Türkiye Büyük Millet Meclisi (TBMM) Genel Kurulu’nda, 2026 Yılı Merkezi Yönetim Bütçe Kanunu Teklifi ile 2024 Yılı Merkezi Yönetim Kesin Hesap Kanunu Teklifi üzerindeki görüşmeler sürüyor.
CHP Grup Başkanvekili Ali Mahir Başarır, partisinin görüşlerini dile getirdiği konuşmasında önemli noktaları vurguladı:
“Uzun süredir burada emeklilerin, işçilerin sorunlarını, faizi ve yoksulluğu konuşma fırsatını bulamadık. İktidarın temsilcilerinden hiçbiri, emekli maaşları, asgari ücret ve yoksulluk hakkında muhalefetin eleştirilerini değerlendirmedi. Bütçe görüşmelerinin öncesinde, AKP Genel Başkanı ve Cumhurbaşkanı Erdoğan, ‘zengini daha zengin, fakiri daha fakir yapan bu düzen sürdürülemez’ ifadelerini kullandı. Ancak insan sormadan edemiyor; bu ülkeyi kim yönetiyor? 23 yılın sonunda bu durum mu tespit edildi? 86 milyonun hazinesini yüzde 60’a varan faiz oranlarıyla borçlandıran Cumhuriyet Halk Partisi mi? 1 milyar dolara mal olan Osmangazi Köprüsü’nü 6 milyar dolar garanti vererek yandaş bir şirkete veren muhalefet mi? Milyarlarca dolarlık ihale alan şirketlerin vergi ve sigorta borçlarına af getiren CHP mi? Bu ülke ‘kur korumalı mevduat’ uygulamasını yaşadı ve hazinenin borcu 243 milyarken 3,2 trilyona yükseldi.”
2018 yılındaki durumu hatırlatmak gerekirse, bu sistem gelmeden önce enflasyon yüzde 11 seviyesindeyken, bugün yüzde 70’lere ulaşmış durumda; dolar 5 lira iken şimdi 43 lira. Faiz oranları yüzde 18’lerden yüzde 60’lara fırladı. 2018 yılında kamu borcu 1 trilyonken, bu rakam 13,2 trilyona çıkmış. Ülkeyi bu duruma getiren muhalefet mi? Maliye Bakanı da bir tespit yaptı; ‘çok kazanandan çok, az kazanandan az vergi almalıyız’. Bu doğru, fakat neden bunu hayata geçirecek yasayı getirmiyorsunuz? Sizi engelleyen bir şey yok ama bunu yapamazsınız çünkü sorumluluğunuz 86 milyon emekliye ve işçiye değil, bir avuç şirkete karşı.”
“16 TRİLYONLUK BÜTÇE GELİRİNİN YÜZDE 22’SİNE DENK GELEN VERGİYİ AFFEDİYORUZ”
Vergide adaletin sağlanması gerektiğini her zaman vurguladık. 16 trilyonluk bütçe gelirinin yüzde 22’sine tekabül eden vergiyi affediyoruz. Bu affın bir kısmı işçiler, asgari ücretliler ve emekliler için olsa da, çoğunluğu kurumlar vergisi. Bunu tartışamıyoruz. Gençlerin büyük hayali iPhone marka bir telefon almak; ancak ülkemizde bir asgari ücretlinin bu telefona sahip olabilmesi için 135 gün çalışması gerekiyor. Oysa İsviçre’de bu süre 4, Almanya’da 10, Fransa’da ise 12 gün. Bu konuları gündeme getiremiyoruz. Emekli maaşı 16 bin 880 lira olan bir kişinin, milletvekillerinin düşük bütçeli otellere sığındığını belirtmesiyle tartışmalar başlıyor. Kira enflasyonunda Türkiye birinci sırada; Ankara, İstanbul ve İzmir’de kira ortalaması 30 bin lira. Asgari ücreti ne yapacaksınız?”
Ülkemizdeki durum içler acısı; asgari ücreti ve emekli maaşını alan çalışanların toplam kredi ve kredi kartı borcu 5,7 trilyon lira. Yılda 1,2 trilyon lira faiz ödeniyor ve kredi kartı borçları sebebiyle 4 milyon 180 bin insan icra takibine maruz kalıyor. Bu tablo gerçekten ürkütücü. Ancak buraya gelen milletvekilleri 1930’lar, 1940’lar ve 1950’lerle ilgili tartışmalar yapıyor. Bugünü, sefaleti, açlığı ve intiharları konuşmak yerine geçmişi ele alıyoruz. ‘Bu ülkede toplu iğne bile üretemiyorduk’ diyorlar. Cumhuriyetin kuruluşundan bu yana 104 kamu şirketi özelleştirildi. Peki, bunları ne kadara sattık? 2025 yılına kadar birikimlerimiz 65 milyar dolara satılmış durumda. Bu da 2,7 trilyon lira yapıyor. Ne acıdır ki, 2026’da faiz kalemine ayırdığınız rakam da 2,7 trilyon lira.”
“TÜİK ENFLASYONU 1 PUAN EKSİK HESAPLADIĞINDA EMEKLİNİN AYLIĞINDAN 38 MİLYAR ÇALIYOR”
Devlet kurumları maalesef kötü yönetiliyor. TÜİK, enflasyonu 1 puan eksik hesapladığında emeklinin aylığından 38 milyar lira eksik hesaplama yapıyor. Bunu dile getirdiğim için 150 bin liralık bir dava açıldı. O parayı bulurum, ama TÜİK, milyonlarca emeklinin ve işçinin hakkını verebilir mi? Veremez. Ayrıca, RTÜK; ailemize hakaret eden televizyon kanallarına yönelik herhangi bir sorgulama yapmazken, sizi eleştiren kanallar ceza alıyor. Ankara Belediyesi ‘suyu tasarruflu kullanın’ dediğinde, TRT ‘eyvah! Ankara’da su kesintileri başlıyor’ şeklinde tweet atıyor. Kurumları ne hale getirdiniz? Rekabet Kurumu ve Gümrükler Muhafaza Genel Müdürlüğü Can Holding soruşturmasında kaçakçılara yardım sağlamış durumda; suçlu. Fakat burada oturanlardan hiçbiri yargılanmadı; hesap soran yok.”
“BİR ŞEYİ KONUŞMUYORUZ; BARONLARI, TÜRKİYE’NİN ESCOBAR’I NEREDE?”
Mersin Limanı’nda 8,5 milyon uyuşturucu hap ele geçirildi. Uyuşturucunun geldiği ülkeler Kolombiya ve Venezuela; fakat baron yok! Ama şu an sanatçılarla ve kulüp başkanlarıyla uğraşıyoruz. Bugün, Getir’den daha kolay bir şekilde insanlar uyuşturucuya ulaşabiliyor. Her sokakta, mahallede uyuşturucu satılıyor ve çocuklarımız tehlikede. Ancak baronları konuşmuyoruz. Türkiye’nin Escobar’ı nerede? Neden on yıldır bir tek baronu mahkeme önüne getirmediniz? Bu konuyu dile getirdiğimiz için fezlekelerle karşılaşıyoruz. Bugün kulüp başkanlarını ve sanatçıları ifşa ederken, baronları neden konuşmuyoruz?”
Adaletle ilgili söylenecek çok şey var. 14 yıl önce Ergenekon ve Balyoz davalarında insanlara eziyet ettiniz; aradan yıllar geçti, daha beter bir durumla karşı karşıyayız. Bir ceza avukatı olarak yaşadıklarım dehşet verici. Herkes burada belediyelerin davalarının savcısı gibi konuşuyor. Burada avukat arkadaşlarımız, eski savcılar ve hâkimler var. Bu kadar belediye başkanını tutukladıktan sonra hala bazıları için ‘deliller toplanamadığı için’ diyorsunuz. Peki, neden bu insanları delilleri toplamadan tutukladınız?”
Bugün hukuk maalesef ayaklar altında. Bu nedenle, bu ülkede mevcut düzenin değişmesi gerekiyor. Cumhurbaşkanının belirttiği gibi, yarattığı bu karanlık ve kirli sistemi hep birlikte değiştirmeliyiz. Zengini daha zengin, fakiri daha fakir yapan, zenginden az, işçilerden daha fazla vergi alan bu sistemi değiştirmek zorundayız.




