Kademeli emeklilik bekleyen emekçiler, Emeklilikte Adalet Arayanlar Derneği (EMMADER) öncülüğünde Kadıköy İskele’de bir basın açıklaması gerçekleştirdi. “Bizler emekli değiliz, EYT’li değiliz. Bizler emekli olmaya hak kazandığı halde adaletsiz yasalar nedeniyle emekli olamayan, emeklilikte kademe bekleyenleriz. Lütfen bizi emekli veya EYT’li olarak nitelendirmeyin” diyerek basın mensuplarına seslenen emekçiler, çağrılarında şu ifadelere yer verdi:
“17–20 YIL DAHA FAZLA ÇALIŞMAYA MAHKÛM EDİLDİ”
*Bu ülkenin fabrikalarında, atölyelerinde, sanayilerinde, pazarlarda ve masa başlarında emek veren milyonlarca kişinin emeklilik hakkı için buradayız. Sabahın soğuk havasında, akşamın karanlığında ve gecenin sessizliğinde vardiyaya koşan memurlar, stajyerler, Bağkur’lu esnaflar ve değerli askerlerimiz, polislerimiz…
*O insanların haklarını savunmak için buradayız. 25 yılını doldurmuş bir annenin hala 20 yıl daha çalışmak zorunda kalmasını ve doğum borçlanması hakkının olmamasını sorgulamak üzere toplandık. 7438 sayılı yasayla EYT düzenlemesi yürürlüğe girdi; ancak bu düzenleme yeni bir mağduriyetin kapısını açtı.
*8 Eylül 1999 tarihinden önce işe başlayanlar 38-43 yaşında emekli olurken, aynı işyerinde, aynı yaştaki bir gün sonra sigortalı olan milyonlar, tam 17-20 yıl daha fazla çalışmak zorunda bırakıldı. Şu an geldiğimiz noktada, primler tamam, hizmet süreleri doldu, yaş da geçiyor ama keyfi yasalarla haklarımız gaspediliyor.
“BU ÜLKENİN CUMHURBAŞKANI 46 YAŞINDA EMEKLİ OLDU”
*”Bir gün farkla 20 yıl kaybetmek hangi hukuka, vicdana ve adalete sığar?” diye soran emekçiler, “Sayın Bakanlar, Sayın Vekiller; hatalı bir yasayı savunmak için sosyal güvenlik gibi kritik bir konuda liyakatsiz açıklamalarda bulunuyorsunuz. Sizler, çalışma hayatı üzerine akademik unvan taşıyan insanlarsınız.
*Bu ülkenin Cumhurbaşkanı 46 yaşında emekli oldu. Oğlu 43 yaşında EYT ile emeklilik hakkı kazandı, fakat vatandaşa mezarda emekliliği dayatıyorsunuz. 60 yaş için bile erken diyebiliyorsunuz. Size gelince normal emeklilik bir nimet olurken, bizim için erken emeklilik bir külfet mi?” şeklinde tepkilerini dile getirdiler.
BİR ÇAĞRI DA BAKANA
Emekçiler, Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Vedat Işıkhan’a yönelik olarak, “Bu kürsüden size bir çağrıda bulunuyorum. ‘Bir dakika’ süren bir önerge, ‘Bir gün’ farkla çalınmış 17 yıl, ‘Bir satır’ tutanakla ortaya çıkmış gerçek… Bütün bunlara rağmen kapıyı kapatmak, bu devletin vicdanına yakışmaz. Şunu bir kez daha belirtmek istiyorum: Sizden randevu talep ediyorum. Yanımda kimse olmayacak. Soru sormayacağım, tartışmayacağım. Siz anlatın, ben dinleyeyim. Bir gün farkla 17-20 yıl gecikmiş emeklilik hakkının nasıl adalet olduğunu bana anlatın. Eğer beni ikna ederseniz, bir daha talepte bulunmayacağım. Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı olarak, kendi devletimin bakanından adaletin izahını duymak istiyorum” ifadelerini kullandı.
Açıklamanın sonunda Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’a da seslenen emekçiler, şunları kaydetti:
“9 EYLÜL NEDEN ÜVEY EVLADI OLSUN?”
“Sayın Cumhurbaşkanım Recep Tayyip Erdoğan… Siz bu ülkenin lideri olarak her zaman, ‘Biz milletin ve vicdanın sesini dinleriz’ dediniz. İşte bu ses, burada; soğuk meydanlarda saatlerce bekleyen, aynı sofrayı paylaşıp farklı kaderleri yaşayan milyonların vicdan sesidir. Bugün size sadece bir soru yöneltiyoruz: 8 Eylül bu ülkenin evladıysa, 9 Eylül neden üvey evladı olsun? Bir gün… Sadece bir gün fark yüzünden, bir insandan 17-20 yıl alınabilir mi? Sayın Cumhurbaşkanım, biz kimsenin hakkına göz dikmiyoruz. Biz sadece hakkımız olan adaleti talep ediyoruz. Daha az çalışan emekli edilirken, daha fazla çalışanların görmezden gelinmesi kabul edilemez. Bu nedenle, EYT’nin eksik kalan parçası olan Kademeli Emeklilik Yasası bir an evvel çıkarılmalıdır. Bir gün fark yüzünden bir ömür kaybeden milyonların hakkı iade edilmelidir. Bu mücadele, ne siyasetin dili, ne sloganın gölgesi, ne de tartışmanın konusu değildir.
“SAYIN CUMHURBAŞKANIM SİZE ULAŞMAKTA ZORLANIYORUZ”
Bu; vicdanın sesidir. Bu; adaletin çağrısıdır. Bu; helallik arayışıdır. Hepimiz biliyoruz ki, adalet gecikirse, adalet olmaktan çıkar. Sayın Cumhurbaşkanım, size ulaşmakta zorluk yaşıyoruz. Araya giren makamlar, protokoller, kapılar, takvimler… Sesimiz çoğu zaman size ulaşamıyor. Ancak biliyoruz ki, bir kez dinlerseniz, bir gün farkla kaybedilen 20 yılın hikâyesini duyduğunuzda, ‘Bu doğru değildir’ diyeceksiniz. Biz külfet değiliz. Biz, sabahın soğuk havasında yola çıkan işçileriz. Biz, makine başında geceyi sabaha bağlayan emekçileriz. Biz, tırnaklarıyla geçinen ana babalarız. Biz, evlatlarına onurlu bir gelecek bırakmak isteyen emekçileriz. Kademeli emeklilik bir yasa değil; bu milletin helallik arayışıdır. Bir gün kademeli emeklilik, bu ülkenin en büyük gerçeği olacak. Alın teri, bu kez karşılıksız kalmayacak!”
