1. Haberler
  2. SİYASET
  3. CHP’nin Kapatılması İçin Suç Duyurusu Yapıldı!

CHP’nin Kapatılması İçin Suç Duyurusu Yapıldı!

featured
service
Paylaş

Bu Yazıyı Paylaş

veya linki kopyala

İstanbul Büyükşehir Belediyesi’ne (İBB) yönelik “yolsuzluk” iddiaları çerçevesinde başlatılan ve birçok kişinin tutuklandığı soruşturmanın iddianamesi dün yayınlandı. Bu iddianame, Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) hakkında dikkat çekici bir kararı da beraberinde getirdi.

CHP’NİN KAPATILMASI İÇİN SUÇ DUYURUSU

İddianameye göre, İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı, Ulusal Siber Olaylara Müdahale Merkezi (USOM) raporuna dayanarak, 11 milyon 360 bin 412 yurttaşa ait seçim sandık verilerinin CHP tüzel kişiliğinden usulsüz bir şekilde yayıldığını öne sürdü. Bu bağlamda, anayasanın siyasi partilere dair 68 ve 69. maddeleri ile “Siyasi Partiler Kanunu” (SPK) uyarınca Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı’na suç duyurusunda bulunma kararı alındı.

YARGITAY’A YAPILAN BİLDİRİM

İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı’na CHP ile ilgili anayasanın 68 ve 69. maddeleri ile SPK’nin siyasi partilerin kapatılmasına ilişkin usul ve esaslarını düzenleyen 101. ve devamı maddeleri gereğince bildirimde bulundu. Bildirimde, CHP’nin seçimlerin güvenilirliğine ve demokratik düzenin işleyişine müdahalede bulunduğu iddia edildi.

CHP’NİN KAPATILMASI YÖNÜNDE BİR BAŞVURU YAPILMADI

Bu bildirimin ardından, İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı kamuoyuna yaptığı açıklamada, “Cumhuriyet Halk Partisi’nin kapatılması yönünde bir bildirimde bulunulmamıştır; iddianamede de açıkça belirtildiği gibi Siyasi Partiler Kanunu gereği bir bildirimde bulunulmuştur” ifadelerini kullandı.

ANAYASA MADDELERİNE GÖRE NE YAZIYOR?

Başsavcılık tarafından talep edilen anayasa maddeleri, siyasi partilerin kapatılmasına ilişkin hükümleri içermektedir. Anayasanın 68. maddesinde, siyasi partilerin tüzük, program ve eylemlerinin devletin bağımsızlığına, ülke ve milletin bölünmez bütünlüğüne, insan haklarına ve hukuk devleti ilkelerine aykırı olamayacağı belirtiliyor. 69. maddede ise siyasi partilerin kapatılmasının Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısı’nın açacağı dava üzerine Anayasa Mahkemesi tarafından kesin olarak karara bağlanacağı ifade ediliyor.

KAPATMA SÜRECİ ANAYASA MAHKEMESİ TARAFINDAN İZLENEBİLİR

Başsavcılığın talep ettiği SPK’nin 101. maddesinde, Anayasa Mahkemesi’nin kapatma kararını anayasanın 68. maddesinde belirtilen aykırılıklar çerçevesinde verebileceği ifade ediliyor. SPK’nın 103. maddesi ise bir siyasi partinin anayasanın 68. maddesindeki aykırı eylemlerin odağı olup olmadığının yalnızca Anayasa Mahkemesi tarafından belirleneceğini düzenliyor.

‘KAPATMA DAVASI İÇİN HUKUKİ GEREKÇE ŞARTTIR’

İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı’nın bu eylemi, CHP’nin kapatılması hakkında tartışmalara yol açtı. Hukukçular, bildirimi ve iddianameyi Cumhuriyet gazetesine değerlendirdi.

Hukukçu Av. Bülent Yücetürk, İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı’nın kendi başına bir siyasi partinin kapatılmasını talep edemeyeceğini belirtti. Yücetürk, “Savcılık bir algı yaratmaya çalışıyor. İddianamenin mahkemece kabul edilmesi gerekiyor. Ancak ihbarda bulunulabilmesi için CHP’nin veri sorumlusuna karşı açılan davanın sonuçlanması ve mahkumiyet kararı çıkması gerekmektedir” dedi. Ayrıca Yücetürk, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın “ahtapotun kolları” ifadesinin iddianamenin girişinde kullanılmasına da dikkat çekerek, “Savcılık burada siyasete müdahale ediyor” diye ekledi.

‘DAHA ÖNCE GÖRÜLMEMİŞ BİR DURUM’

Anayasa Hukukçusu Prof. Dr. Şule Özsoy Boyunsuz, Başsavcılık’ın “rüşvet suçunu teşvik ederek bir suç odağı haline geldiği” yönünde bir kanaat oluşturmaya çalıştığını vurguladı. Özsoy Boyunsuz, “Alıştığımız kapatma davaları ulus devlete ve laikliğe yönelik eylemlerdi. Burada anayasa madde 68’deki aykırı eylemlere dair bir suç isnadı yok. Böylece Başsavcılık, daha önce hiç yaşanmamış bir durumu Yargıtay’ı dava açmaya zorluyor” dedi.

‘AMAÇ SİYASETE MALZEME YARATMAK’

Hukukçu Dr. Başar Yaltı, iddianamelerde önemli olanın ifade gücü ile suçlama ile deliller arasındaki bağı kurmak olduğunu belirtti.

Yaltı, “3900 sayfalık bir iddianamenin hızla okunup değerlendirilmesi mümkün değildir. Ancak iddianameyi Ceza Muhakemesi Kanunu (CMK) 170. maddesi çerçevesinde değerlendirmek mümkündür. İddianamede, şüphelilere yüklenen suçların delillerle ilişkilendirilerek açıklanması gerekir. Bir iddianamenin çok sayfalı olması önemli değildir. Asıl olan suçlama ile deliller arasındaki bağdır” şeklinde konuştu. Ayrıca, “İddianame, hikaye anlatmak için değil, suç olarak iddia edilen olayların ispat edilmesi için yazılır. Bu kadar çok sayıda şüpheli olan bir iddianame ile yapılacak yargılamadan sonuç beklememek gerekir” ifadesini kullandı.

İDDİANAME YANDAŞ MEDYAYA SIZDIRILDI

İddianamede yaşanan diğer bir tartışma ise, söz konusu belgenin İstanbul Cumhuriyet Başsavcısı Akın Gürlek’ten önce iktidara yakın Yeni Şafak gazetesine sızdırılması oldu. CHP Aydın Milletvekili ve TBMM Adalet Komisyonu CHP Sözcüsü Süleyman Bülbül, “Türkiye’de yargının Saray’a bağlı olduğunun göstergesi. İddianamenin içeriği avukatlardan önce yandaşlara sızdırıldı” dedi.

‘BELİRSİZLİK YARATAN MESAJLAR’

Ankara Barosu Başkanı Av. Mustafa Köroğlu, başsavcılığın önce Yeni Şafak’taki haberi yalanlayıp, ardından iddianamenin açıklanmasını “yargısal bir çelişki” olarak değerlendirdi. Köroğlu, “Yargı makamları arasındaki açıklama farklılıkları, soruşturmanın seyrine dair belirsizlik yaratmaktadır. Yargıya duyulan güvenin zedelenmemesi için süreçlerin tutarlılığı önemlidir” diye konuştu.

CHP’nin Kapatılması İçin Suç Duyurusu Yapıldı!
Yorum Yap

Tamamen Ücretsiz Olarak Bültenimize Abone Olabilirsin

Yeni haberlerden haberdar olmak için fırsatı kaçırma ve ücretsiz e-posta aboneliğini hemen başlat.

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Giriş Yap

Asistantr ayrıcalıklarından yararlanmak için hemen giriş yapın veya hesap oluşturun, üstelik tamamen ücretsiz!

KAI ile Haber Hakkında Sohbet
Sohbet sistemi şu anda aktif değil. Lütfen daha sonra tekrar deneyin.