Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) tarafından hazırlanan “Manzara-i Umumiye” başlıklı raporda, Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi ile yürütme üzerindeki denetim ve sınırlamaların neredeyse tamamen ortadan kaldırıldığı, devlet geleneği ve bürokratik liyakat anlayışında ciddi bir bozulmanın yaşandığı ifade edildi.
‘KRİZLERİN REJİMİ’
Raporda, yüzlerce yılda oluşmuş bürokratik liyakat ve sorumluluk ilkelerinin “sözde yenilikçilik” adı altında hiçe sayıldığına dikkat çekildi. “Tek adam rejimi, siyasi ve ekonomik krizlerin rejimi haline gelmiştir” ifadesine yer verildi. Bu sistemin Türkiye’ye yalnızca “adaletsizlik, anayasa ve yasa tanımazlık, hukuksuzluk, yoksulluk, yolsuzluk ve zulüm” getirdiği belirtildi.
‘BELLEK SİLİNDİ’
Cumhurbaşkanlığı bünyesinde mevcut kamu yönetimindeki işlevleri olan kamu kurumları ile paralel yeni yapılar oluşturulduğu ifade edilerek, “Bazı kamu kurumları işlevsiz hale getirilmiş, bu yöntemle kamu yönetimindeki bellek silinmiştir” denildi.
‘PARTİZANCA ANLAYIŞ’
Raporda, işe alımlarda “partizanca bir anlayışın” egemen olması nedeniyle liyakat ilkesinin tamamen yok olduğu, uzmanlık ve yeterliliğin artık bir değer taşımadığı kaydedildi.
‘SARAY VE ÇEVRESİ…’
Yeni düzenin, kamu kaynaklarını denetimsiz ve adaletsiz bir şekilde dağıttığı vurgulandı. “Saray ve çevresi ile iyi ilişkiler kuranlar, kamu kaynaklarına haksız yere ulaşarak zenginleşirken, demokratik temsil ve hakça paylaşım isteyenler dışlanmakta ve cezalandırılmaktadır” ifadelerine yer verildi. Bu sistemin, toplumu da siyasi olarak ayrıştırdığı dile getirildi.
‘ANAYASA İHLALİ’
Kamu hizmetine girişte yasa önünde eşitlik ve liyakat ilkelerinin etkisiz hale getirildiği belirtildi. “Devlet aygıtındaki partizanlaştırma sürecinin” hız kazandığına dikkat çekilirken, “Bütçe sunumunun Cumhurbaşkanı Yardımcısı tarafından yapılması ve Cumhurbaşkanı’nın TBMM’yi muhatap almaması, anayasanın açık bir ihlalidir” değerlendirmesi yapıldı. Ayrıca, Türkiye Varlık Fonu gibi uygulamaların kamu mali yapısını olumsuz etkilediği ifade edildi.
821.5 MİLYARLIK YÜK!
Raporda, Kamu-Özel İşbirliği (KÖİ) projelerinin bütçe üzerindeki yüküne de dikkat çekildi. Bu projelerin 2026, 2027 ve 2028 yıllarında toplamda 821.5 milyar lira yük getireceği ifade edildi. Tahminlere göre, gelecek yıl bu projelerin bütçeye yansıması 238.5 milyar lira, 2027’de 274 milyar lira, 2028’de ise 309 milyar lira olacak.
‘SAKLANIYOR…’
Raporda, “Bu projelerin büyük bir kısmında fizibilite çalışmalarının doğru yapılmadığı sonradan anlaşılmakta, sözleşmeleri denetim elemanlarından ve milletvekillerinden ‘ticari sır’ gerekçesiyle saklanmaktadır” denildi.
‘SÖMÜREN DÜZEN’
Son günlerde eleştirilen MESEM uygulamasına da değinilen raporda, “AKP’nin eğitim ve istihdam politikaları adı altında yaygınlaştırdığı MESEM, çocuk emeğini sistematik bir şekilde sömüren bir düzen haline gelmiştir. Bu program, eğitim alması gereken çocukları ucuz iş gücü olarak kullanmanın bir aracı olarak işletilmekte ve ekonomik krizle boğuşan ailelerin çaresizliğini fırsata çevirmektedir” ifadelerine yer verildi.




