermek gerekirse, uçak gemisi konusu. Uçak gemisi, 2017-2018 yıllarında Deniz Kuvvetleri’nin hedefleri arasında yer aldı. Ancak şu an için Türkiye için bir lüks. Çünkü maliyeti oldukça yüksek. Öncelikle Çelik Kubbe’yi tamamlayalım. Kaan’ın uçuşa geçmesini bekleyelim.

– MSB, İHA’nın hangi ülkeye ait olduğuna ilişkin neden bilgi vermedi?

Karadeniz’de, Türkiye dışında uçabilecek üç ülkeden bahsedebiliriz; Ukrayna, Rusya ve ABD. NATO, son dönemde Karadeniz’de taraf olmamak adına İHA uçurmuyor. MSB, ilk açıklamada “Kontrolünü kaybetti” dedi. Bu, gerçek olabileceği gibi, bilinçli bir şekilde Türkiye’nin tepkisini ölçmek amacıyla yapılmış da olabilir. Almanya, Danimarka ve Polonya’da benzer durumlar yaşandı.

– Türkiye, Rusya-Ukrayna savaşında bir yere mi çekilmek isteniyor?

Geçmişte, Karadeniz’e kıyısı olmayan NATO üyesi devletlerin, kolayca bölgeye girebilmesi için farklı yöntemler geliştirilmişti. Bugün de Türkiye’nin savaşa dahil olması için girişimlerde bulunulabilir; fakat Türkiye, Karadeniz politikasını uzun yıllardır dikkatli, tutarlı ve doğru bir şekilde uyguluyor. Montrö’nün uygulanması ve Rusya ile Ukrayna ile ilişkilerin eşit yürütülmesi, bu girişimleri boşa çıkarıyor.

– Karadeniz’in “barış denizi” olarak anılmasının nedeni Montrö anlaşmasıdır. Ancak ABD ve diğer ülkeler bu durumdan memnun değil. Montrö’nün esnetilme ihtimali var mı?

Montrö, Karadeniz’deki güvenliğin en büyük teminatıdır. Esnetilmesine ihtimal vermiyorum. Çünkü Montrö, Türk milleti tarafından sahiplenilmiştir. Montrö’nün uygulanmasının savaşın şiddetini nasıl azalttığı, emekli amirallerimizin uyarılarının ne kadar doğru olduğunu göstermektedir.

– Son olaylara bakıldığında, Türkiye Karadeniz’de ek önlemler almalı mı?

Savaşın başladığı Şubat 2022’den bu yana, Türk hava sahasına İHA/dron sızması yalnızca Haziran 2022’de Gümüşhane’de bir kez yaşanmışken, son bir hafta içerisinde üç İHA/dron sızması dikkat çekici. Bu durum, Kırım ya da Karadeniz’deki Rus gemilerinden atılması sonucu olabileceği gibi, provokasyon girişimi de olabilir. İHA’ların kim tarafından veya hangi nedenle gönderildiğinden bağımsız olarak, tüm olasılıklar göz önünde bulundurulmalı ve gerekli önlemler alınmalıdır.

– Hangi önlemler alınmalı?

Savunma sanayisi yönetiminde tehdit temelli ve sonuç odaklı bir paradigma değişikliğine gidilmeli. Yönetim yapısı; siyasi saiklerden, firma kayırmacılığından ve günübirlik tercihlerden arındırılmalı. Kaynak aktarımı, kritik ve acil projelere yönlendirilmelidir. Bölgesel tehditler dikkate alınarak; Hava Kuvvetleri Komutanlığı alarm-reaksiyon nöbeti konuşlanma üsleri ve hazırlık seviyeleri yeniden düzenlenmelidir. Hızlı ve kesintisiz reaksiyon için, angajman kurallarının ilan ve iptal yetkisi Hava Kuvvetleri Komutanlığı’na devredilmelidir. Karadeniz başta olmak üzere tehdit artışı yaşanan bölgelerde, hava gözetleme faaliyetleri, fırkateyn ve korvetlerle desteklenmelidir. Sayıca yetersiz kalan Hava İkmal Komutanlığı uçaklarının tamamlanması için; MURAD AESA radarıyla donatılmış AKSUNGUR ve AKINCI TİHA’lar, tamamlayıcı unsur olarak kullanılmalıdır.

Küçük İHA ve drone tehditlerinin ülke içinden fırlatılma ihtimali göz önünde bulundurularak, kolluk kuvvetleri gerekli önlemleri almalıdır. Sahil Güvenlik Komutanlığı, tehdit bölgelerindeki yabancı bayraklı gemi trafiğini yakından izlemelidir. Olası provokasyonlara karşı; askeri birlikler ve kritik tesislerde kuvvet koruma tedbirleri artırılmalıdır.

AVRUPA’DA ‘SIRA BİZE GELİR’ KORKUSU VAR

– NATO Genel Sekreteri Rutte, Rusya’nın önümüzdeki beş yıl içinde Avrupa’ya saldırabileceğinden bahsetti. Sizin öngörünüz nedir?

Avrupa, güvenlik ve refah dengesi arasında refahı seçti. İkinci Dünya Savaşı’nın en güçlü ordusu olan Almanya bile harekât yeteneğini kaybetti. AB, yıllardır NATO ve ABD’ye güveniyor. Ancak Rusya-Ukr

Karadeniz’de Artan Riskler ve Türkiye’nin Stratejisi
Yorum Yap

Tamamen Ücretsiz Olarak Bültenimize Abone Olabilirsin

Yeni haberlerden haberdar olmak için fırsatı kaçırma ve ücretsiz e-posta aboneliğini hemen başlat.

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Giriş Yap

Asistantr ayrıcalıklarından yararlanmak için hemen giriş yapın veya hesap oluşturun, üstelik tamamen ücretsiz!

KAI ile Haber Hakkında Sohbet
Sohbet sistemi şu anda aktif değil. Lütfen daha sonra tekrar deneyin.