Emek Partisi İstanbul Milletvekili İskender Bayhan, Plan ve Bütçe Komisyonu’nda Hazine ve Maliye Bakanlığı bütçesi üzerine gerçekleştirilen görüşmelerde önemli açıklamalarda bulundu.
Bayhan, yaklaşık 19 trilyon liralık bütçe gelirinin yüzde 85’inin vergilerden oluştuğunu vurgulayarak, “Bunun yalnızca 11,7’si kurumlar vergisinden geliyor. Yani, bütçedeki vergi gelirlerinin 8,5’unu işçilerden ve emekçilerden; sadece 1,5’unu ise sermayedarlardan alıyorsunuz. Gelirleri böyle topluyorsunuz. Ancak dağıtımda, dördünü sermaye sahiplerine, birini işçilere, emekçilere veriyorsunuz. Her gün 42 milyar 824 milyon lira vergiyi halktan topluyorsunuz. Dakikada 30 milyon lira vergi ödeyen halkın çocukları neden okullarda aç kalıyor? Neden parasız eğitim ve sağlık hakkı yok? Bu çelişkiyi neden görmüyorsunuz?” şeklinde sordu.
‘SERMAYEDARLARIN ÖDEMESİ GEREKEN VERGİLERDEN VAZGEÇİYORSUNUZ, ÖZERİNE TEŞVİK VERİYORSUNUZ’
Her yıl, sermayedarların ödemesi gereken trilyonlarca liralık vergiden vazgeçildiğine dikkat çeken Bayhan, “Yetmiyor, bir de üzerine teşvikler veriyorsunuz. Her 100 liralık verginin 26 lirasını zengin sermaye sahiplerinin kasasına aktarıyorsunuz. Yoksulluk sınırının altında ücret alan işçilerden vergi alırken yüzünüz hiç kızarmıyor. ‘Faiz ödemelerini azaltacağız’ diyorsunuz. Peki, neden hala halkın ödediği her 100 liralık verginin 20 lirası faize gidiyor? Servet vergisi almazsanız, lüks tüketimi vergilendirmezseniz ve yoksulluk sınırının altındaki ücretleri vergiden muaf tutmazsanız, vergide adalet üzerine söylediklerinizin hiçbir geçerliliği kalmaz. Vergide adalet sağlamak istiyorsanız, önce servet vergisi alacaksınız” ifadelerini kullandı.
Bayhan, “Bu yıl enflasyon tek haneye inecek, bütçe açığı kapanacak diyorsunuz. Üç yıl sonra ‘faizi borçla ödüyoruz’ dediğinizde, halka ‘sabır’, ‘bekleyin’, ‘dişinizi sıkın’, ‘bu sene de olmadı, seneye inşallah’ diyorsunuz. Ama biliyorsunuz ki, Türkiye kapitalizmi kısa dönemde istikrarlı bir gelişme sürecine giremeyecek. Saray rejimi, ekonomik durgunluk ve krizin yükünü halkın sırtına yıkmaya devam edecek. Türkiye, kara para, uyuşturucu, insan kaçakçılığı gibi kötü olayların merkezi olmanın ağır bedellerini ödemeye devam edecek. Bunların hepsinin farkındasınız ama yokmuş gibi davranıyorsunuz” dedi.
“Bütçe, ağır bir sömürü bütçesi olunca, uygulanma koşulları da ağır baskı koşulları oluyor” diyen Bayhan, iktidarın uygulamalarının 24 Ocak kararları ile 12 Eylül darbesi arasındaki mantıkla ilerlediğini belirtti. Bayhan, “Siz, sermayenin çürüyen ve çöken sömürücü düzeninin çarklarını; grev yasakları, seçme-seçilme hakkı, basın özgürlüğü, yargı bağımsızlığı ve kadın-erkek eşitliğini ayaklar altına alarak döndürmeye çalışıyorsunuz. Bu, Türkiye’de bizim yabancı olmadığımız cuntanın, 12 Eylül’ün sömürüyü ayakta tutma siyasetinin devamıdır. O günlerde olduğu gibi ‘her şey elimizde olsa da istediğimiz gibi yapabilsek’ diyorsunuz” şeklinde konuştu.
“GREV ALANLARINDA ‘ŞİMŞEK ŞAŞIRMA, SABRIMIZI TAŞIRMA’ SLOGANINI DAHA ÇOK DUYACAKSINIZ”
Bayhan, “Ama sizin deyiminizle ifade edelim Sayın Bakan: Yerli halk artık bu masallara inanmıyor. Bu yıl boyunca grev ve direniş alanlarında, işçi mitinglerinde en çok atılan slogan neydi biliyor musunuz? ‘Mehmet Şimşek şaşırma, sabrımızı taşırma!’ Önümüzdeki aylarda bu sloganı daha fazla duyacaksınız. İşçilerin, emekçilerin sabrı taşıyor. Bunu asla unutmayın Sayın Bakan. Tüm bunların dün olduğu gibi bugün de bize gösterdiği tek bir gerçek var: Bütçenizin adaleti ve bereketi, yerli-yabancı sermayenin şartlarına göre şekilleniyor. Size bir kez daha hatırlatıyoruz Sayın Bakan: Siz finans kapitalin, mali oligarşinin temsilcisiniz. Onları mutlu ediyorsunuz; onlar da her yıl sizi daha çok sevdiklerini söylüyorlar” dedi.
“BUNDAN BÖYLE SİZİN ADINIZ ‘TERS DÖNMÜŞ ROBİN HOOD’ OLSUN”
Bayhan konuşmasını şu sözlerle tamamladı: “Belki girdiğiniz sitenizde, kişisel yaşam özgeçmiş hikayenizde nasıl sınıf atladığınızın bir resmi var. Bunu bir başarı hikayesi olarak görebilirsiniz. Ancak bu, bu ülkenin emekçilerine cesaret vermiyor, refah getirmiyor Sayın Bakan. IMF, Dünya Bankası, CİB, Fitch, Moody’s, JP Morgan, TÜSİAD, MÜSİAD, TİSK ve MESS’in Robin Hood’u oldunuz Sayın Bakan. Bundan böyle sizin adınız ‘ters dönmüş Robin Hood’ olsun. İşler böyle devam etsin Sayın Bakan.”




