Science dergisinde yayımlanan ve New York Times’ta yer alan bir araştırma, Marmara Denizi altındaki faylarda artan sismik hareketliliğe dikkat çekerek İstanbul için 7 ve üzeri büyüklükte bir deprem olasılığını gündeme taşıdı. Araştırmanın ardından kamuoyunda başlayan tartışmalara farklı görüşlerle katkıda bulunan deprem uzmanları, konunun ciddiyetine vurgu yaptı.
DEPREM UZMANLARINDAN FARKLI GÖRÜŞLER
Jeolog Prof. Dr. Şener Üşümezsoy, Marmara’daki fayların büyük bir deprem üretecek kadar stres biriktirmediğini öne sürdü. Üşümezsoy, öne sürülen büyük deprem senaryolarının bilimsel bir dayanağının bulunmadığını belirtti. Bu açıklamalar, bilim camiasında süregelen fikir ayrılıklarını yeniden gündeme getirdi.
PROF. DR. OKAN TÜYSÜZ’ÜN GÖRÜŞLERİ
Jeolog Prof. Dr. Okan Tüysüz ise Marmara Denizi’ndeki sismik hareketliliğin bilimsel veriler ışığında dikkatle incelenmesi gerektiğini vurguladı. Tüysüz, bölgede büyük bir deprem olasılığının hala mevcut olduğunu ve son meydana gelen depremlerin fay hatları üzerindeki gerilimi artırdığına dair bulgular bulunduğunu ifade etti.
MARMARA’DA STRES BİRİKİMİ
Almanya’daki Helmholtz Yerbilimleri Merkezi tarafından yürütülen çalışmada, Marmara Denizi altındaki Ana Marmara Fayı’ndaki sismik hareketlerin son yıllarda batıdan doğuya doğru ilerlediği gözlemlendi. Araştırmada, bu sürecin İstanbul’a daha yakın olan kritik fay segmentlerinde gerilim birikimine yol açtığı kaydedildi.
2011 ve 2012 yıllarında Marmara’nın batı ve orta kesimlerinde meydana gelen depremler ile 2019 Silivri depremi ve 23 Nisan 2025’te yaşanan 6,2 büyüklüğündeki sarsıntı, batıdan doğuya doğru ilerleyen bir kırılma dizisini işaret ediyor. Bu depremlerin, uzun süredir kırılmamış fay segmentlerine doğru zincirleme bir stres aktarımına neden olduğu vurgulandı.
“ZAMANLAMANIN DEĞİŞEBİLECEĞİ VURGUSU”
Prof. Dr. Okan Tüysüz, 6,2 büyüklüğündeki depremden sonra yaşanan artçı sarsıntıların doğu yönünde ilerlemesinin, Adalar ve Avcılar açıklarındaki kilitli fay parçaları üzerinde ek stres oluşturmuş olabileceğine dikkat çekti. Bu durumun, beklenen büyük Marmara depreminin zamanlamasını etkileyebileceği öne sürüldü.
Kamuoyunda zaman zaman dile getirilen “Marmara’da büyük deprem olmayacak” iddialarının bilimsel bir dayanağı olmadığını belirten Tüysüz, Marmara Bölgesi’nde son büyük depremin 1766 yılında meydana geldiğini ve o tarihten bu yana faylarda yeniden stres birikiminin devam ettiğini ifade etti.




