Gezi tutuklusu Tayfun Kahraman ile ilgili 13. Ağır Ceza Mahkemesi’nin Anayasa Mahkemesi kararını ihlal etmesine yönelik tepkiler devam ederken, Diyarbakır Milletvekili ve TBMM İnsan Haklarını İnceleme Komisyonu Başkanvekili Sezgin Tanrıkulu bir açıklamada bulundu.
Tanrıkulu, “Gezi Davası’ndan hüküm giyen Tayfun Kahraman hakkında Anayasa Mahkemesi hak ihlali tespitinde bulunmuş ve dosyayı yeniden yargılama için 13. Ağır Ceza Mahkemesi’ne göndermişti. Ancak bugün 13. Ağır Ceza Mahkemesi, Anayasa Mahkemesi kararına uymayacağını, bu kararın bir yetki gaspı olduğunu belirtti. Ayrıca, Anayasa Mahkemesi’nin süper temyiz mahkemesi olmayacağına dair bir karar verdi. Bu kararın gerekçesi ise bize yabancı değil; yakın zaman önce Can Atalay hakkında da benzer bir karar verilmişti ve o durum hala çözüme kavuşmadı. Daha önce Mehmet Altan ile ilgili de aynı şekilde bir karar verilmişti, fakat o daha sonra aşılmıştı. Şimdi bu durum ne anlama geliyor? Anayasanın 153. maddesi oldukça açık ve bağlayıcıdır. Yerel mahkemelerin bu kadar takdir yetkisi yoktur. Bu nedenle 13. Ağır Ceza Mahkemesi, Anayasal düzenine karşı suç işlemektedir. Anayasal rejime karşı suç işlemektedir. Bu mahkemenin derhal görevden el çektirilmesi gerekiyor” dedi.
“BU HAKİM VE SAVCILAR EL ÇEKTİRİLMELİ”
Tanrıkulu, önceki hafta Anayasa Mahkemesi ve Yargıtay tarafından düzenlenen sempozyuma dikkat çekerek, “Anayasa Mahkemesi ve Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi kararlarının yerine getirilmesi hususunda Avrupa Konseyi’nin desteğiyle yapılan bu sempozyumda Yargıtay Başkanı, Anayasa Mahkemesi Başkanı ve Danıştay Başkanı ortak bir şekilde bu kararların nasıl uygulanacağı hakkında görüş bildirmişti. Ancak yerel mahkeme, Anayasa uyarınca bağlayıcı olan bu karara uymuyor. Bu durum sıradan bir direnme kararı olmanın ötesinde, açıkça bir suç teşkil ediyor. Dolayısıyla Anayasa’ya karşı suç işleyen bu hakimlerin görevde kalması kabul edilemez. Hakimler ve Savcılar Kurulu’nun derhal toplanarak bu hakim ve savcılarla ilgili olarak görevden el çektirme kararı alması gerekiyor. Yeniden atamaların yapılması ve bu kararın bir an önce uygulanması sağlanmalıdır. Zira bu karar itiraza tabi; yani 14. Ağır Ceza Mahkemesi’ne gidecek ve muhtemelen aynı kararı verecektir. Bu kararın istinafı veya temyizi yoktur. Yine Anayasa Mahkemesi ve AİHM süreçleri başlayacak. Bu süreçler, anayasanın kurbanı olmamalıdır. Tayfun Kahraman’ın özgürlüğü de kurban edilmemelidir” şeklinde konuştu.
