İzmir Büyükşehir Belediyesi (İzBB) bağlı kuruluşu İZBETON A.Ş’ye yönelik “yolsuzluk” iddialarıyla başlatılan soruşturma çerçevesinde tutuklanan eski belediye başkanı Tunç Soyer’in eşi Neptün Soyer ve avukat kızı Defne Soyer, SÖZCÜ TV’ye açıklamalarda bulundu.
SÖZCÜ TV Genel Yayın Yönetmeni İpek Özbey’in yönelttiği soruları yanıtlayan Neptün ve Defne Soyer, tutukluluk sürecinin aile üzerindeki etkilerini, Tunç Soyer’in cezaevindeki yaşamını ve devam eden hukuki süreci aktardı.
Neptün Soyer, yaşananların zorluğuna vurgu yaparak, “Tunç’un ve sağlığımızın yerinde olması çok önemli. Ancak yine de moralimiz bozuluyor, üzülüyoruz. Defne ile birlikte Tunç’u göreceğimiz düşüncesiyle yola çıkıyoruz ve iyi olmaya çalışıyoruz.” ifadelerini kullandı.
Her gidiş gelişin toplamda 130 kilometre olduğunu belirten Soyer, “Örneğin, Tunç’un iş arkadaşlarına selam götürmek için 140 kilometre yol katettik,” dedi. Başlangıçta güçlü durarak Tunç’u da güçlü tutacaklarını düşündüklerini ancak Tunç’un kendilerini ayakta tuttuğunu ifade etti. “Gerçekten Tunç gibi; ismiyle müsemma bir duruşu var. Suçsuzluğunun verdiği cesaretle orada büyük bir direniş sergiliyor.” şeklinde konuştu.
Neptün Soyer, tutukluluk süresinin 168 gün olduğunu belirterek, “Ne zaman çıkacak bilmiyoruz. Bekleyeceğiz,” dedi. Bu durumun sadece Tunç Soyer’in değil, tüm memleketin meselesi olduğunu vurguladı.
Defne Soyer ise, her gün babasını görebildiği için kendini şanslı hissettiğini, avukat olmanın avantajını yaşadığını dile getirdi. “Baba ile konuşmak adeta bir okul gibi. Babam içeride 70 kitap okudu, neredeyse her iki günde bir kitap bitirmiş.” diyerek babasının gündemi kendisinden daha iyi takip ettiğini belirtti.
Defne Soyer, avukat görüş kabinlerinin adeta bir okul haline geldiğini, hukuki meseleleri ve memleket sorunlarını babasıyla birlikte tartıştıklarını ifade etti. “Babam gibi düşünmek, bize güç veriyor. Zor koşullara rağmen yaşamın güzelliğine inanmaya devam ediyoruz.” dedi.
Son olarak, dolandırıcılık suçlamalarının haksız olduğunu belirten Defne Soyer, “Bizim dosyamızda dolandırıcılığın unsurları yok. Kentsel dönüşümde şeffaf bir yaklaşım sergiliyoruz. İddianamede bile ‘kişisel menfaat temin etmemiştir’ ifadesi yer alıyor. Kamu zararı söz konusu değil.” şeklinde konuştu.
